Vatandaşın kalan parası da böyle gidecek!
Masal anlatmayı seven bir yönetim ve onların havuz medyası var. Başlarda bu masalları anlattıkları zaman benliğimizi bir coşku ve heyecan kaplıyordu. Ancak midemizden gelen açlık sinyalleri, bankadan gelen borç ekstreleri ile birleşince bu coşkunun yerini derin kaygılar aldı…
Neymiş efendim semt pazarlarından çürük sebze toplayanlar bir şehir efsanesiymiş, Türkiye'de açlık yokmuş! Peki İBB Halk Ekmek büfeleri önündeki kuyruğa ne demeli o zaman? Halk Ekmek'ten ucuz ekmek alıp ayda 50 TL 100 TL tasarruf yapmak isteyenler yoksulluk kuyrukları oluşturmuyor mu? Bakınız Halk Ekmeğin günlük üretim sayısı 2016 Kasım ayında 716 bin adet, 2017'de 631 bin, 2018'de 992 bin, 2019'da 841 bin, 2020'de 1 milyon adedi aşmış durumda…
Bu kuyrukların görünmesini engellemek için İBB'nin yeni büfeler açması bile AKP-MHP tarafından engellendi bu nasıl bir vicdandır?
2018'de Brunson Şoku ile Türk ekonomisinin ne kadar kırılgan olduğu ortaya çıkmıştı. Ve bu tarihten sonra rakamlara bakarsanız yoksulluğun arttığı üretim rakamlarına yansımış durumda.
Türk Halkı derin bir yoksulluğa gömülürken bazıları çifter maaşları ile, yönetim kurulu üyeliklerinin ballı paraları ile, girdikleri işlerde bankamatik memurluğu ile, tuzu kuru bir yaşam sürüyor. Onların hanesine fakirlik bırakın uğramayı, selam bile vermiyor.
Masallar ve Gerçekler
Yandaş Medya Pandemi ile birlikte 'Dünyanın yeni üretim üssü Türkiye olacak' diye palavralar sıkmaya başlamıştı. Yapılan taktik aslında şu: Mevcut kötü durumu uydurduğun bir yalanla kapat, itirazları ve sorgulamayı hep iyi olacak diye bir palavraya bağlı olarak savuştur.
Ne oldu o üretim üssüne? Bakınız dünya tekrar döndü Çin'den mal almaya başladı. Bloomberg ne diyor: Çin'in Şanghay kentinden ABD'nin Los Angeles kentine mal göndermek için bir konteynerin maliyeti Haziran ayına göre ikiye katlandı. Aynı maliyet Hollanda'nın Roterdam kenti için ise dörde çıktı.
Yani ticaret yine Çin'e kayıyor. Yahu Türkiye hangi yarı mamulü üretiyor? Hangi hammaddeye sahip? Bu üretim nasıl buraya kayacak? Sallamak bedava…
Paralar Gidecek
Hazine Nakit Dengesi'nin 2020 yılına ait olan rakamlarını gördünüz mü? Bu denge genel bütçe gelirlerinden, genel bütçe giderleri çıktığındaki farktır. Fark ne kadar artıyorsa işler o kadar bozuluyor demektir.
2015 yılında -17 milyar TL olan açık, 2016'da -38 milyar TL, 2017'de -60 milyar TL, 2018'de -70 milyar TL, 2019'da -130 milyar TL ve nihayet 2020 yılında -181,8 milyar TL oldu.
Bu açığın gösterdiği iki gerçek var:
1-Yandaş Havuz Medyası ekonominin pandemi ile bozulduğunu iddia ediyor ama bakın 2015'de açık -17 milyar TL'den, 2019'da -130 milyara çıkmış. Demek ki Türkiye için alarm zilleri daha önceden çalmış…
2-2020'deki devasa açık nasıl kapanmış? Borçla… Borç karşılığı 121 milyar TL faiz ödenmiş. Peki bu para kimden çıkmış? 2021'de de kimden çıkacak?
Devasa açık için yapılan zamları kim ödemiş? Vatandaş değil mi? 2021 yılında da pandemi ile zaten işsiz kalmış vatandaşın elindeki avucundaki son parasını da bu açıklara vermeyecek miyiz?
Hükümet tasarruf yapacağına, Almanya'dan daha fazla olan lüks makam arabalarını azaltacağına, yandaşlarına ballı maaşlar vermeyi keseceğine, Allah ne verdiyse zam yapıp, borç alarak yükü vatandaşa yıkmaktadır.
Vatandaşın elinde artık para bitti. Borçla, zamla ekonominin çarkı sizce ne zamana kadar dönecek?