Türkiye ittifakı kırılan kalpler ittifakı!
Dört şehit verdik. Dört eve ateş düştü.
Hani Irak'ın içlerine girdik, üsler kurduk, geçiş yollarını kapadık?! Hani gün aşırı hava harekâtı yapıyoruz; defalarca kamplarını bombalıyoruz?!
PKK'lılar ellerinde ağır silahlarla mağaralarından çıkıyorlar, ağır aksak yürüyorlar, sınırımıza kadar geliyorlar, askerimize saldırıyorlar!
Daha yakın zamanda yazdım. Sokaktaki insana, hatta çocuklara, bombalanan kampları sorsanız size tek tek sayar. Aynı yer defalarca bombalanıyorsa ve yok edilemiyorlarsa, nasıl türediklerine bakmalı önce.
PKK'nın en büyük destekçisi ABD. El altından Rusya'yı da sayabiliriz. Fransa'yı ve diğer Avrupa ülkelerini de. PKK'nın YPG kolu Avrupa'da çalmadık kapı bırakmıyor. Devlet başkanları gibi karşılanıyorlar. Önceki Gün Fransa Cumhurbaşkanı Macron, Elysée Sarayı'ndaki odasındaydılar.
ABD'ye soralım, Fransa'ya soralım, Rusya'ya soralım, diğerlerine soralım... Arkadaş nedir Türklerle alıp veremediğiniz? Nedir bu bölücülük, yıkıcılık sevdanız?! Bizden ne istiyorsunuz? Açık açık söyleyin. Taleplerinizi, sizlerin, zamanında ülkeleriniz için yapıp ettiklerinizle kıyaslayalım, eğer örtüşüyorsa hepsini verelim, yapalım edelim... Her ne ise!
Yetti... Hakikaten yetti! Bir ömür savaş içinde tükeniyor.
Yedi düvel PKK'yı üzerimize yollarken R. T. Erdoğan, "Türkiye ittifakı"ndan bahsediyor. Şu tivitleri atmış:
"Gücümüzü Milletten alarak, daima ortak akla, ortak vicdana, milletimizi bir araya getiren ortak değerlere vurgu yapacak; kimseyi dışlamadan, ötekileştirmeden siyaset yelpazesindeki herkesle TÜRKİYE ORTAK PAYDASINDA buluşmanın mücadelesini vereceğiz."
"Ülkemizin bekasını ilgilendiren meselelerde, siyasi görüş ayrılıklarımızı bir tarafa koyarak, 82 milyon hep birlikte TÜRKİYE İTTİFAKI olarak hareket etmeliyiz."
Bir konuşmasında da "Dönem kızgın demiri soğutma, musafahalaşma, kucaklaşma birlik ve beraberliğimizi yeniden perçinleme dönemidir" diyor.
Bu konuşmayı nerede yapıyor biliyor musunuz! Memur-Sen'in düzenlediği bir toplantıda. Memur-Sen, başında olduğu partinin yan kuruluşu. "Musafahalaşma"nın İslâmî anlamı vardır. İnsanların birbirleriyle karşılaştıklarında selâmlaşmaları, hal-hatır sormaları, tokalaşmaları, kucaklaşmaları musafahalaşmadır.
"Musafahalaşma"dan bahseden "Cumhurbaşkanı" R. T. Erdoğan, kendi partisinin yan kuruluşunu öne çıkarmış, buradan Türkiye'ye sesleniyor.
Aynı konuşmasında "Memur-Sen camiası mensupları yerlerinde dimdik durmalı, kendilerine 'sendikanı değiştir şuraya geç' diyenlere de dik durmalıdır." diyor.
Merak ediyorum "Cumhurbaşkanı", diğer sendikaların toplantılarına katılıp "Dimdik durun!" der mi?
Kırılan kalpleri tamir etmek kolay değil.
Seçim öncesi kendilerine oy vermeyen herkesi hasım görmüştü/görmüşlerdi. Nasıl müttefik olunuyor böyle! Ülke birliği herkese gerekli. Şehitler hepimizi şehidi. Sınırların korunma kaygısı hepimizin kaygısı. Bunun ittifakla ilgisi yok.
Biz hep aynı yerdeyiz. Kim zikzak çiziyorsa o düşünsün. PKK'nın nasıl el üstünde tutulduğunu, PKK ile nasıl mutabakatlar yapıldığını, PKK başının nasıl "çağın filozofu" ilan edildiğini unutabilir miyiz!
En acısı ne biliyor musunuz "Türk"ü silmeye kalkışmaları.
O/onlar nerede dururlarsa dursunlar. Bizim yerimiz sabit.
Biz Türkiye'yiz!