Bugünkü Yazarlar Tüm Yazarlar
Abdullah OSKAY

Abdullah OSKAY

Ticaretin Politikası

O Hissetmiyor

O Hissetmiyor

Dün polisimizi şehit eden katil zanlısının fotolarını görünce derinden hissettiğim ve söylemek istediğim "O hissetmiyor." Siz vursanız da, işkence etseniz de hissetmeyecek.

Bunları nereden mi biliyorum? Olağandışı hayat serüvenimden.

Bu hayat beni buradaki hemen hiç kimsenin tanıyamayacağı kişilerle tanıştırdı. Bunlardan birisi de lisede kaldığım yurttaki 4 kişilik odamızda Anadolu Lisesi grubundaki üç kişinin yanına bir tiner bağımlısı gencin, bizler ona örnek olalım diye verilmesi idi.

Bu genç sonrasında yurttan kaçıp, Antalya'da bir Rus turisti, 7 kişilik tinerci çetesiyle öldürmüştü.

Bu gençle anılarım çeşitli idi. Sessizdi ama aniden öfke patlamaları yaşayabilirdi. Hissizdi.

Sonrasında bir gün sosyal hizmet uzmanımıza "Devlet bu tinerci çocuk sorununu çözemez mi?" diye sormuştum. "Çözer ama bu da bir sektör. O yüzden çözmüyor." demişti.

Bu sorunu idealist bir bakış açısıyla, hatta yurtdışında görev yaptığım yerleri bile buna göre seçerek çözmek için çok uğraştım. Sivil toplumda, hak temelli çalışmalarla çocuk hakları alanında uzun yıllarımı verdim. Bu çalışmalarda dünyanın birçok farklı yerinden akademisyenlerle, sivil toplum aktivistleriyle, kamu çalışanları ile birlikte oldum.

Dünyanın fikrini ülkemize taşımak için gayret ettim. Bakanlıklardaki beyaz yakalı dil bilen uzmanlarla 330 çevirmenin olduğu "Gönüllü Çevirmen Ağları" kurmaktan, ülkemiz dahil dünyanın birçok yerinde sempozyumlar, çalıştaylar, sosyal kampanyalar düzenlemek dahil birçok çalışmada bulundum. "İslam ülkelerinde koruyucu aile hizmet modellerinin geliştirilmesi" lokomotif projemizdi. Bunun için çok çaba harcadım.

Bu çalışmalarda edindiğim en önemli bilgi, çocukların aile yanında, çocukların gelişimi için kritik olan gerekli uyaranlarla büyümesi idi. Tüm bu deneyimlerimi "Yuvalar Kapatılsın" isimli bir kitapta da bir araya getirdim.

oskay.png

Bu tecrübelerim ışığında dünkü katilin polisler ne yaparsa yapsın hissetmeyeceğini bildiğim, daha doğrusu buna bana öğreten bir kitabı ve içinden bir kısmı sizlerle paylaşmak istiyorum.

Kitabın adı "Köpek Gibi Büyütülmüş Çocuk". ABD'li bir çocuk psikiyatristinin anılarından oluşuyor. Kitabın bir bölümünde bir ABD'li işçi ailesinin iki çocuğunun farklı hayat hikayeleri ele alınıyor.

Orta düzey bu işçi ailesinde anne, mental geriliğe sahip. Mental geri bu annenin ilk çocuğuna kasabadaki diğer aile yakınlarının katkısıyla iyi bakılabiliyor ve bu çocuk, normal bir çocuk olarak yetişiyor.

İkinci çocuk doğduğunda ise, kasabadaki fabrika kapanıyor ve aile şehre taşınıyor. Mental geri anneyi destekleyici sosyal çevrenin kaybına ABD'nin işlemeyen sosyal devleti de eklenince ikinci çocuk, gelişimi için bu desteklerden eksik şekilde büyüyünce beyinde empati bölgeleri gelişmiyor ve hissiz bir çocuk olarak yetişiyor. Gençliğinde ise üç ABD'li genç kızı öldürüyor. Psikiyatristimiz ise bu kişiyle yaptığı görüşmelerde hiçbir şekilde erişemediği aynı uzaydaki katılık gibi "hissizliğini" analiz ediyor ve kitabın sonunda ABD'nin katı liberalizmini eleştirdiği 17 sayfalık bir manifestoyla kitabı bitiriyor.

Katil zanlısı gence polisler istediği kadar vursun. O çocuk hissiz. Bunu anlayıp sosyal sorunlarımızı değiştirmek için çaba gösterinceye kadar ha boş çuvala vurmuşlar, ha dağa taşa. Önemli olan çocukların gelişimindeki kritik dönemler için gerekli psiko-sosyal destek mekanizmalarını inşa edebilmek.

Geçtiğimiz günlerde bir özel okul sahibi arkadaşımla konuştuğumda, bu yıl ana okulu kayıtlarının kriz nedeniyle beklenenin çok altında olduğunu söyledi. Evde uyaransız yetişen çocuklar örneğin bu hissizliğe aday. Bunları çözecek politikalar ihtiyaç duyduklarımız. Her şeyi devletten beklemeden alacağımız sivil inisiyatifler ihtiyaç duyduklarımız. Aksi bolca hissiz insanlarla bir arada yaşamaya mahkum olmamız olacak.

Yazarın Diğer Yazıları