Ülkücüleri karıştırmayın
Olayları ve olguları çözümleyecek, saldırıları püskürtecek fikrimiz ve düşünce derinliğimiz var. (x)'e, (y)'ye gerek yok... Kim ülkücüler adına bir iş kararı alıp, hepimizi zan altında bırakacak saçmalıklar yapmaya kalkıyorsa, halen daha görev başında bulunan arkadaşlar buna itiraz etmelidir..
Türk milliyetçiliği, mafya ile seviye düşüremez.
Hele Hitler türü bir anlayışla asla bir araya gelemez.
Bunu neden söylüyorum. Şunun için: Kimi üniversitelerde bildirici akademisyenlerin kapılarına (x) işareti koyup sağına soluna "ülkücü" ibaresi yazdıkları için. Ortalık tekin değil... Herkes Türkiye'nin bir biçimde karışmasını istiyor. Orta Doğu zaten karmakarışık ve birileri bu karmaşadan istifade ederek Türkiye'nin parçalanmasından medet umuyor.
Böylesine puslu bir havada işin içine (x) işaretleriyle ülkücülerin adının karıştırılması ciddi bir hedef gösterme, mesaj verme, aynı zamanda yönlendirmedir...
Evet, o bildirinin bütün cümlelerine karşıyız.
Evet, vatanın bütünlüğünden yanayız.
Evet, bölücülüğe karşıyız.
Evet, polisimizin ve askerimizin arkasındayız.
Evet, ülkemiz bölünmesin istiyoruz. Ancak, biz ne güvenlik güçleriyiz, ne de SS subaylarının yetiştirdikleri militanlarız.
Biz vatan sevdalıları, ülkü ve gönül adamlarıyız...
Doğrudur...
Türklük vurgumuz vardır ve bilincindeyiz.
Doğrudur, millî tarihe aşığız.
Doğrudur, İslam'ı kendimize bir yol edilmişliğimiz var.
Ancak SS değiliz.
Kara gömlekliler değiliz.
Kafatası ölçmeyiz.
İman da ölçmeyiz.
İnsanların biyolojisinden çok, fikrinden işkilleniriz. Düşüncelerinin bizimle olmasını bekleriz. Duygularımız paydaş olsun isteriz.
Gönül yanını önemseriz.
Doğrudur...
Ötüken bizim geçmişteki gerçek, şimdi ütopyamız, zihnimizdeki yurdumuzdur.
Doğrudur, Karahanlı, Selçuklu, Gazneli biziz.
Doğrudur, Osmanlı'yı da biz kurduk.
Ancak, yanımızda başkalarının da yaşadığı bir toplum düzenimiz de vardı. Onu da biz kurduk. Hep imparatorluklar yönettik. Başka uluslarla, ırklarla, dinlerle bir arada yaşama tecrübemiz var ve bunun farkındayız.
Bu sebeple birlikte yaşadıklarımız incinmesin diye kendimizi çok öne çıkarmayız. Lakin var olduğumuzu da unutamayız... Tıpkı yanımızdaki başkalarının da komşularımızın da var olduğunu bildikleri ve kendilerini unutmadıkları gibi.
Şimdi, 1128 kişiden oluşan ve adına akademisyen denilen kimseler PKK'yı aklayan, devleti eleştirip suçlayan bildiri yayınlamışlardır. Bu davranışlarıyla, PKK'ya uluslararası ve ulusal alanda büyük destek vermişlerdir.
Bu durum, açık, net ve doğrudur.
Ancak sözü edilen bildiri, akademik bir içerik değildir. Siyasi ve taraflı bir bildiridir. Elbette isimlerinin gerisinde akademik unvan bulunanların böyle taraflı, böylesine çarpık ve böylesine gerçeklikten uzak ve art niyetli bir bildiriye imza atmaları, akademik seviyenin hiçbir özelliğine yakışmadığı gibi, herkese; "bunlar nasıl akademisyen" dedirtecek düzeydedir. Çünkü yaşadığımız toplumsal, siyasal gerçekliği tanımlamıyor. Bilinen hakikatleri görmezden geliyor. Bildiri cümlelerindeki sebep sonuç ilişkisi hiçbir bilimsel veriye ve tabana oturmuyor.
Duvarlara (x) koymakla, böyle bir bildiri imzalamak arasındaki ortak nokta nedir biliyor musunuz?
İkisi de seviyesizdir.
İkisi de ön yargılıdır.
Ve ikisi de yanlıştır.
Ülkücülerin görevi, yanlış yapanları halka anlatmak ve onların kara propagandalarını yerle bir etmektir. Duvarlara (x) koymak, mutlaka ülkücüleri kavgaya çekmek isteyenlerin oyunu olabilir... Bu sebeple MHP açıklama yapmalıdır.