Türklerin İlk Minaresi: Burana Kulesi
Kırgızistan'a yolunuz düşerse, Bişkek'ten sadece 84 kilometre uzakta, Tokmok'un tarihî dokusunda saklı bir hazine sizi bekliyor: Burana Kulesi.
İpek Yolu'nun canlı tanıklarından biri olan bu kule, yüzyılların hikâyelerini taşıyor.
Tanrı Dağları'nın görkemli manzarası eşliğinde, geçmişe doğru unutulmaz bir yolculuğa çıkmaya ne dersiniz?
Eskiden Balasagun olarak anılan bu tarihî şehir, İslam dinini kabul eden ilk Türk devleti Karahanlıların başkentiydi.
Yani, Türklerin İslam ile tanışıp bu dini kabul etmelerinde çok önemli bir rol oynamış tarihî bir şehir.
Gözetleme kulesi olarak inşa edilen Burana, Karahanlı Devleti İslamiyeti kabul edince minare olarak da kullanılmaya başlandı.
Bir zamanlar gökyüzüne 45 metre yükselen Burana Kulesi, bugün 25 metreye kadar inmiş olsa da hâlâ etkileyici duruyor.
Demir bir merdivenle kulenin girişine ulaştıktan sonra içerideki burma merdivenlerden kulenin tepesine çıkılıyor.Burana Kulesi'nin çevresi tarihî kalıntılar ve balbal taşlarıyla adeta bir açık hava müzesi gibi.
Balbal taşları, kadim Türklerin atalarına duydukları saygının bir göstergesi. (Kadim Türkler atalarını anmak için mezarlarına balbal taşları dikerlerdi.)Kazılar hâlâ tüm hızıyla sürüyor. Bölgeye her milletten turist akını oluyor.
En son ziyaretimde tesadüfen denk geldiğim bir İngiliz akademisyen, öğrencilerine bölgenin meşhur balbalları hakkında bilgi veriyordu.
Merakla dinlerken, adamın daha önce Mardin’de görev yaptığını ve Türkçe bildiğini öğrenince şaşırmıştım. Kuşku duysam da merak ettiğim her şeyi ondan öğrendim.
Karahanlılar döneminde yaşayan Yusuf Has Hacip, Balasagun’da dünyaya gelmiş ve ünlü eseri "Kutadgu Bilig"i burada kaleme almıştır.