'Türkiye Nereye Gidiyor?'
"Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemi" adını verdikleri yeni rejimin ne getirip ne götürdüğünü anlamak için okuyacağınız ilk isim Prof. Dr. Kemal Gözler'dir.
Türkiye'nin hukuk sistemini, hâliyle Türkiye'de "adalet"i ilimden taviz vermeden masaya yatıran, diyebilirim ki tek ilim adamımız.
"Yukarı"sı acaba Prof. Dr. Kemal Gözler'in yazdıklarını okuyor mu? Saray'da hukuk kurulları var. Onlara inceletiyor, "Arkadaş! Sen taraflısın, kasıtlı yazıyorsun. Yanlışın şunlar şunlar..." diyebiliyor mu?
Maalesef, kendilerinden değilsen; düşmansın. Yeni sistem bunu getirdi.
Bir ilim adamı ne muarızdır, ne muhaliftir ne muvafıktır, ne yandaştır, ne düşmandır, ne dosttur. İlimde "vicdan" yoktur, "his" yoktur; tespit vardır.
Prof. Dr. Gözler, 2019'da yazdığı makalelerini "Türkiye Nereye Gidiyor?" başlığı altında bir kitapta topladı. Kitabın alt başlığı "Akademi ve Hukuk Üzerine Gözlemler ve Eleştiriler". (Ekin Yayınları, Bursa, 656 s.)
Kitapta toplam 40 makale yer alıyor. 37. makale, daha önce üzerinde durduğumuz, "Cumhurbaşkanlığı Hükûmet Sisteminin Uygulamadaki Değeri-Bir Buçuk Yıllık Bilanço" başlıklı araştırması.
Kemal Gözler herhâlde daha sonraki uygulamaları da ele alarak makaleyi genişletir, "Elveda Anayasa" kitabının devamı olarak yayınlar.
Kemal Hoca, "Elveda Anayasa"da yeni rejim için: "Halkoylamasına sunulan sistemin başkanlık sistemiyle uzaktan yakından bir ilgisi yok. Çünkü başkanlık sistemi bir kuvvetler ayrılığı sistemidir. Böyle bir sistemin 'başkanlık sistemi' olduğunun söylenmesi muazzam bir yalandır." der.
Sonra uygulamaları gördü ve "yalan"ı ortaya koydu!
"Türkiye Nereye Gidiyor?", Türkiye'nin meselelerine kafa yoran herkesin el altı kitabıdır.
Kemal Gözler, kitabında, "Bu Makaleleri Neden Yazdım?" başlığı altında "Bu kitaptaki makalelerin neredeyse hepsi bela çekmeye aday makaleler. Makalelerden bazıları doğrudan doğruya ülkedeki siyasî iktidarın şiddetli bir eleştirisi niteliğinde. Bazılarında ise isim vererek bazı kişi ve kurumlar eleştiriliyor. Türkiye'de genel eleştiri yapma geleneği az ya da çok varsa da, isim belirterek eleştiri yapma geleneği yoktur. Türkiye'de sanki sistemi uzaydan gelenler kurdu ve onlar işletiyor gibi isim belirtmeden genel olarak sistem eleştirilir. Eleştirilmesi gereken kişilerin isimleri gizlenir. İsim verdiğinizde şimşekleri üzerinize çekersiniz. Türkiye'de isim vererek eleştiri yapmak, ateşle oynamak kadar tehlikelidir." diye yazar.
İsim vererek tenkit aynı zamanda "adalet"in testidir.
*
Mehmet Gül'ü 12 yıl önce kaybettik. Eski İstanbul Ülkü Ocakları Başkanı. Öncesinde Yerköy Genç Ülkücüler Teşkilâtı Başkanı, sonrasında Diyarbakır Eğitim Enstitüsü'nde iken Diyarbakır Ülkü Ocakları içinde faal, Diyarbakır'da çıkan Özyurt dergisinin yazarı. İstanbul Hukuk Fakültesi'ne geçiyor. İl Başkanlığı, milletvekilliği... Ekranların değişmez tartışmacısı... Beşiktaş Spor Kulübü'nde aktif...
Mehmet Gül kabına sığmazdı. Bir yerde tutamazdınız. Kabına sığmadığı için kaybettik. Karaciğer nakledilmişti. Nekahet döneminde Kiev'e gitti ve... Allah rahmet eylesin.
Onun "Nâzım Hikmet Memleket mi - Direnen Son Lenin Heykeli" kitabı önemli. Bir tarafıyla övmüyor ve bir tarafıyla yermiyor. Ne ise o. Kitap yeniden basılması gerekiyor. Üzerinde duruyoruz.