Vatandaş sorun çözülsün istiyor meydan okunsun değil!..
Konumu ne olursa olsun her insan için ‘Öfke ve ego’ en büyük düşmandır
*
Ve belki de sırf o yüzden:
Sakin ve rahat görünmelerine rağmen, bir türlü öfkesini kontrol edemeyen, egosunu yenemeyen ve bu yüzden de haklıyken haksız duruma düşen binlerce insan var.
*
Bunlardan biri CHP’nin 7. Genel Başkanı Sayın Kılıçdaroğlu.
Ve o yüzden CHP delegeleri onu -belki de- Erdoğan’a olan öfkesi yüzünden genel başkanlıktan…
Diline hâkim olamayan AKP’nin Genel Başkanı Sayın Erdoğan’ı da; bir türlü esiri olmaktan kurtulamadığı egosu yüzünden, 31 Mart’taki Yerel Yönetimler seçiminde yurdum insanı yerel iktidardan indirdi.
*
CHP’nin 8. Genel Başkanı Saygın Özgür Özel’in dili ise genel başkan olalı:
Sahiplenici…
Uzlaşıcı…
Kararlı…
Girdiği ilk yerel seçimde de birinci parti olmanın özgüveniyle -kibirli değil- vakurlu.
*
Ancak ne var ki 20 yılı aşkın iktidarda bulunan AKP’nin memleketi getirdiği durum da bu maalesef!..
*
Eğer Sayın Erdoğan:
Bir türlü itibardan ödün vermeyişinden…
Bir türlü yenemediği egosu ise ona:
“Ben ekonomistim! Bu memleketin ekonomisinden ben sorumluyum” dedirttiğinden, maalesef memleketi soktuğu bu çıkmazla ilgili bir çözüm bulmakta aciz kaldı.
Olan da millete oldu!
*
31 Mart Yerel Seçimlerinin birinci partisi olan CHP, yani onun 8. Genel Başkanı Sayın Özgür Özel, çıktı ve Sayın Erdoğan’la iyi gitmeyen memleketin bu durumuna bir çözüm üretebilmek için ‘Müzakere’ etmek istediğini…
Kendisinden randevu isteyeceğini, söyledi.
*
Bunun neresi yanlış?
Sayın Erdoğan da ışık yaktı ve bu hafta içinde görüşme ihtimalleri oldukça yüksek.
Sonuç alınır mı?
Sayın Erdoğan’dan yana umutsuzum.
Ego çok tehlikeli bir şey çünkü.
*
Sayın Özel’in bu yaklaşımına, CHP’nin 7. Genel Başkanı Sayın Kılıçdaroğlu, kişisel olarak karşı çıkmış ve:
“Sarayla müzakere edilmez, mücadele edilir!” demiş.
31 Mart’ın birinci partisi, memleket böyle iken, nasıl olacak da bu duruma duyarsız kalacak, o da anlaşılır gibi değil.
*
Bugün ise Sayın Özel, bu iki liderin yapamadığını yaparak, kapıyı aralamak istedi.
Kapının aralanmasına gösterilen tepkiyi ise anlamak güç!..
Çünkü AKP iktidarının yönetimde her şey gizemli, bilinmiyor ya hani, belki bir şeyler açığa çıkar.
*
Bu müzakere sonrasında kim ne kadar umutlu ya da umutsuz olur, gerçek sorunlar ne kadar müzakere edilir?
Edilir mi?
Edilse bile sorunların çözülme ihtimali nedir görelim bakalım!..
*
Çünkü bu millet, içinde yaşandığı sorunlar artık çözülsün istiyor.
Sürekli ‘Ey!..’ diyerek, meydan okunmaktan vazgeçilsin istiyor.
Görelim bakalım, müzakereden neler çıkacak?
Ya da bir şey çıkacak mı?