Hepimiz aynı hikayeyi yaşıyoruz...
Henüz yeni yıla yeni girmişken herkesin aklında aynı soru: Bu sene neler, nasıl zamlanacak?
Vatandaş 2025'te nasıl geçineceğini düşünüyor...
Maaşlar yattığı gibi eriyor. Yani herkes aynı dertten muzdarip. Emeklisi, asgari ücretlisi, dar gelirli aileler… Hepimiz zamlara karşı hayatta kalma savaşı veriyoruz.
Vatandaş hesap uzmanı olmak için adeta uygulamalı bir eğitimde.
***
Komşu teyzelerden birisiyle geçenlerde ayaküstü sohbet ettik. Aldığı emekli maaşının kira, fatura derken elinde bir şey kalmadığını anlatıyor. Kadıncağız, torununa hediye almak gibi, harçlık vermek gibi bu tarz basit jestlerden geçmiş artık, çayı bile hesapla içer hale geldiğini söylüyor.
Diğer bir yandan da, ekonomistler "daha fazla zam kapıda" diye uyarılar yapıyor.
Dışarda çay içmek dahi çoğu vatandaş için lüks hale gelmiş durumda.
***
Kime halini sorsak bin ah işitiyoruz artık.
Kirada yaşayan bir asgari ücretlinin büyük bir şehirde geçinmesine imkan vermek çok zor.
Kira, faturalar, pazar masrafı, şişen ve takla attırılan kartlar, avans hesaplar, ihtiyaç kredileri...
Takla attırılan kartlarla ve avans hesaplarla, bir sonraki aya kadar ihtiyaçlar karşılandıktan sonra ortaya çıkan faizler...
Sırf o döngüyü sağlamak için havaya para ödediğini hisseden milyonlarca insan...
***
İnsanlar yeme-içme, barınma gibi masraflarını karşıladıklarında artık döngü sağlanıyorsa keyfi yerinde.
Yatırım yapmak, ev, araba, motosiklet almak çok uzaklarda hayaller haline geldi. Yat, karavan falan zaten daha da zor...
"Şato istiyorsan neden olmasın?" diyebilecek kişisel gelişimci de çıkamıyor artık. Umut aşılayamayacağını biliyor tabi.
Yani, özetle beklentiler minimalde torununa hediye alabilecek kadar, ailecek dışarıya çıkıp çay kahve eğlencesine yetecek kadar 'lüks'e sahip olmak olsa da kısa vadede bunlar da hayal!
Vatandaşın beklentisi 2025'e yetişir mi bilinmez ama durum şimdilik içinde bulunduğumuz vaziyette.
