Virüsle savaşın bir yolu: kitap
Evde kalanlar "Ne yapacağım şimdi. Alışkın değilim." demesin. Kitaplığına baksın, okumadığı kitapları okusun. Kendisinde yoksa çocuklarının kitaplığına baksın. ne bulurlarsa okusun. Olmazsa ısmarlasın.
Prof. Dr. Ahmet Bican Ercilasun, "Dîvânu Lugâti't-Türk'teki Şiirler ve Atasözleri" kitabını yayınladı. (Bilge Kültür Sanat Yayınları, 224 s.)
Ercilasun Hoca, Prof. Dr. Ziyat Akkoyunlu ile birlikte "Dîvânu Lugâti't-Türk Giriş-Metin-Çeviri-Notlar-Dizin"i yayınlamıştı.(TDK Yayınları, 995 s.)
Dîvânu Lugâti't-Türk sadece bir sözlük değildir. Eski Türk şiirinin ve Türk atasözlerinin en eski kaynağıdır. Onun içindir ki, Dîvânu Lugâti't-Türk, şiirimiz ve atasözlerimiz için vazgeçilmez bir eserdir.
Dîvânu Lugâti't-Türk'te, her biri ayrı bir kelimeye örnek olarak verilmiş 142 dörtlük, 95 beyit (toplam 758 mısra), 266 atasözü yer alıyor.
Ercilasun Hoca'nın tespitine göre, eserde, 40'ı dörtlüklerden, 51'i beyitlerden oluşan 91 şiir vardır. Eserdeki şiirler ve atasözleri orijinal yazılışları ve bugünkü Türkiye Türkçesine aktarmalarıyla veriliyor.
Ercilasun Hoca, şiir aktarmaları da manzum vermiştir ki, bu emek isteyen bir çalışmadır.
Öğütleri örnek alacağım:
"Bilge erig eḍgü tutup sözin işit, / Erḍemini ögrenipen ışka sür e!" ("Bilge eri iyi tutup sözünü işit, / Erdemini öğrenerek tatbik et!")
"Oglum ögüt algıl, biligsizlik kiter; / Talkan kimniŋ bolsa aŋar bekmes katar." (Oğlum, öğüt al, bilgisizliği gider; / Kavutu olan, ona pekmez katar.)
Eserdeki şiirler ilk defa bütün yönleriyle hem muhteva, hem şekil, hem sanatlar açısından inceleniyor.
Eserin bir özelliği de Türk şiir ve atasözlerinin araştırılması, kökenlerine inilmesidir.
*
Bir diğeri "Cengiznâme". Ötemiş Hacı'nın eserini Çağatay Türkçesinden Prof. Dr. Tuncer Gülensoy aktardı. (Bilge Kültür Sanat Yayınları, 80 s.)
Cengiz Kağan, Moğolların Gizli Tarihi ve Altan Topçi adlı eserlerde de anlatıldığı üzere, Moğolların efsanevî lideridir. Kurduğu devlet Orta Asya'dan Deşt-i Kıpçak'a (Ukrayna-Rusya sahaları) uzanmış ve uzun süre tarih sahnesinde kalmıştır.
Cengiz Kağan'dan sonra, 16. yüzyılda, Ötemiş Hacı tarafından Çağatay Türkçesi (Doğu Türk yazı dili) ile yazılan Cengiznâme, "Cengiz Han; İcen Han ve Sayın Han; Şiban Han; Berke Han; Mengü Temür Han; Toktaga Han; Özbek Han (Özbek Han'ın İslâmiyeti kabulü ile ilgili hikâye); Canıbek Han ve Berdibek Han destanlarının başlangıçları"nı anlatıyor.
Eserde adları geçen kişilerin fizikî portreleri çizildiği gibi karakterleri üzerinde de duruluyor. Eserin diğer bir özelliği, savaşların yanında, pek çok folklorik ve etnografik değeri olan olayı da ayrıntılı nakletmesidir.
Eserde, kişi, yer (şehir, dağ, ova, nehir, göl) ve madde adları yer alması bakımından da önemli bir kaynak.
Eserde geçen Cengiz oğullarının adları, Türk onomastiğini (özel adlı ilmi) de yakından ilgilendirmektedir. Çünkü, bu adların pek çoğu Moğolca ve Türkçede ortak olup, anlamları da aynıdır.
Okumak lâzım.