Türkiye'nin kaderini bu seçim belirleyecek
Sinan'ın, oyunu "pazarlaması", çok tartışıldı ve daha çok tartışılacak.
Cumhurbaşkanı adayı olmak için 100 bin imza gerekliydi. O imzayı tek başına toplamadı; kamuoyunun yakından tanıdığı isimler destek verdi. Bu isimlerden biri eski Ülkü Ocakları Başkanı, eski milletvekili Atila Kaya, bir diğeri eski Türk Tarih Kurumu Başkanı, eski milletvekili Prof. Dr. Yusuf Halaçoğlu. Yusuf Halaçoğlu: "Böyle bir sonucu öngöremediğim için size imza verenlerden özür diliyorum..." dedi.
Atila Kaya'ın tiviti ise çok sertti: "Ben, 'cehennemin kapılarını kapayasın' diye imza vermiştim; 'cehenneme odun taşıyasın' diye değil! Arzuladığın ikbali 'tek adam'ın iradesinden devşirebileceğini umuyorsan; eklemlenmeye çalıştığın geleneği hiç tanıyamamışsın demektir!"
Sinan, Atila Kaya'nın desteğini çok önemsemiş ve "Ülkü Ocakları Eski Genel Başkanı ve MHP Eski Genel Başkan Yardımcısı Sn. Atila Kaya bize imza desteğini açıklamıştır. Bu destek çok kıymetlidir. Çok teşekkür ederim." demişti.
Sinan, 14 Mayıs 2023 öncesi seçim çalışmaları sırasında Denizli'de düzenlediği basın toplantısında cumhurbaşkanları adaylarının seçim güvenliği için görüşmeleri gerektiğini, kendisinin Kemal Kılıçdaroğlu ve Muharrem İnce'yle görüştüğünü, ama Recep Tayyip Erdoğan'dan bir cevap alamadığını söylemişti.
R. T. Erdoğan, ikinci turda kendisine destek için, denildiğine göre, Saray'ın uçaklarından birini Sinan'ı getirmesi için Ankara'ya gönderdi. Dolmabahçe Sarayı'ında görüştü, desteğini aldı.
Sinan, herkesi kızdıracağını, asla ardına kimsenin takılmayacağını, Saray'a oy getirmeyeceğini bildiği hâlde neden Recep Tayip Erdoğan'a oy vereceğini söyledi?
Bu desteğin perde arkasında İlham Aliyev'in olduğu ayyuka çıktı. Sinan Iğdırlı ve Azeri kökenden gelme... Bakü'de uzun süre bulunmuş.
2020'de Ermenistan'la savaşta, Türkiye, Azerbaycan'a büyük destek verdi. İlham Aliyev'le R. T. Erdoğan her fırsatta görüştüler, birbirlerini yakından tanıdılar.
İlham Aliyev'in devreye girdiği söylentisi bu kadar yaygınken, bir yalanlama gelmedi. İlham Aliyev, Sinan'ı neyle bağladı da Saray'ın tarafına çekti? İkbâl söz konusuyken, herhâlde sadece dostluk adına bu destek verilmez. Bir kere iki ayrı ülkeyiz. Ne Türkiye, Azerbaycan'ın ne Azerbaycan, Türkiye'nin iç işlerine karışır.
*
1995'te, İlham Aliyev'in babası Haydar Aliyev'e karşı bir darbe söz konusuydu ve destek Türkiye'den belli başlı gruplardandı. Dönemin Cumhurbaşkanı Süleyman Demirel, Haydar Aliyev'i aramış, darbeyi haber vermiş, erken davranan Haydar Aliyev, yerine geçtiği Elçibey'i tekrar Cumhurbaşkanı yapmak isteyen OMON (Özel Amaçlı Polis Birimi) komutanı Albay Rövşan Cavidov'un harekâtını bastırmıştı. Cavidov çatışmada ayaklarından yaralanmış, tedaviye götürülmemiş, kan kaybından ölmüştü.
(Rövşan Cavidov'un kardeşi Mahir Cavidov'la, olaylardan sonra kaçıp Avusturya'ya gittiği sıra bir iki defa telefonla konuştum. İhtilâl meselesini aydınlatmak için elindeki bilgi ve belgelerin birer kopyasını iki kalın dosya hâlinde bana gönderdi.)
*
Söz açılmışken burada birkaç tarihî not düşeceğim. Önemli.
Tarihî notun merkezinde, Atila Kaya var. Sinan'a "Ben, 'cehennemin kapılarını kapayasın' diye imza vermiştim; 'cehenneme odun taşıyasın' diye değil!..." demesinin asıl sebebini de bu vereceğim notlarda öğreneceksiniz.
