Yaftalamak çok kolay!
Hemen her köşede günlük politikaları okurken, biz, 10 Kasım münasebetiyle girilmeyen bir alana girdik: Masonluk... Mesele İttihatçılar ve Masonluk ilişkisine geldi. Yahya Kemal'in İttihatçılar hakkındaki değerlendirmesini vermiştim. İçlerinde Masonlar da dâhil her kesim vardı ve hepsi de birlik içindeydi, demeye getiriyordu.
Mustafa Kemal ve Enver Paşa'nın en büyük muarızı Dr. Rıza Nur önce İttihatçıydı. 1909'da Sinop mebusu olarak Meclis-i Mebusan'a girdi. Ama İttihat ve Tarakki Fırkası'yla arası açıldı. Profesörlüğü elinden alındı. Askerî doktordu; rütbesi kolağalığına indirildi.
Tabiî İttihatçıların en büyük düşmanı kesildi. Çok tartışılan Hayat ve Hatıratım'da İttihatçılar ve Masonluk arasında bağ kurar, ağır sözler eder:
"Masonluk Türklerce dinsizlik ve küfür sayılmıştır. Ve bunlara karşı halkta umûmî nefret ve kin vardı. Abdülhamit zamanında hükümet de bunların aleyhinde idi. O vakit İstanbul'da birkaç loca var idiyse de ekseriyetle ecnebi, Rum, Yahudi ve Ermenilerden mürekkepti. Türklerden pek azdı. Bunlar da kendilerini pek gizli tutarlardı. Bu localar vaktiyle Beşinci Murat'ı da mason yapmıştı. Namına hâlâ İstanbul'da bir loca vardır. Talât, Rahmi ve arkadaşları Selanik'te İtalyan mason locasına girmişlerdi. Bunun da rehberi Yahudi Karaso [Emenuel Karasu] idi. Masonluğu cemiyet efradı arasında neşretmişlerdi. Manastırdaki cemiyet reisleri ise Melâmiliği neşretmişlerdi. Bunun da reisi Miralay Sadık'tı.
Meşrutiyet ilan olununca Rahmi, Talât ve arkadaşlarından çoğu İstanbul'a gelince derhal İstanbul'da mason locaları açtılar. Birçok Türkleri localara kaydettiler. Bunların mühim bir kısmı da dönmeler idi. İttihat ve Terakki cemiyeti demek mason locası demek oldu. İttihatçılar locaları kendilerine kuvvet ve âlet yaptılar." (Rıza Nur, Hayat ve Hatıratım, C. 1, s. 259-260).
Dönemin Türkçülerinin Masonluk hakkında ne düşündüklerini yazacağımı belirtmiştim.
Masonlar ve ittihatçılar üzerine ayrıntılı çalışma yapan Orhan Koloğlu'nun şu tespiti önemli:
"Enver'e ek olarak, Osmanlı Hürriyet Cemiyeti'nin 1 numaralı üyesi Mehmet Tahir, Fethi (Okyar), Miralay Sadık, Kâzım Karabekir, İsmet (İnönü) gibi daha sayısız ilk dönem İttihatçısını 'mason olmayanlar' arasında saymak mümkündür. Aslına bakılırsa, olan kadar olmayan hakkında da belgelere sahip bulunmadığımızdan bilgiler hep söylentilere dayalı kalıyor. Bu yüzden de masonluğu aşağılama ya da İttihatçıları yerme dönemi geldiğinde herkese kolaylıkla mason kulpu takılmıştır." (İttihatçılar ve Masonlar, 2012, s. s. 43-45).
Meselenin özü Koloğlu'nun yazdığı gibi. Kolaylıkla "Mason" yaftası yapıştırılıyor.
(Burada açıkça yazıyorum. Mason dernekleri kanunen kurulmuştur. Faaliyetlerine hiçbir engel yoktur. Söylemek istedikleri bir şey varsa köşem açık.)
İttihat ve Terakki içinde Türkçülüğün fikriyatını geliştirenler, Masonluk ve Sosyalist hareketlere karşı tavır almışlardır.
Selanik'te, Masonluk yanında Sosyalist hareketler de ve bir zemin bulmuştu. 1911'de, İttihat ve Terakki'nin Merkez-i Umumî üyesi Ziya Gökalp'ın teşvik ve desteğiyle Selanik'teki çıkmaya başlayan Genç Kalemler dergisi etrafında toplanan Türkçü yazarlar hem Masonluğu hem Sosyalistliği tenkit eden "Vatan, Yalnız Vatan" broşürünü çıkarmışlardır.
Vatan, Yalnız Vatan'dan hareketle söyleyeceklerimiz var.