Türkiye İsrail’le köprüleri attı mı?

İslâm İşbirliği Teşkilâtı ve Arap Birliği Ortak Zirvesi Riyad’da toplandı. R. T. Erdoğan’ın konuşmasını dinledim. İsrail’le köprüleri atmış görünüyor.

İki hâdiseyi asla unutmamalıyız: Birincisi: İsrail’in uydusu ABD’nin askerlerinin, 4 Temmuz 2003 günü Irak'ta, 11 askerimizin başına çuval geçirmesini ve 31 Mayıs 2010’da, İsrail’in Akdeniz’de, uluslararası sularda olduğu hâlde, Gazze’ye insanî yardım götüren Mavi Marmara gemisini basıp 10 Türk’ü şehit etmesini... (O tarihte de Netanyahu başbakandı.)

Dün, Riyad’daki toplantıdan sonra 31 maddelik sonuç bildirisi yayınlandı. Bu bildiriye geleceğim. Önce Gazze ve HAMAS’a dair bizzat gördüklerim, konuştuklarım üzerinde duracağım.

Şu gerçek ki, HAMAS seçimle iktidara geldi. Türkiye de HAMAS’ı Filistin’de siyasî güç olarak tanıyor.

İsrail-HAMAS savaşı çıkalı arada İsrail ve Filistin’deki gazetecilik çalışmalarımdan bahsediyorum.

Gazze’de, HAMAS yeni yeni yeşerdiği için fazla açık vermiyorlardı o zaman. Zamanında yazdığımız birer tarihî not hüviyetinde.

“Paylaşılamayan Kudüs” yazı dizimizden aktarıyorum:

Arafat ile Netanyahu akşamüstü buluşacaktı. Toplantıya da yetişmek istiyoruz. (Görüşme zamanı Erez’deydik. Arafat gelmiş, ama Netanyahu gelmemişti.) HAMAS'tan güçlü bir isimle görüşme umudundaydık. HAMAS yasak. Kimse ben HAMAS mensubuyum, diye ortaya çıkamıyor. Bize, en doğrusu siz İslâmî Kurtuluş Partisi’ne gidin, dediler. Partinin başkanı İsmail Ebu Şahî sekiz yıldır İsrail'de hapiste yatıyormuş. Yerine ise Dr. Ahmed Bahar geçmiş. Dr. Ahmed Bahar, ‘nâibu'r-reis’ olduğunu söylüyor. Yani partilerinin genel başkanı Ebu Şahî İsrail'de hapiste olduğu için onun yerine başkanlığı yürüttüğünü belirtiyor. Gazze İslâm Üniversitesi’nde Arap Dili ve Edebiyatı Bölümü Başkanı. 1949 yılında Gazze'de doğmuş ve mülteci kamplarında büyümüş. Evinde entari ve takke giymiş hâlde bizi kabul etti. Salonda 1993'te İsrail tarafından sürgüne gönderilmesinin hatırasına çektirdiği resim asılı idi. Hatırlarsınız, bir grup Filistinli aydın İsrail'den çıkarılmış, onlar da sınır dışında çadır kurarak eyleme geçmişler, günlerce dünya kamuoyunun gündeminde yer tutmuşlardı. Dr. Ahmed Bahar, birkaç defa olmak üzere toplam 1,5 yıl da hapis yatmış.”

Dr. Ahmed Bahar sonra Filistin Parlamentosu Başkanvekili oldu. Gittiğimizde, Türkiye’de Necmettin Erbakan başbakandı.

Dr. Ahmed Bahar sözünün girişinde önemli bir tespitte bulunuyor: “Türklerin beş asır boyunca İslâmın bayraktarlığını yaptıklarını ve bu topraklarda barışı tesis ettiklerini belirtmek isterim.” diyor. Ardından Necmettin Erbakan’ın başbakanlık makamında oturmasını kastederek: “Türkiye'nin İslâm ile yeniden barışmasına sevindim.” ifadesini kullanıyor.

Orada gazeteci sıfatıyla bulunuyordum. Tartışmaya girmek istemedim.

Biz bölgeye gittiğimizde, İsrail, Süleyman Mabedi’ni ortaya çıkarmak için, Mescid-i Aksâ’nın altına uzanan Ağlama Duvarı’nın uzantısı tüneli açmış, çatışmalar olmuş, çok sayıda Filistinli hayatını yitirmişti. (O tünele de girdiğimi yazmıştım.)

Dr. Ahmed Bahar Arafat’ı kastederek “İsrail ile Netanyahu'nun başkanlığı altında görüşmek siyasî intihardır.” diyor ve devam ediyor:

“İsrail tarafı Tünel'i bir daha açmayacaklarını açıklamalıdır. Aksi takdirde İsrail ile görüşmenin hiçbir anlamı yoktur. Bunun için Türkiye devreye girmelidir. Çünkü yakınımızda bulunan ve doğu ile batı arasında köprü vazifesi gören Türkiye'nin garantörlüğüne ihtiyacımız var. Türkiye, hem İsrail'i köşeye sıkıştırabilir, hem de Arap dünyasının Filistin için dünya kamuoyunda yarattığı olumsuz havayı tersine döndürebilir. Türkiye çok büyük ve güçlü bir ülke. Burada adaletin tesis edilmesi için bize yardım etmelidir. Mescidü’l-Aksâ bizim kutsal mabedimizdir. Doğu Kudüs'te İsrail'in ne işi var?”

Şu gerçek: HAMAS’ı bitiren İsrail, bu defa Batı Şeria üzerine gelecek; bağımsız devlet hayal, olacak.

Dr. Ahmed Bahar, yukarıda okuduğunuz gibi, “Türkiye, hem İsrail'i köşeye sıkıştırabilir, hem de Arap dünyasının Filistin için dünya kamuoyunda yarattığı olumsuz havayı tersine döndürebilir. Türkiye çok büyük ve güçlü bir ülke.” demişti.

Türkiye’nin, İslâm İşbirliği Teşkilâtı ve Arap Birliği Ortak Zirvesi’nde ağırlığını ne derece koyduğunu yakında öğreneceğiz.

İnsanlık adına mutlaka Netanyahu çetesini durduracak bir hamle yapmalıdır.

Yazarın Diğer Yazıları