Bugünkü Yazarlar Tüm Yazarlar
Dr. Fatma ÇELİK
Dr. Fatma ÇELİK

Uzaktan eğitim neden övülüyor?

Uzaktan eğitim modeli benimsenerek başlatılan yeni eğitim yılında, eğitim sisteminin tüm sorunlarına şimdi bir de EBA platformu sorunu eklenmiş gibi görünüyor. Öğrenciler ve veliler bu elektronik sistemden oldukça şikayetçi. Derslerin vaktinde başlamaması, çok kısa sürmesi (30 dakika), teknik sorunların yaşanması yapılan şikayetlerden birkaçı.

Üstelik, öğretmenler de sistemden şikayetçi. Çünkü EBA 'da yaşanan yoğunluk, kullanıcıların yanı sıra öğretmenleri de etkiliyor ve dersin anlatıcısı olan öğretmenler derse giremiyor.

Uzaktan eğitimin problemleri

Pandemiyle birlikte tüm dünyada tartışılan bir konu haline geldi, uzaktan eğitim. Gerek teknolojik ve dolayısıyla ekonomik olanaklar açısından eşitsizlik meselesi, gerekse çocuk psikolojisi tartışmanın maddi ve manevi olarak çok boyutlu olduğunun göstergesi.

Aslına bakarsanız öncelikle şunu söylemek gerek: Okul, yalnızca ders verilen bir bina demek değil. Öğrenciler için okul, yaşıtlarıyla bir araya geldikleri ve kendi kendilerine yetmeyi öğrendikleri yer anlamına geliyor. Yaşıtlarıyla yaptıkları sohbetler, teneffüs aktiviteleri, hatta birliktelik duygusuyla yapılan minik yaramazlıklar öğrencilerin gelişiminde rol oynuyor. Küçük yaştaki öğrenciler için, ebeveynlerinin dışında birilerini sevdikleri ve onlara güvendikleri, farklılıklarla tanıştıkları, saygı duymayı öğrendikleri yer manası tası taşıyor. Ergenlik çağına yaklaşan öğrenciler için de ebeveynlerinden ayrı birey olma imkanıyla kendi kişiliklerini buldukları güvenli çatı okullar oluyor.

Özetle okul, eğitimin yanı sıra, ruhsal ve zihinsel gelişim için de çocukların yetişmesinde tüm fiziksel imkanlarıyla önemli bir yer tutuyor.

Sanal ortamda gerçekleşen eğitimde yaşanan konsantrasyon problemleri, dersin ciddiyetini kavrayamama ve yeterli verim elde edememeye sebep oluyor.

Bu problemlere bir de ekonomik olanaksızlıklar eklenince uzaktan eğitim, eğitim almayı oldukça zorlaştırıyor. Zira, uzaktan eğitim, düşük gelirli ailelerin bazılarını sistem dışı bırakıyor, ev ekonomisine katkı yapma potansiyeline sahip çocuğu okula göndermeye gönülsüz yaklaşan ebeveynlerin çocuklarını okuldan alma kararlarını da perçinliyor.

Türk Eğitim Gönüllüleri Vakfı (TEGV), "COVID-19 Döneminde TEGV Çocukları Uzaktan Eğitim Durum Değerlendirme Raporu"nun 31 ilde yaptığı görüşmeler uyarınca uzaktan eğitimde öğrencilerin yüzde 50'si bilgisayar, yüzde 59'u cep telefonu kullanıyorken yüzde 4'ü hiçbir araç kullanmıyor. EBA platformunu düzenli takip eden öğrenci oranı yüzde 69.

Bu arada, Türkiye İstatistik Kurumu (TUİK) verilerine göre, hanelerin yüzde 90,7'si evden internete erişim imkanına sahip görünse de Ekonomik Kalkınma ve İşbirliği Örgütü (OECD) verilerine göre internete erişim oranı yalnızca yüzde 50; üstelik, Türkiye'de her dört öğrenciden birine bilgisayar düşüyor.

Tüm bu problemler yetmez gibi, olanaklara sahip olanlar da yoğunluktan dolayı sisteme giriş yapamıyor.

Pandemide eğitim

Milli Eğitim Bakanlığı tarafından açıklanan "Milli Eğitim İstatistikleri - Örgün Eğitim 2019-2020" verilerine göre Türkiye'de okul öncesi eğitim, ilköğretim ve ortaöğretim düzeyinde toplam 18 milyon 241 bin öğrenci eğitim alıyor. Yani, "geleceğimiz" olarak nitelendirdiğimiz milyonlarca çocuk söz konusu olan ve üzerinde titizlikle düşünerek karar vermek gerekiyor.

Uzaktan eğitim için gereken araçların ve imkanların sağlanması için çalışmaların geciktirilmeden yapılması, hataların hızlı onarımı büyük önem taşıyor. Dahası, bunun geçici bir yol olduğunun da unutulmamak gerek!

Uzaktan eğitim, övülecek, kalıcı hale getirilecek bir yöntem asla olmamakla birlikte, eğitimciler ve salgın hususunda uzman kimseler yüz yüze eğitimin gerçekleştirilmesi için yapılması gerekenler konusunda uyarıyor. Nitekim, 65 yaş üstü bireyler, eve mahkûm edildiğinde ruh ve beden sağlıkları açısından konuşulanlar, genç bedenlerin bilgisayar başında oturmaya mecbur bırakılmasında da geçerli.

Çocuklarını bırakacak yer bulamayan ve hatta işten ayrılmak zorunda kalan, bu nedenle de geçim sıkıntısı yaşayan veya gönülsüzce küçük yaştaki çocuğunu evde yalnız bırakan milyonlarca ebeveyn var. Üstelik bu kişiler, her gün onlarca yüzlerce insanla birlikte toplu ulaşım araçlarına biniyor, işyerlerinde birlikte çalışıyor, yemekhanede/restoranda birlikte yemek yiyor.

Yüz yüze eğitim için gereken hazırlıkları yapmak, buna çözüm aramak yerine uzaktan eğitime yapılan övgü ve bu araya sıkıştırılan özel eğitim teşvikleri, 'kamusal eğitimden uzaklaştırma için yol mu yapılmak isteniyor' sorusunu akla getiriyor.

Yazarın Diğer Yazıları