‘Türk’ü tartışmaya açan TBMM’nin meşruiyeti!

Türk Kültürünü Araştırma Enstitüsü, 27 Mayıs Darbesinden sonra, 1961’de kuruldu. “Darbeden sonra” diyorum, bunun sebebi, bu enstitünün kuruluşunda Alparslan Türkeş’in dahli olmasındandır.
Enstitü’nün yayınladığı aylık Türk Kültürü, 6 aylık Türk Kültürü Araştırmaları dergisi, bizim talebeliğimizde ufkumuzu açmıştır. O sıra ciltleri bedava dağıtmışlardı. Dergileri döner döner okurdum. Ve hâlâ göz atarım!
Enstitünün başkanı Prof. Dursun Yıldırım imzalı, Yeni Anayasa ile ilgili görüş, birçok gazeteciye geldiği gibi bana da gelmeseydi, enstitünün hâlâ faaliyet gösterip göstermediğinden haberim olmayacaktı. Ben mi ilgisizim, yoksa onlar mı kabuğuna çekildi!
TBMM Başkanı Cemil Çiçek’in talebi üzerine “Yeni Anayasa” üzerine görüşlerini iletmişler. Cemil Çiçek “Türk”ün ne manaya geldiğini idrâk edecek ferasete sahip bilirim!Yeni Anayasa’da “Türk”ü silmek için partisinin yöneticileri açık açık çalışıyorlar; PKK’nın bile ötesine geçtiler. (Hatırlayın: PKK/BDP milletvekili S. Demirtaş: “Türk’ü yok saymayın; Türk vardır.” demişti. Kim için? Ak Parti yönetimi için. O da aklı sıra cinlik yapmak istiyor ama AKP yöneticileri, PKK/BDP’nin bile diline düştülerse meselenin çok ciddî olduğunu anlamalısınız.)
Kendi partisinin Türk’ü silmekteki kararlılığını gördüğü, Recep T. Erdoğan’ın “milliyetçiliği” bahane ederek “Türk”ü ayak altına aldığını bildiği hâlde Cemil Çiçek’in niçin Anayasacılık oyununu devam ettirdiğini anlayamıyorum.
Ve “Türk”ü müdrik kuruluşların da Yeni Anayasa için görüş bildirmelerini zait görüyorum.
Prof. Dursun Yıldırım Bey, çok kıymetli bir edebiyat tarihçisidir. Özellikle halk edebiyatı üzerine kalıcı eserler vermiştir. Vebal taşımamak için olacak, başında olduğu enstitü adına görüşlerini bildirme ihtiyacı duymuştur. Bilgi için iki maddeyi buraya
alıyorum:
“2. ... Türkler Anadolu’yu şu veya bu etnik gruptan değil, doğrudan Bizans’tan almışlardır. Bu tarihî gerçeklik de Bizans ile yapılan onlarca savaşla sabittir. Bizans orduları yenildikten sonra da ilk Türk ve Türkmen devletleri Doğu ve Güney-Doğu Anadolu’da kurulmuştur. 3. Doğu ve Güney-Doğu Anadolu da 1848-1867 yılları arasındaki kısa dönem hariç, hiçbir zaman Kürdistan Eyaleti adını taşımamıştır. Bu bölgedeki eyalet veya vilayetler Diyarbekr, Van gibi adlar almışlardır.”


***


“Türk” ün tartışıldığı bir yerde köprüler atılmıştır. “Türk”ün ne manaya geldiğini bilen bütün kuruluşların yazacakları tek cümle vardır:
“Türk’ü tartışmaya açan TBMM’nin meşruiyeti de tartışmalıdır; görüş bildirmeyeceğiz!”

Yazarın Diğer Yazıları