Üniversite Senatosunun zırvası te’vil götürmez
Ege Üniversitesi yönetimi Fırat Yılmaz Çakıroğlu’nun şehadetinin manasını müdrik değil; “Karşıt öğrenciler çatıştı.” mantığı içinde bildiri yayınlıyor.
Üniversite yönetimi öğrenciyi düşünmüyor, kendilerini düşünüyor.
Fırat Yılmaz Çakıroğlu’nun şehit edildiği Ege Üniversitesi’nin sitesine girdim.
Fırat, 20 Şubat’ta şehit düşüyor, üniversite senatosu 21 Şubat’ta kupkuru bir bildiri yayınlıyor:
“...başlangıçta bir öğrenci anlaşmazlığı şeklinde ortaya çıkan olay giderek çatışmaya dönüşmüştür. Alınan tüm güvenlik önlemlerine rağmen öğrencilerin birbirini yaralamasıyla sonuçlanan çatışmada ne yazık ki bir öğrencimiz kaybedilmiş, altı öğrencimiz yaralanmıştır.”
E.Ü. Senatosu bir sürü zırvalamış.
İnanın, böyle bir açıklama Kandil’den gelseydi, daha “insancıl” olurdu!
Fırat için bir “rahmet” bile esirgenmiştir. “Allah’tan rahmet diliyoruz.” denemez miydi?
İlk açıklamanın altında öfke dolu yorumları okudum. Üniversite yönetimine karşı çok ağır sözler... Bu sözlerden biri şöyle: “Fırat Çakıroğlu’nun katillerinden biri de kendisi defalarca uyarıldığı hâlde bir önlem almayan rektör Candeğer Yılmaz’dır.”
Yöneticiler, zırvaladıklarını fark etmiş olacaklar ki 24 Şubat’ta bir açıklama daha yapıyorlar:
“Bir öğrencimizin hayatını kaybetmesiyle sonuçlanan müessir [tesirli] olayla ilgili (’85) öğrencimiz olan gencecik bir canın kaybıyla sonuçlanan bu acı olay nedeniyle derin bir üzüntü duyduğumuzu bildirir (...) hayatını kaybeden öğrencimize Allah’tan rahmet, kederli ailesine...”
(Senato üyelerine baktım, kalem oynatabilecek bir isim gördüm: Prof. Dr. M. Öner. Bilmem o metni imzalarken, bir dilci olarak, verin bir bakayım dedi mi?)
Fırat’ın üniversite yönetimine yazdığı dilekçe de ortaya çıktı. “Tedbir alın!” diyor. PKK’lıların Fırat’ı Facebook’ta açık açık tehdit ettiği biliniyordu.
Fotoğraflar yayınlandı: Üniversitenin duvarları PKK’nın ilân ve slogan tablosu gibi... Ya üniversite bahçesine kurulan PKK çadırı?!
YÖK Başkanı, ilmî hayata atılmak için hazırlık yaparken katledilen Fırat için neden sessiz? Kimden çekiniyor?
Rektör Candeğer Yılmaz Hanım, daha önce üniversitenin güvenlik görevlisinin cenazesine katılmış. Niye öğrencisinin cenazesine katılmadı? Edebiyat Fakültesi Dekanı neredeydi? Katıldı da haberimiz mi olmadı?
Yoksa biz katılırsak PKK’lıları, dolayısıyla PKK’yı hoş tutmak isteyen tepedekilerin şimşeklerini üzerimize çekeriz mi diye düşündüler? Muhakkak aileye taziyeye kimseye görünmeden gitmişlerdir. (Herhâlde gitmişlerdir!)
Ahmet Davutoğlu bile Fırat’ın anne-babasını arayıp başsağlığı diliyor. Recep T. Erdoğan aradı mı? Hâdisenin ardından Türkiye dalgalandı, her şeye lâf yetiştiren “cumhur” un başından ses yok?
Merhum Dilaver Cebeci, arkadaşı ilk ülkücü şehit Ruhi Kılıçkıran (1946-4 Ocak 1968) için yazdığı mısralar dilimde:
Kılıçlar bilendi ak düşüncelere asırlar boyu
Mânânın düşmanı hâlâ çaresiz.