Vazo kırıldı!
Başbakan Recep T. Erdoğan, ülkemize de uğradı! Havaalanındaki “tarihî” konuşmasını dinledim.
R. T. Erdoğan, bildiğimiz R. T. Erdoğan! Ağaca bakıyor ormanı görmüyor. Örgütlerden bahsetti... Biz de bahsetmiştik. Böyle bir protesto olur da illegal örgütler araya girmezler mi?! Yakıp yıkanlar onlar; esnafa zarar verenler onlar. Ama büyük kitlenin sağduyusu, bu örgütleri tecrit ediyor.
Ak Parti Hükûmetinin bizi ayrıştıran, insanlarımızı farklılaştıran, birbirinden şüphe duyar hâle getiren tarafgir politikalarına karşı kanun çerçevesinde gösterileri bütün varlığımla destekliyorum.
28 Şubat icraatına karşı nasıl en ağır yazıları yazdıysam şimdi 28 Şubat’a rahmet okutturacak “ayrıştırıcı” icraata karşı haykırıyorum.
R. T. Erdoğan, 76 milyonu kucakladığını söylüyor. Önce “Yüzde 50’yi zor tutuyorum.” demişti. 76 milyonu kucaklayana karşı kitleler seslerini yükseltebilirler mi?
Üstelik yüzde 50 sanki kemikleşmiş, her şeyiyle kendisine bağlı kitleymiş gibi konuşuyor. “Militan” kesimle, “umut” bağlayan kesimi birbirinden ayırmalıdır. Militanlar değişmezler ama umut bağlayanlar umutlarını yitirirlerse, tercihleri değişir.
R. T. Erdoğan, halkın neye niçin itiraz ettiğini hesaba katmıyor. Temel talepleri nedir, akla getirmiyor. Gezi Parkı’nın ağaçları değil mesele; fırsatçı illegal örgütleri bir tarafa bırak, 77 ili saran protestoların sebeplerini araştır... Ne çıkacak karşına? Bu kitleler bölücülere verilen tavize karşılar, İmralı-Kandil pazarlığına karşılar... Bayrağımıza dil uzatanlara, bayrağın adı değişsin diyen zihniyete karşılar. Kahir ekseriyetin fikri budur. Gezi Parkı’nda kamp kurmuşlara sorsanız, çoklukla - onların ifade şekliyle- “özgürlükler”in ellerinden alınmaması, “doğa”nın katledilmemesi için buradayız diyeceklerdir. Yeter mi?
R. T. Erdoğan’ı havalimanında karşılayanların neredeyse hepsinin elinde Türk bayrağı vardı. Başbakan, kaç defa “Türk bayrağı” dedi. Ayakları suya mı eriyor acaba? Gösterilerden sonra gerçekleri mi görmeye başladı?! Üstelik göstericilerin Türk bayrağı yaktığını söyledi. Çok insan gösterilerde Türk bayrağı taşırken, protesto, Türk bayrağının gönderden indirilmemesi için yapılırken “kışkırtıcı ajanlar”ın kastı nasıl genelleştirilebilir! Erdoğan’ın bunu söylediği iyi oldu; halk daha dikkat gösterir ve kışkırtıcılara karşı kesin tavır alır.
Şu mektup Antalya’dan... 12 Eylül öncesini yaşamış mühendis Necati Polat Bey’den geldi. (MHP yönetiminin dikkatine sunuyorum!)
“Antalya’da yaşıyorum. Sanayi semtindeki yürüyüşlerde kenardan seyrettim ve bütün yürüyenlere Bozkurt işareti yaptım. Ülkücü gelip elime sarılırken diğer kesimler alkışlıyordu. Yürüyenler içinde AYRIMCILIK kesinlikle yoktu. Bunlar 10 yılın birikimini simgeliyordu.”
Vazo kırıldı... Tutturamazsınız Recep Tayyip Bey!