Atila Kaya Karslı ve Sinan gibi Azerî Türk. Karabağ'ın kaybedildiği ilk Azerbaycan-Karabağ savaşına fiilen destek verdi.
Kendisiyle zamanında görüştüm ve açık desteğin ayrıntılarını öğrendim. "Alparslan Türkeş ve Liderlik" kitabımızdan özetliyorum:
Yıl 1992. Ermeniler Azerbaycan'a saldırılarını sıklaştırmışlar, birçok bölgeyi işgal etmişlerdi. Azerbaycanlıların tek destek alacağı ülke Türkiye idi. Türkiye'de de Ülkücüler Azerbaycanlıların acılarını yürekten paylaşıyorlardı.
Ülkü Ocakları Genel Başkanı İrfan Özcan, daha sonra Ülkü Ocakları Genel Başkanı seçilecek olan Atila Kaya'ya, Alparslan Türkeş'in, Azerbaycan'la ilgili projesi olduğunu söyler. Atila Kaya, 12 Eylül rejiminin hapsettiği ülkücülerdendi. 10 yıldan fazla mahpus kalmış ve bir yıl önce 1991'de hapisten çıkmıştı.
Proje şu idi: Elçibey'in bazı zorlukları aşabilmesi için Türkeş destek verecekti. Azerbaycan'da bir eğitim kampı kurulacak, Türkiye'den ve diğer Türk topluluklarından gençler bu kampta ideolojik ve pratik eğitimden geçecekler. İdeolojik eğitimden maksat, gençlerin Türk birliği fikrine inanmaları ve ülkelerine gittiklerinde bu yolda çalışmaları idi.
Dört kişi, gitmeden önce, Alparslan Türkeş'i makamında ziyaret ettiler. Sonra İstanbul'a geçtiler ve Bakü'ye uçtular.
Bakü'de Elçibey'le görüştüler. Projelerinden bahsettiler. Ama Elçibey, ne olur ne de olmaz, dedi.
Elçibey'den netice alamayınca Çeçenistan'a geçerek Çeçenlerin bağımsızlık mücadelesinin lideri Cehar Dudayev'le görüştüler. Çeçen gençleri, Azerbaycan'da, Ermenilere karşı savaşıyorlardı. Dudayev sadece kamp yeri vermekle kalmayacak her türlü desteği de sağlayacaktı.
Dudayev, Türkeş'i tanıyordu. Türkiye'deki mücadelesinden, Türk dünyasının Rus hegemonyasından kurtulması için gösterdiği çabadan haberdardı. Daha sonra Türkiye'ye gidecek ve Türkeş'le görüşüp yakın dostluk kuracaktı.
(Ben de Atila Kaya ve arkadaşlarının görüşmesinden iki yıl sonra Çeçenistan'a gitmiş, tarihî olaylara şehit olmuş, Grozni'de Dudayev'le görüşmüş ve yazmıştım.).
Bakü'ye dönerler. Atila Kaya Bakü'da kalır, diğer üçü Türkiye'ye geçer. Sonra Tavuz'a yakın kamp yeri bulunur. Kampın adını da Türkeş koyar: Rüzgâr Kampı. Orada Türkiye'den ve Türk dünyasından gelen gençlere eğitim verilir. Ama çok geçmeden, Elçibey düşürülür, neticede Haydar Aliyev ipleri eline alır.
Atila Kaya, Türkiye'den gelenlerin hepsini gönderir. Kendisi dört ay daha kalır. KGB ajanları adım adım takip etmektedirler. Halk Cephesi'nden birçok kişi tutuklanmıştı.
Atila Kaya, Haydar Aliyev'e karşı direnişi örgütlemeye çalışıyordu. Bakü'de Halk Cephesi taraftarları küçük mitingler yapıyorlar, Aliyev'in adamları bu mitingleri hemen dağıtıyorlardı. Atila Kaya taktikler geliştirdi ve Halk Cephesi'nin kalabalık mitingler düzenlemesini sağladı.
KGB Albayı, Atila Kaya'yı kıstırmak, hatta ortadan kaldırmak için çok yol denedi. Ama karşısındaki insan da tecrübeliydi; emeline ulaşamadı.
Atila Kaya sonunda yakalandı. Trenle Gence'den Bakü'ye geldiğinde KGB'nin ajanları istasyonda Atila Kaya'yı tuttular. KGB Albayı Atila Kaya'nın Azerbaycan'ı 24 saat içinde terk etmesini istedi.
*
Atila Kaya'nın Sinan Oğan'a kızgınlığının bir sebebini de burada aramak lâzım.