Toplumu kutuplaştıran söylemler

Büyük Türk Milleti, milletim, dikkatli ol!

Karşımızda çok tehlikeli bir strateji var. Kendini derin devletin bir parçasıymış gibi lanse edenler, sürekli "bilmediğiniz şeyler var, bu bir beka meselesi" gibi söylemlerle toplumu manipüle etmeye çalışıyorlar.

Bariz bir algı yönetimi yapıldığının altını çizmemiz şart.

Neden mi?

Çünkü bu tür söylemler sadece bir kitleyi değil, bütün bir toplumu hedef alıyor. Teröristlerin affını isteyerek aslında psikolojik bir savaş yürütüyorlar ve etkili olmak için her türlü yolu deniyorlar.

İhaneti anlamak ve uyanık olmak zorundayız. Devletine sadakatle bağlı olmayan, rüzgârda savrulan bir yapraktan farksızdır.

Öncelikle şunu bilmeliyiz: Beka meselesi, yani devletin ve milletin varlığını tehdit eden durumlar, çok ciddi konulardır. Kimse hafife alamaz, almamalıdır.

Ne yazık ki bazı kişiler; ciddi kavramları kendi çıkarlarına hizmet edecek şekilde kullanmaya çalışıyorlar. Onlara baktığınızda, "Beka meselesi" diyerek toplumda bir korku atmosferi yaratmaya çalıştıklarını görürsünüz.

Korku; insanları manipüle etmenin en etkili yollarından biridir. İnsanlar korktuklarında, genellikle sorgulamazlar ve onları korkutan şeyin üzerine gitmezler. Tam da bu noktada devreye algı yönetimi ve psikolojik savaş giriyor.

Teröristlerin affını istemek, toplumun sinir uçlarına dokunur ve ülkeyi iç savaşa sürükler.

Kimse teröristleri affetmenin doğru olduğunu söyleyemez. Teröristlerin affı gibi bir konuyu gündeme getirip, "Bilinmeyen gerçekler var, bu bir beka meselesi" gibi cümlelerle süsleyerek sanki büyük bir planın parçasıymış gibi sunuyorlar. Toplumda karmaşa ve kafa karışıklığı yaratmanın en etkili yollarından biridir.

İnsanlar, bilmedikleri şeylerin kendilerine söylenenlerden daha tehlikeli olduğunu düşünmeye başlarlar ve belirsizlik onları daha da korkutur.

Dikkat edilmesi gereken nokta, bu söylemlerin hangi amaca hizmet ettiğidir. Toplumun belirli bir kesimini hedef alarak onları etkilemeye çalışırlar. Korku ve endişe yaratılarak, insanların rasyonel düşünme yetenekleri zayıflatılır. Bu da o kişilerin daha kolay manipüle edilebileceği anlamına gelir.

Algı yönetiminin en temel amacıdır: Gerçekleri çarpıtarak insanları belirli bir düşünce yapısına sokmak.

Peki, nasıl oluyor?

Psikolojik savaş; bir savaşın fiziksel boyutunun dışında, insanların zihinlerinde ve duygularında yürütülen bir savaştır.

Psikolojik savaşta kullanılan en büyük silah ise bilgi ve algıdır. İnsanların zihinlerine belli fikirler aşılanarak, onların düşünce yapıları değiştirilir.

Bir olayın ya da durumun gerçek yüzü yerine, manipüle edilmiş bir versiyonu sunulur ve insanlar inandırılmaya çalışılır. Sürekli olarak "Beka meselesi" gibi büyük ve etkileyici kelimeler kullanılmasının sebebi budur.

Çünkü bu tür kelimeler, insanlarda otomatik olarak bir güvenlik endişesi yaratır. "Beka meselesi" dediğinizde, insanların aklına doğrudan ülkenin güvenliği ve varlığı gelir. Ama arkasında çok farklı amaçlar yatar.

Teröristlerin affı meselesine geri dönersek, aslında bir nevi test niteliğindedir. Toplumun tepkisini ölçmek, insanların nereye kadar sabredeceğini görmek ve bu söylemlerle ne kadar ileri gidilebileceğini anlamak için kullanılan bir taktiktir.

Toplumun farklı kesimlerine mesajlar verilmek isteniyor. Kimisi bu söylemlere tamamen karşı çıkarak tepkisini gösterirken, kimisi de belirsizlik ve korku nedeniyle daha pasif bir tutum sergiliyor. Söylemi ortaya atanların isteği de budur. İnsanları bölmek, kutuplaştırmak ve böylece onları daha kolay yönetilebilir hâle getirmek.

Bizim yapmamız gereken algı oyunlarına karşı uyanık olmaktır.

Evet, bazı meseleler gerçekten çok ciddi olabilir ama her söyleneni sorgulamadan kabul etmek, bizi daha büyük bir tehlikeye sürükler. Bize sunulan bilgileri analiz etmek, mantıklı bir şekilde değerlendirmek ve manipülasyonlara kapılmamak zorundayız.

Manipülasyonlar sadece bireyleri değil, tüm toplumu etkiler. Toplumun bir kısmı manipüle edildiğinde, bütün toplumu etkileyen bir durum hâline gelir.

Ayrıca söylemler sadece teröristlerin affı gibi konularla sınırlı kalmaz. Farklı zamanlarda farklı konular üzerinden de algı yönetimi yapılır.

"Beka meselesi" gibi güçlü ve etkileyici kelimeler, pek çok farklı durumda kullanılırlar. Bazen ekonomik krizlerle ilgili, bazen dış politikayla, bazen de iç güvenlikle ilgili konularda bu tür söylemlerle karşılaşabiliriz. Önemli olan söylemlerin ne anlama geldiğini ve hangi amaca hizmet ettiğini anlayabilmektir.

Toplumsal olarak daha bilinçli ve sorgulayıcı olmamız gerekiyor. Manipülasyonun en etkili olduğu nokta, insanların sorgulamadan inandıkları durumlardır.

Bir şeye körü körüne inandığınızda, o şeyin arkasındaki gerçekleri görmeniz zorlaşır. Bu da sizi manipüle eden kişilerin işini kolaylaştırır. Her zaman açık fikirli olmalı, farklı kaynaklardan bilgi edinmeli ve en önemlisi, her duyduğumuzu sorgulamalıyız.

Türk’ün ruhu, toprağı vatan yapar; vatan ruhsuzsa, sadece bir haritadan ibarettir.

Yazarın Diğer Yazıları