Türk'ün yeni vizyonu
Petrol ve doğal gaz zenginliğin şartı. Türk devletlerinde petrol da gani, doğal gaz da... Madenler de keza. Yeter ki "akıl"la ülkeler yönetilsin ve "akıl"la dayanışmaya gidilsin. Ne Rusya''ya, ne Çin''e, ne Avrupa ülkelerine, ne ABD''ye müdanamız olur.
Türkiye''nin savaş malzemeleri atağı takdire şayan. Kendi ürettiklerimiz savaş araç gereçleriyle Karabağ''ı aldık. "Aldık" diyorum... Nerede Türk toprağı varsa "bizim"dir. Karabağ ebediyen kaybedilseydi, Türklere kastı olanlar gözlerini nereye dikeceklerdi? Bir düşünün.
Türk devletlerin bütünleşmesi derken sınırların kaldırılmasını kimse düşünmesin. Her devlet ayrı bir varlıktır.
Bütünleşmede en önemli adımlardan biri "Türk Dili Konuşan Ülkeler İşbirliği Konseyi" olan önceki adı "Türk Devletleri Teşkilâtı" olarak değiştirmemiz. Çok ama çok önemli bir gelişme.
Bu gelişmenin yeni adlandırması kadar "Türk Dünyası 2040 Vizyon Belgesi" yayınlanarak bir yol haritası çizilmesi de önemli.
Türk ülkelerinin çoğunu dolaştım. Yetmedi, Balkanları, Kafkasya''yı, Ukrayna''yı adımladım. Her yerde Türk ve Türk uzantısı aradım. Kitaplar yayınladım. Tarihe not düştüm.
Türk Dünyası''nın acil el atması gereken bir meselesi Ahıska Türklerinin aslî yurtlarına yerleşmeleri için kapıların açılmasıdır. Stalin''in 1944''de sürdükleri içinde yurtlarına dönemeyenler yalnız Ahıska Türkleridir. Bunun da bir sebebi, Ahıska''nın bizim doğu sınırımızın uzantısı olmalıdır. Bize denizden uzantı Kırım''a dönmek için de çok büyük mücadele verilmişti. Sovyetler''de, Türk deyince, içlerine bir öfke doğuyordu. Ruslar, Türklerin ülkelerini bir bir istilâ ederek knezlikten imparatorluğa yol aldılar.
Rusların Ahıska Türklerinin yurdu olan Gürcistan''da eski bir Sovyet askeri bana, "Uçakları Türkiye''ye karşı teyakkuzda bekletirdik." demişti.
Ermenistan ve Gürcistan Türk yurtlarına geçişlerin ara duraklarıdır. Bu ülkeler de Türk ülkeleriyle bağ kurarlarsa kendileri kazanacaklardır. Gürcistan, Ahıskalıların yurtlarına dönmelerine engel çıkarmamalıdır. Zaten dönecek sayı çok az.
Türkleri birbirine yakınlaştırmanın bir yolu da eski sömürgelerin uygulamalarını terk etmeleridir. Alfabe büyük oranda değişti. Daha alınacak yol var.
Türk dünyasının bütünlüğünün gönüllerde yattığını gösteren satırları, "Ata Yurda Yolculuk" kitabımdan aktarıyorum:
"Özbekistan, bir ayağın sabit kalıp diğer ayağın geniş bir daire çizdiği en önemli bölgedir. Tarihî hüviyete sahip hemen bütün şehirler şimdi Özbekistan''dadır. Bunlar: Buhara, Hive, Semerkand, Taşkent, Hokand... Maveraünnehir''in ana ekseni de Özbekistan''dır. Müspet ilmin de din ilminin de büyükleri şu anda Özbekistan sınırları içinde kalan topraklardan neş''et etmişlerdir. İmam Buharî, İmam Tirmizî, Hoca Bahaüddin Nakşbendî, Tirmizî, Maturidî, El-Harezmî, Necmeddin Kübrâ, Birûnî, Farabî, İbn-i Sina, Ali Kuşçu, Mirza Uluğbey, Zahuriddin Babür... Say sayabildiğin kadar.
Ahmed Yesevî de fazla uzakta değil. Taşkent''e 250 km. Yesevî''nin kabrini ilk defa onaran kimdir biliyor musunuz? Timur. Timur, 1397-1398''de Yesevî''nin kabrini bir türbe hâline getirmiş ve kaybolup gitmemesini sağlamıştır. Yesevî''nin yattığı yer ''Yesi'' ve daha geniş manada ''Türkistan'' diye anılır. Hazret-i Ahmed Yesevî ve Türkistan... Türkistan''ın ruhu, birleştirici, bütünleştirici unsuru Hazret-i Ahmed Yesevî, "Türkistan"da medfun. / Bütün tarih yapan şahsiyetlerin şuurlarından fışkıran şualar Asya''nın, Avrupa''nın dört bucağını aydınlatıp toprağına geri dönmüşlerdir. Kim ne kadar farkında bunun?"