Yapay zeka ve yalnızlık
Bir zamanlar yalnızlığın en büyük düşmanı insandı. Kahve molalarında yapılan sohbetler, sokakta karşılaşılan eski dostlarla edilen muhabbetler, sıradan bir 'Nasılsın?' sorusunun ardında gizlenen samimiyet… Bunların yerini artık bir ekranın soğuk ışığı, klavyeye dokunan parmaklarımız ve cevabını saniyeler içinde veren bir yapay zeka aldı. Konuşuyoruz, hatta belki dertleşiyoruz ama dinleyen kim? Gerçekten anlıyor mu? Yoksa yalnızlığımıza yeni bir maske mi bulduk?
Son yapılan araştırmalar, ChatGPT gibi yapay zeka tabanlı sohbet robotlarını sık kullanan bireylerin yalnızlık hissinin arttığını gösteriyor. OpenAI ve MIT tarafından yürütülen bir çalışmada, kullanıcıların sosyal çevreleriyle geçirdiği sürenin azaldığı tespit edildi. Bu araştırma, insanlık için çanların çaldığını gösteren ilk işaret olabilir mi?
***
Bir yapay zeka ile sohbet etmek, ilk bakışta güven verici görünebilir. İnsan yargılarından uzak, sabırlı ve her zaman orada olan bir varlık… Üstelik sizi reddetmez, yargılamaz, sıkılmaz. Peki ya gerçek insanlar? Onların zihinleri ve kalpleri bu kadar keskin yanıtlarla dolu mu? Belki de bu yüzden, insanın insana anlatacak bir şeyi kalmadığında, bir makineyle konuşmayı tercih ediyoruz fakat bu da büyük bir paradoks yatıyor. Yapay zekanın sunduğu konfor, aslında sosyal bağlarımızın altını oyuyor olabilir. Yalnızlık, insanı diğer insanlara yaklaştıran en doğal hislerden biridir. Çünkü insan, varlığını bir başkasına anlatmak ve anlamlandırmak ister. Ama eğer bir yapay zeka, bizim için her daim hazır bir dost gibi görünüyorsa, bir süre sonra gerçek dostlukların gereksiz olduğu yanılsamasına kapılabiliriz. Ve işte o zaman, yalnızlık gerçekten başlar.
***
Araştırma, duygusal olarak insan ilişkilerine daha fazla bağlanan bireylerin, sohbet robotlarıyla da benzer bir bağ kurduğunu ortaya koydu. Gençler ve ruh sağlığı sorunları yaşayan bireyler için bu durum özellikle riskli olabilir. Zira insan, sosyal bir varlıktır. Dijital bir dünyada, fiziksel temas olmadan geçirilen her an, insanın doğasına aykırıdır. Belki de bu yüzden, sanal sohbetler bir noktadan sonra ruhumuzda yankılanan sessiz bir çığlığa dönüşüyor.
Üstelik bu yalnızlık sadece bireysel bir sorun değil; toplumsal bir erozyonun da habercisi. İletişimin yüz yüze olmaktan çıktığı bir dünyada, insanlığın sosyal dinamikleri de değişiyor. Bir yapay zeka size sonsuz ilgi gösterebilir, ama aynı zamanda insanın insana duyduğu ihtiyacı da aşındırabilir. Eğer insanlar, dijital dostluklarla yetinmeye başlarsa, gelecekte ne olacak? Gerçekten iletişim kurduğumuzu sandığımız bir çağda, aslında en büyük kopuşu mu yaşıyoruz?
***
Elbette teknoloji düşmanı olmanın anlamı yok. Yapay zeka, doğru kullanıldığında insan hayatını kolaylaştıran, bilgiye erişimi hızlandıran ve birçok alanda fayda sağlayan bir araç ama burada kritik nokta şu: Yapay zeka bizim için bir destek mi, yoksa bizi insani bağlarımızdan koparan bir tehdit mi?
Dijital sohbetlerin sıcaklığına kapılıp gerçek dünyadaki ilişkilerimizi ihmal etmek, bizi farkına varmadan en yalnız olduğumuz noktaya sürükleyebilir. Belki de, bir makineyle dertleşmek yerine eski bir dostu aramanın, uzun zamandır ihmal ettiğimiz biriyle kahve içmenin zamanı gelmiştir.
Çalışma arkadaşınız yapay zeka olabilir
Demir çağının şafağı: Yapay zeka savaşlarının kaderi değişiyor
Yapay zeka ve yalnızlık
Yapay zeka kendi başına bir ekosistem haline geldi
Küçük bileklerde büyük güvenlik
Yapay zekanın son perdesi: İtaat etmiyor, komut beklemiyor, kendi kararını alıyor!
Yapay zeka bilimin sınırlarını zorluyor
Yapay zekada yeni bir sayfa: ChatGPT’nin tahtı sallanıyor mu?
Yapay zeka savaşları: OpenText Aviator uçabilecek mi?
Çelik gibi plastik tuğlalar: İnşaatta yeni bir devrim mi, yoksa bir hayal mi?









