Üç ana başlıkta 2022
2022''nin son yazısını yazarken, Türkiye''nin bu yıl da boğuştuğu sorunları üç temel başlık altında bir toplayalım derim…
İlk başlık:
"Şiddet"
2022 senesinin Kasım ayına kadar olan süreçte 327 kadın öldürüldü. Binlerce kadın şiddete uğradı.
Yalnız kadınlara karşı da değil, şiddet toplumun her alanında arttı. Yalnızca istek şarkıyı çalmamış olması, bir müzisyenin öldürülmesine neden olabildi.
Öyle ki, insanlar adeta patlamaya hazır bir bomba haline geldi. Sokakta birine bir şey söylemeye, hatta göz göze gelmeye korkar olduk.
Trafik canavarı, artık yalnızca hızlı veya kural tanımadan araba sürmenin bir sonucu olarak ortaya çıkmıyor. Birine yol vermemek, yavaş gitmek, öne geçmek de başka türlü trafik canavarları olan sinirli şoförlerin üzerinize yürümesine neden olabiliyor.
Sağlık çalışanları akıl almaz bir şekilde hasta yakınlarının şiddetiyle karşılaşıyor.
Ülkede zaten mevcut olan şiddet sorunu, ekonomik krizin de etkisiyle katlanarak arttı, artıyor.
"Ekonomik kriz"
Geçtiğimiz günlerde ev sahibiyle kira zammı üzerine pazarlık yaptığı bir telefon konuşmasına şahit olduğum arkadaşım, ev sahibinin 3 bin TL''den 9 bin TL''ye çıkarmak istediği kirası için 6 bin TL''de uzlaşma sağladıktan sonra (yüzde 25''lik zam kuralına uyulmadığını da burada belirtmiş olalım) ev sahibine, "Kira yüzde 100 zamma uğradı ama ne siz mutlusunuz ne de ben mutluyum" diyerek ülkedeki ekonomik tabloyu çok güzel özetlemişti.
8 bin 500 TL olarak açıklanan asgari ücret için de aynı söz geçerli. Ne kadar artarsa artsın, kimseyi mutlu etmesi mümkün değil. Zira asgari ücret artarken, fiyatlar yerinde durmuyor.
Geçtiğimiz yılın ilk gününü zam haberiyle karşılamıştık. Bu yıl da farklı olmayacak.
Yakın tarihte seçimlerin gerçekleşecek olması nedeniyle ekonomik krizle mücadele için gerekenlerin yapılması erteleniyor, hatta krizin varlığı bile reddediliyor.
"Adaletsizlik"
Hem devlet için hem toplum için yıkıma sebebiyet verebilecek şey olan adaletsizlik, bugün devletten topluma her alana yayılmış vaziyette.
Hukuk kuralları adil bir şekilde uygulanmıyor. Kamuda işe alımda adaleti sağlayacak olan liyakat göz ardı ediliyor. Kamu personeli işe alımı için yapılan sınav bile şaibeli olduğu için iptal ediliyor.
Temel hak ve özgürlükler siyasi ideolojilerin süzgecine takılarak, bazı haklar diğerinden üstün tutuluyor. Bu hakları kullanmak isteyen kimseler arasında da aynı adil olmayan bu ayrım yapılıyor.
Seçimler dahi adil bir yarışma ortamında gerçekleştirilmiyor. Devletin medyası adil değil, seçim yarışının tarafları topluma kendini adil bir atmosferde sunamıyor.
*
Özetle, vicdanımızı rahatsız eden pek çok adaletsizlikle karşılaştık bu yıl da… Pek çok şiddet olayına şahit olduk veya duyduk… Ekonomik krizin içine hapsolduk…
Yine de en kötüsü, tüm bu olumsuzlukların düzeltilmesi adına bir şey yapılmıyor olması. Bu yüzden, yeni yıldan beklentilerimiz yine büyük.
Dilerim, 2023 yalnızca iyilikler getirir.