Virüsle mücadelede parti adı geçmez!
Dün 23 Nisan'dı ve "bayram"dı. Bugün 24 Nisan... Nereden bize hücum gelecek diye sağımıza solumuza bakıyor, gardımızı alıyoruz. İçimizdeki ve dışımızdaki Taşnakçılar, 1915 tehcirini dillerine dolayarak hep beraber saldırıyorlar!
Şimdi bundan bahsetmeyeceğim.
Birliğe ihtiyaç duyduğumuz şu zamanda belediyelerin yardım faaliyetlerine hükûmet edenlerin akılları durduran müdahalesi tartışması hiç dinmiyor.
R. T. Erdoğan muhalif partilerden yönetimindeki belediyelerin yardım koşuşturmalarını öyle bir kategoriye soktu ki, söyleyecek söz bulamıyorum. Bir de köşemden tarihe not düşeceğim:
"CHP'li belediyeler ne yapıyor: Bakanlıkları, valiliği hiçe sayarak kendi başlarına yardım toplamaya ekmek dağıtmaya hastane kurmaya çalışıyorlar. CHP'li belediyelerin salgınla mücadele kurallarını hiçe sayarak giriştikleri show yapmaktır. Bu tür teşebbüsler özellikle FETÖ, PKK gibi örgütler tarafından denenmiştir."
Bu sözleri ederken hayretle baktım... arkasında Cumhurbaşkanlığı forsu asılıydı. Ak Parti'nin ampulü yoktu. "Cumhurbaşkanı", yeminine dikkat ederseniz Türkiye adına konuşur. Muhalif partiler devletin bütün gücüyle mücadele ettiği PKK ve FETÖ'ye benzetiyorsa, demek ki (...) görüyor. O kelimeyi söylemeyeyim!
Bu satırları yazarken sabah İsmail Küçükkaya'nın programında M. Kemal Atatürk dair birçok kitaba ve makaleye imza atan Prof. Dr. Hikmet Özdemir'i dinliyordum. Önemli bir şey söyledi. Öz olarak "Atatürk Millî Mücadele'yi partili olarak vermemiştir." dedi.
Virüs bir millî mücadeledir. Partilisi partisizi olmaz. Kanunlar belediyelerin yardım etmek için yardım toplamasına izin vermez, diyorlar. Acaba öyle mi?
Cevabı, M. Ü. Hukuk Fakültesi İdare Hukuku Anabilim Dalı öğretim üyesi kıymetli bir hukukçumuzdan alacağız:
"Muhterem Hocam;
Belediyelerin yardım toplamasıyla ilgili karmaşanın bittiğini düşünürken, daha karmaşık hale geldiğine üzüntüyle şahit oluyorum. (...) İçişleri Bakanlığının 2860 sayılı Yardım Toplama Kanunu hükümlerine göre belediyelerin bağış toplamasına müdahale yetkisi mevcut değildir.
Kanun, özel hukuk kişilerinin denetimsiz para toplamasını önleme amaçlıdır. Fazla ayrıntıya girmeye gerek olmadığı için aşağıda ilgili maddeleri dikkatinize arz ediyorum. Aynı mantıkla bakıldığında Cumhurbaşkanının da Ankara Valisinden izin alması gereklidir.
Kanunun kamu kuruluşlarını özel mevzuatına tabi tutan 31. maddesi çok açıktır. 31. madde şöyledir: 'Saklı tutulan hükümler: Madde 31 - Mevzuat hükümlerine göre bazı derneklere, vakıflara, meslek kuruluşlarına ve kamu kuruluşlarına tanınmış hak ve ayrıcalıklar saklıdır.'
Belediyelerin bağış kabul etmeleri 5393 sayılı belediye Kanunu (m.15.) ve 5216 sayılı Büyükşehir Belediyesi Kanunlarında(m.10.) belediyelere tanınmış imtiyazlar arasındadır. Bu sebeple, valilikten izin alma zorunluluğu belediyeler için bahis konusu olamaz. Prof. Dr. Turan Yıldırım"
***
Turan Yıldırım Hocamız, Yardım Toplama Kanunu'nun açıklamalı maddelerini de gönderdi.
Kanun var veya yok... Halkla iç içe olan devletin uzantısı belediyelerdir; devreye girmek mecburiyetindedir.
Virüse karşı bir millî mücadele veriyoruz, ama bakıyorsunuz en tepenin bile particilik damarı kabarıyor.
Zarar hepimize.