Vahîdeddin ne ulu handı! Öyle mi?!
İzmir Belediye Başkanı Tunç Soyer''in "sosyalist" soslu "Kemalist/Atatürkçü" kesimi çok mutlu eden klasik sözleri, "Atatürk" deyince tepelerinde pıtrak bitenleri deliye döndürdü. Ne demişti Tunç Soyer:
"100 yıl önce bu toprakları yönetenler gaflet, dalâlet ve hatta hıyanet içindeydi. Gençleri, kadınları ve çocukları hiç düşünmediler. Sadece saraylarındaki saltanatı korumak için bütün bir milleti ateşe attılar."
(T. Soyer''i dinledim. "Delâlet" demişti. M. Kemal''in sözü ise "dalâlet" (sapkınlık). Bu kelime Nutuk''ta (1927 baskısı) 82. sayfada "dalâletkâr", sonda gençliğe hitabında 627. sayfada "dalâlet" olarak yer alır.)
T. Soyer''in sözleri keskinleşen safları bir daha su yüzüne çıkardı.
Asıl saf keskinleştirenlerden biri eski TBMM Başkanı İsmail Kahraman. Rize''de, şehirlerin kurtuluşu kutlamalarına karşı yaptığı konuşmada, İzmir''i kurtarışımıza karşı, "kurşun atılmadı" sözünü etmişti:
"İstanbul''un kurtuluşu 6 Ekim, kim demiş? İzmir''in kurtuluşu 9 Eylül, kim demiş? Ne münasebet. Cihan harbi bitti, müstevlîler alacaklarının birkaç kat mislini aldı ve öyle gittiler, çekildiler. Kurşun sıkmadık ki..."
İnanılır gibi değil ama "Atatürk" kini insanların gönlünü karartıyor, gerçekleri tersyüz ettiriyor.
Daha önce de "Vahîdettin-Atatürk" meselesine birçok defa girdim:
"Vahîdettin-Atatürk zıtlığı ülkeyi böler. Taşları yerli yerine oturtmalıyız.
"''Vahdettin'' deyince anlam farklı, ''Vahîdeddin'' veya ''Vahîdettin'' daha farklı. Aslı ''Vahîdüddin''dir. İsmin Arapça açılışı ise; ''vahîd ed-dîn''. / Türkçede ''Vahdettin'' deriz.
Geçmişte ''Vahdettin'' deyince ''hain'' akla gelirdi. O günleri aştık. Kavramlar yerli yerine oturuyor." (Bkz. "Vahîdettin''in basireti", Yeniçağ, 16 Ağustos 2018. Ayrıca 20 Mayıs 2021 tarihli "Vahîdettin 19 Mayıs''ın neresinde?" başlıklı yazıma da girebilirsiniz.)
M. Kemal''i yok saymak isteyenlere, Vahîdettin tahtındayken, M. Kemal''in Nutuk girişinde tasvir ettiği manzara-i umumiyeye bir itinazları olup olmadığını sormak isterim. Varsa itirazları niyetlerinden şüphe ederim. Kasıtları başkadır.
Manzar-i umumiye öyleyken, Vahîdettin tahtındadır. Asıl onun bir şeyler yapması gerekmez miydi? Meseleyi İttihat ve Terakkî''ye, yenilgiye, padişahların yetkisine getirirseniz, tartışmamız burada biter. Siz hiçbir şey bilmiyorsunuz!
Mesele halifelikte ve sultanlıkta düğümleniyor. Halifeliği, sultanlığı İslâmın gereği görenler Mustafa Kemal''e saldırmaktan marazî zevk alıyorlar. İslâmda ne halifelik ver, ne sultanlık hâlbuki.
Her seferinde yazarım. M. Kemal tartışılmayacak bir lider değil. Yaptıkları ettikleri ortada. 1937''de TBMM''nin açılışında yaptığı, hiçbir surette bizim de kabul etmediğimiz, konuşmasından bahsetsem, bir kesim hop oturur, hop kalkacaktır.
Her şeyi tartışalım ama Millî Mücadele''yi başlatan ismi yok saymayalım. Hele hele "Vahîdeddin ne ulu handı.", demeyelim. Abes kıyaslara girmeyelim.