Asgari ücretin çocuğu: Altın yumurtlayan tavuk!
Güzel ülkemin güzel vatandaşları her güne yeni bir zam haberiyle karşı karşıya kalabiliyor.
Asgari ücret zammı, emekli zammı, memur zammı falan derken, ihtiyaçlarımıza da zamlar birer birer geliyor.
Zam konuları tartışmaları gündemdeyken, zamlanan ihtiyaç ve hizmetler, zam belli olunca da zamlanmakla kalmayıp bir de zamlar vatandaşın eline geçtiğinde de zamlanması her cebin korkulu rüyası haline gelmiş durumda.
Yani bugün "asgari ücret ne kadar olacak?" diye bir konu gündemdeyse ve "x" ürün zamlanıyorsa üstüne, en az 2 defa daha zamlanmasını bekleyeceğiz. İlki zam netleşince! İkincisi de zamlı maaşlar ceplere girince...
Zaten zamlı maaşlar ceplere girene kadar yeni bir borçlanmanın içine girip, BELKİ ilk 3 veya 5 aylık dönemde o borç erirken, enflasyon fahiş şekilde artmazsa yılın geri kalanında en azından tekerlek dönebilir.
Ya enflasyon artarsa?
Zaten genelin sorunu da bu değil mi?
Geçinmeye çalışan aile veya bireylerin sistemleri şu şekilde işler hale geldi:
1. aşama: Asgari ücret belli olurken, belirlenirken ve maaş yatana kadar her şey fahiş şekilde zamlanır.
2. aşama: Zamlar nedeniyle geçim için gerekli bütçede içeri girilir ve borçlanılır. Borç banka ve eş-dost ile çözülür.
3. aşama: Borçlar işler yolunda giderse kapanır.
4. aşama: Muhtemelen enflasyon artışından dolayı TEKRAR BORÇLANILIR.
5. aşama: Asgari ücret belli olurken, belirlenirken ve maaş yatana kadar her şey fahiş şekilde zamlanır...
Hayırlı olsun, kısır döngüye girilmiştir!
Asgari ücret konuşulmasını istemeyen insanlar var! Çünkü gündemde ne zaman asgari ücret olsa, cepler biraz daha yanıyor.
Şimdi bu konuyu basit bir zam haberiyle örneklendirirsek;
Tüm bunlar varken, şimdi de gündemimize yumurta zammı haberi geldi.
Yumurta için 260 lira diyorlar...
Tavuk altın falan da yumurtlamıyor ha!
Söyleyeceklerim bu kadar.