Yaptırımlarda kapasite geliştirmeye ihtiyacımız var
Yaptırımlar siyasi hedeflerinin yanı sıra giderek önemi artan bir şekilde dış ticarette korunma aracı haline geliyor. İş dünyasının ve kurumların geçmiş yıllarda yaptırım deyince ilk aklına gelen ülke İran olurdu. Şimdi Rusya''ya yönelik yaptırımlar daha da ağır bir şekilde uygulanmaya başladı. Çeşitli alanlarda ve boyutta yaptırımlar ülkeler tarafından birbirine uygulanıyor. S-400 alımı sonrasında Türkiye''ye CAATSA yaptırımları kısıtlı da olsa uygulandı. Yaptırımları gücü elinde tutan ülkeler uyguluyor. Yaptırım uygulanan ülkelerin de yaptırım uygulayan ülkelere yaptırımlar ilan ettiğini görüyoruz.
Yaptırımlar, bilgi karmaşasına neden oluyor.
Yaptırımlar çeşitli alanlarda oldukça kapsayıcı bir şekilde uygulanmasına rağmen hangi ülke ile olursa olsun bazı alanlar yaptırım dışında kalıyor. En dar anlamda gıda, ilaç, hijyen ürünleri denilen insani ticaret dediğimiz kısım, belirli şartlar dahilinde yine yaptırım dışında kalıyor. Buna rağmen yaptırımları iyi bilmediğinde firmalarımız ve kurumlarımız, yaptırım kelimesini duyduğu anda kendisine o ülkeye ilişkin otosansür uyguluyor ve ticaret yapmayı bırakabiliyor. Bu zaten yaptırım uygulayan ülkelerin istediği de bir husus oluyor.
Bazen de yaptırımlara uymasa kendisine olacak etkileri değerlendirmekten uzak şirketler, yaptırımlara uymayıp sorunlarla karşılaşabiliyor. "Benim ABD ile işim yok" deyip ticaret yapan birçok firma, sonrasında parasının bloke edilmesi, dolar hesaplarının kapatılması, ticari hayatının son bulması gibi hususlarla karşılaşabiliyor.
Yaptırımlar, finansal atom bombaları gibi
Ticaretin en önemli mekanizması para transferi. Para transferi için otoyollar, dolar ile kurulmuş. Dünya ticaretinin kabaca yüzde 60''ı dolar ile yapılıyor. Bunun yanı sıra Euro, Japon Yeni, Yuan gibi rezerv para birimleri de var. Ülkeler, finansal sistemdeki ağırlıklarını yaptırımlarda kullanıyor. Bu atom bombalarının etkileri yalnızca ekonomik değil, sosyal ve kültürel olarak çok boyutlu bir şekilde bu ülkeleri etkiliyor. Yaptırım uygulanan ülke, uluslararası ekonomiden önemli oranda dışlanıyor, yatırım ve teknoloji açığı çekiyor, rekabette geri kalıyor.
Yaptırım uygulanacak firmalar nasıl belirleniyor?
Genelde yaptırımlarda en önemli takip SWIFT üzerinden yapılıyor. Bunun dışında yaptırım uygulayan ülkeler, farklı istihbari kaynaklar kullanarak da yaptırımları delen kişi ve kurumları takip edebiliyor. Örneğin yaptırım uygulanan ülkedeki fuarlara gidip yabancı firmaların stantlarını resimleyebiliyor. Ayrıca, üçüncü kişilerin ihbarı kaynaklı da yaptırım incelemesi yapılabiliyor. Bazı yazılım programları ile firma adı, firma yöneticisi ve sahibi ile yaptırım uygulanan ülkedeki kişi ve kurumların adı yan yana geldiğinde bu haberler derleniyor ve bankalarla paylaşılabiliyor. Bankalar da bu bilgilere dayanarak finansal işlemleri reddedebiliyor. Yaptırımları uygulayan ülkelerin genelde teknolojide ve yazılımda en ileri ülkeler olduğunu unutmamak gerekiyor.
Yaptırımlar teknik bir konu ve uzmanlık gerektiriyor.
Yaptırımlar oldukça derinlikli analiz edilmesi gereken ve uzmanlık isteyen bir konu. Yaptırımlarda en önemli husus, firmanın ticaret yapıp yapamayacağını değerlendirmek için nitelikli danışmanlık alması. Ticaretin yapılabileceği hususlarda ise, bu uzmanlığı firmanın ticaretinin büyüklüğüne göre kendi içinde istihdam etmesi. Piyasada yaptırım uzmanlığını iyi bildiğini söyleyen bazı hukuk bürolarıyla görüşmelerimde yeterli bilgi birikiminin olmadığını üzülerek görüyorum. Yaptırımlara ilişkin ABD başta olmak üzere farklı ülkelerde sertifika programları var. Eğitimleri aldıktan sonra da sürekli kendinizi geliştirmeniz ve sertifikanızı yenilemeniz gerekiyor.
Yaptırımlar konusunda kapasiteyi artırmamız gerekiyor
Kısacası, yaptırımlar konusunda nitelikli uzmanlar yetiştirmeye devam etmemiz, nitelikli bürolar oluşturmamız, gerekmesi durumunda kurumlarımızın bünyesinde bu alanda yetkin kişiler istihdam etmemiz gerekiyor.
Devlet düzeyinde de Ticaret Bakanlığı''nın yaptırımlar hakkında bir daire başkanlığı kurması ve bankalarımızın sırtındaki yükü alması faydalı olabilir. Yaptırımlar, halihazırda yalnızca para transferi üzerinden algılanıyor. Bunun ticaret politikası bağlamında da ülkemizce gerekmesi durumunda kullanılabilmesi gibi hususların da daha fazla ele alınması için şimdiden kapasite geliştirmekte fayda var.