Ulus neden öne çıkarıldı?
İki gündür ulus ve millet farkı üzerinde duruyor, ulusun ilk zamanlardan beri Türkçede kullanılışını ele alıyorum. Ulus kelimesi 13. yüzyıldan itibaren uzun süre kitaplarda geçmiyor veya en azından benim gördüğüm kitaplarda rastlamadım. Haklarında uzun uzun yazmak istediğim için masamın üstünde tuttuğum, Prof. Dr. Mertol Tulumun büyük emekle hazırladığı 17. Yüzyıl Türkçesi ve Söz Varlığı ile isabetli bir kararla Türk Dil Kurumunun başına getirilen Prof. Dr. Mustafa S. Kaçalinin çok önemsediğim Nevâyînin Sözleri ve Çağatayca Tanıklar çalışmalarına baktım, her ikisinde de ulus kelimesini bulamadım. Anadolu ve Orta Asyada, belli bir dönem ulus kelimesine rastlanmıyor.***Milletin Osmanlıda hususiyetle din ayırımında kullanıldığını, giderek kurucu unsur olan Türkleri ifade ettiğini ve Türklerin bile Müslümanla eş anlamlı sayıldığını tarihe vâkıf olanlar bilirler. Zaten belli zaman sonra milleti ulusa dönüştürme çabası, milletin din bağıyla yakından alâkalıdır. Daha açığı Türkçeyi yabancı kelimelerden arındıracağız diyerek hayatın vazgeçilmez kelimelerini bile Arapçadan Farsçadan gelmiştir, anlayışıyla ayıklamaya kalkmanın tek bir sebebi vardır: Dini hatırlatacak kelimelerden mümkün mertebe uzak durmak! Ulus kelimesi Cumhuriyette birden bire ortaya çıkmamıştır... Zatenarılaştırma da cumhuriyetle başlamamıştır; evveliyatı vardır. Türk Yurdu dergilerinde (17 cilt olarak Dr. A. Zeki İzgöer ve başka arkadaşlarla yeni harflere aktararak yayınladık.) Türkçe meselesi çok işlenmiştir. Fazla ayrıntıya girmeden 20. yüzyılın ilk çeyreğinde ulusun bazı metinlerde nasıl yer aldığını vereceğim. Dr. A. Zeki İzgöerle tamamı üzerinde çalıştığımız (51 sayı, 9 cilt) Resimli Kitab mecmuasında, birinci sayıda Mehmed Veledin [M. Velet İzbudak] yazısında ulus şöyle geçer:Orhun Âbidesi biset-i Nebevî esnasında Asyada bulunan Türk uluslarının en büyüğü, en mütemeddini olan bir kavim tarafından vücuda geldiği tahmin ediliyor. (Mehmed Veled, Lisanımızın Esasları ve Şemseddin Sami Bey, Resimli Kitab, Nu. 1, C. 1, Eylül 1908)Dönemin en önemli dergilerinden Dergâhta Ohrili Nureddin Mustafa ulus u kullanmıştır: ... Dem, Türkçedir, Farisî değildir diyoruz. Çünkü ancak Türklerdir ki, bir ulusu bâ ile konuştuğu bir lafzı diğer bir ili mimle söyler. (Nurettin Mustafa, Türk diline dair, Dergâh, Nu. 17, C. II, 20 Aralık 1921). (Dr. A. Z. İzgöerle, Dergâhın tamamı üzerindeki çalışmamızı bitirdik. 42 sayılı, üç ciltlik baskısının yakında elinizde olacağını umuyorum.)Nureddin Mustafa, dikkat ettiyseniz, adını koymadan Güneş Dil Teorisini anlatıyor. Sanki bütün kelimeler Türkçeden çıkmış! 1924-1925te, Anadolu Mecmuasında, Mükrimin Halil [Yınanç], Necib Âsım, Hilmi Ziya [Ülken], makalelerinde ulusu bir milletin kolları olarak kullanmışlardır. (Yine A. Z. İzgöerle yeni harflere aktardığımız bu mecmua 2010da TTK yayınları arasında çıktı.) Ulus, Türkçe uluş iken Moğolcanın tesiriyle ulus oldu. Zamanımızda milleti alt etmek istedi ama millet direndiği için geriledi!