Bugünkü Yazarlar Tüm Yazarlar
Dr. Fatma ÇELİK
Dr. Fatma ÇELİK

Türkiye'de "Sarı Yelek" Önergesi

Malumunuz, "sarı yelek" şu sıralar Fransa'da başlayıp dalgalar halinde çevre ülkelere de yayılan bir hareketin sembolü ve ismi. O konuya da geleceğiz ama daha önce bahsedeceğim sarı yelek, sembolik olan değil, trafik unsuru olan sarı yelek...

TUİK verilerine göre geçtiğimiz sene meydana gelen 1 milyon 202 bin 716 trafik kazasında, 7 bin 427 kişi ölmüş, 300 bin 383 kişi de yaralanmış. İşte, bu meydana gelen kazaların azımsanamayacak kısmını ise, karayolunda arızalanan veya kaza yapan aracından inen sürücünün karanlıkta diğer sürücüler tarafından görülmemesinden kaynaklanan ikinci kazalar oluşturuyor.

Mecliste, CHP Milletvekili Ali Şeker de bu hususa vurgu yaparak, trafikte can ve mal kayıplarının yaşanmaması için daha fazla çalışması gerektiğini söyleyerek İçişleri Bakanı Süleyman Soylu'ya yazılı soru önergesiyle cevabını henüz bilmediğimiz şu soruyu sordu:

"Karayoluna çıkan motorlu taşıtlarda, Fransa'da demokratik protesto hakkını kullanan Fransızların bu haklarını kullanırken giyindikleri "Reflektörlü Sarı Yelek" veya benzeri bir ekipmanı (mavi yelek, kırmızı yelek, turuncu yelek v.b.) ülkemizde de zorunlu ekipmanlar listesine ilave etmeyi düşünüyor musunuz?"

Kimileri nefret söylemleri ile ötekileştirme çalışmaları yapsa da; protestolardan bağımsız, sarı yeleğin trafik güvenliği içerisinde değerlendirilerek, pek çok Avrupa ülkesinde olduğu gibi, zorunlu hale getirilmesi, trafik kazalarının önlenmesi açısından elbette ki olumlu bir adım olacaktır.

Gelelim Fransa'daki "sarı yelek" hareketine…

Meşhur sarı yeleğin Fransızca resmi adı, "gilet de haute visibilité". Türkçesi "yüksek görünürlük yeleği". Protestolarda bu yeleğin kullanılması ise, toplumda yavaş yavaş yayılarak dillendirilen "bizi görün" çağrısı gibi.

Gösterilerin ortak bir ideolojik tabanda buluştuğunu söylemek mümkün değil. Sağcılar da solcular da destek veriyor. Genel olarak orta ve orta alt kesimin çağrısı gibi dursa da, Figaro ve France Info televizyonu tarafından düzenlenen anketin sonuçları, Fransızların yüzde 84'ünün eylemleri meşru ve haklı gördüğünü ortaya koyuyor. Başka bir deyişle, Fransa'da her 10 kişiden 8'i hükümete tepkiyi destekliyor.

Aslında protestolar kısmen sonuç verdi ve 2019 yılında uygulamaya sokulması planlanan akaryakıt zammı uygulaması askıya alındı. Ancak "kırıntı değil, ekmeğin tamamını istiyoruz" diyerek, dün ülke genelinde bir büyük protesto daha düzenlendi. 89bin polis görevlendirildi. Tiyatrolar, müzeler ve mağazalar kapalı tutuldu. Lig maçları iptal edildi. Bu yazıyı yazdığım öğlen saatlerinde ise, henüz 317 kişi gözaltına alınmıştı.

Gösterilerin başından beri 424 kişinin gözaltına alındığı düşünülünce, dünkü gösterilerin hayli olaylı geçtiği ortada…

Protestolara destek de giderek büyüyor… Fransa'daki en önemli polis sendikalarından Vigi, sarı yeleklilere destek amaçlı süresiz grev kararını dün itibarıyla uygulamaya soktu. Demiryolları Sendikası dün eyleme gidenlerden bilet almadı…

Bununla birlikte, sarı yeleklilerin 30 bin kişinin katılımı ile hazırladığı 42 maddelik istek listesi var. Listede, ayrımcılığın kaldırılması, kemer sıkma politikalarına son verilmesi, işsizliğin önlenmesi, kamu mallarının satışının yasaklanması gibi pek çok talep yer alıyor. Dolayısıyla, mesele, yalnızca akaryakıt zammında geri adım atmakla çözülecek gibi değil.

Liste dikkatle okunduğunda görülüyor ki, sorun yalnızca Fransa'da değil. Talepler, okuyana kendi ülkesindeki problemleri düşündürüyor. Nitekim Fransa'ya eş zamanlı olarak sokakları hareketlenen Belçika, Hollanda, Almanya' daki ve son olarak Bulgaristan'daki olaylar bunun göstergesi. Görünen o ki, bu dalga daha pek çok ülkeye yayılacak…

Ancak gerçek bir demokrasi arayışıyla ortaya konan bu istekler gösteriyor ki, birbirlerine en uzak görüşler dahi, ortak geleceklerinin tayininde zulme karşı birlik olabiliyor, ortak çıkarları için kendilerini birlikte "görünür" kılabiliyorlar.

***

Pazar Okuması:

Varsayımsal bir son üzerinden başlangıç yaparak, "Her şey yok olsa, yaşamaya nasıl devam ederiz?" sorusunu cevaplayan bir kitaptan bahsetmek istiyorum: Lewis Dartnell - Uygarlığı Yeniden Nasıl Kurarız?

Kitap, dünyanın başına gelebilecek herhangi bir felaket senaryosundan sonra hayatta kalanların yaşamlarını nasıl sürdürecekleri kurgusu üzerine planlanmış. Enerji, ulaşım, yiyecek, barınak, giysi vb. pek çok ihtiyacı gidermenin ilkel yolları anlatılmış. Eğer yağmur suyundan içme suyu elde etmeye, çakmaksız ateş yakmaya, sabun, yakıt, yiyecek gibi gereksinimlerin en ilkel hali ile nasıl karşılanacağına, sıfırdan nasıl tarım yapılabileceğine dair merakınız varsa, bu husustaki teknik ve pratik bilgileri öğrenmek istiyorsanız bu kitabı okumanızı öneririm.

Yazarın Diğer Yazıları