Bugünkü Yazarlar Tüm Yazarlar
Dr. Fatma ÇELİK
Dr. Fatma ÇELİK

Türkiye dünya şampiyonu!

Basının önemi inkâr edilemez. Memleketin medeniyet derecesi ve kamuoyunun durumu nedir? Bunu içe ve dışa anlatacak basındır... Basın mensuplarını korumak lazımdır. Gazeteciler Türkiye dahilinde milletin fikrini aydınlatma ve kamuoyunu açık bir şekilde oluşturma çalışmalarında tamamen serbest olmalıdırlar.

Atatürk

Sınır Tanımayan Gazeteciler Örgütü (RSF) tarafından açıklanan 2017 basın özgürlüğü raporunun başlığına göre Türkiye dünya şampiyonu!

Ama hemen sevinmeyin. Başlık şu şekilde: "Türkiye, hapisteki gazetecilerde dünya şampiyonu"

Örgütün açıkladığı raporlara göre, 2017 yılı itibariyle dünya üzerinde hapiste bulunan 192 gazeteci ile ilgili göze çarpan ülkelerden Çin'de 21, Mısır'da 23, İran'da 15 ve Azerbaycan'da 9 gazeteci şu an hapiste. Türkiye ise listede en dikkat çeken isim: Hapisteki gazeteci sayısı, 49!

Bunun yanı sıra Türkiye basın özgürlüğünde, 180 ülke arasından 155. sırada yer alıyor!

Geçtiğimiz yıllarda açıklanan raporlara baktığımızda, her geçen yıl liste de daha da gerilediğimizi görüyoruz.

Ayrıca bu yılki raporda, Türk hükümetinin temmuz ayında yaşanan darbe girişimi sonrası daha da baskıcı bir hal aldığı vurgulanıyor.

***

Gazetecileri Koruma Komitesi(CPJ)' nin Aralık 2016' da yaptığı açıklamanın başlığı ise şöyle: "Türkiye'nin basına baskısı dünya çapında hapis gazetecilerin sayısında rekor kırdırdı"

Rakamlar, RSF'nin listesinden farklılık gösterse de, CPJ'nin açıklamalarına göre de dünya üzerinde hapiste bulunan 259 gazetecinin 81'i Türkiye'de!

CPJ'nin ve RSF'nin raporunu incelediğimizde iki raporda da geçen ortak ifade olarak şunu rahatlıkla söyleyebiliriz ki, Türkiye dünya üzerinde hapis gazetecilerin üçte birini barındırıyor!

***

Kâr amacı gütmeyen hükümet dışı düşünce kuruluşu olan ve merkezi Washington D.C.'de yer alan Freedom House, ülkelerdeki demokrasi kalitesini, ifade ve basın özgürlüğünü ölçen "Dünya Özgürlük Raporları" yayınlıyor ve bu raporlar neticesinde, ülkeleri "özgür ülkeler", "kısmen özgür ülkeler" ve "özgür olmayan ülkeler" olarak üç başlık altında topluyor.

Kuruluşun yayınlanan 2017 yılı raporlarına göre, Türkiye, siyasi haklar ve sivil özgürlükler açısından yüz üzerinden 38 puan ile 147. sırada ve "kısmen özgür ülkeler" kategorisinde yer alıyor.

Rapora göre, son 10 yılda, Orta Afrika Cumhuriyeti'nden sonra, demokrasi ve özgürlüklerin en çok gerilediği ikinci ülke olmakla birlikte; son bir yıl içerisinde, dünyada özgürlüklerin en hızlı gerilediği ülke de Türkiye!

Bu gidişle, Türkiye'nin "özgür olmayan ülke" kategorisine düşmesi yakın gibi görünüyor.

Nitekim aynı kuruluşun 'ekonomik', 'politik' ve 'hukuki' açıdan ele aldığı basın özgürlüğü üzerine yayınladığı raporda ise, Türkiye, 2014 yılından beri zaten "özgür olmayan ülke" kategorisinde!

Son zamanlarda yaşanan gelişmeler nedeniyle Türk hükümetinin otoriter bir yönetim anlayışına doğru kaydığının ve birçok gazetecinin tutuklandığının vurgulandığı raporda; Türkiye, basın özgürlüğü açısından dünya sıralamasında 199 ülke arasında 163. sırada yer alıyor!

***

Vatandaşın eleştirisi, demokratik rejimlerin güvencelerinden biridir. Bu amaca hizmet eden basın ise, vatandaşın "sözcü"südür.

Nitekim Pascal'ın dediği gibi: "İnsan düşünmek için yaratılmıştır; ancak, yayın kabiliyeti olmayan düşünce, verimsiz bir halde kalmaya mahkûmdur, basın özgürlüğü olmadıkça da bu sağlanamaz."

Bu açıdan ifade özgürlüğünün bir tezahürüdür, basın özgürlüğü.

Ve basının özgür olmadığı yerlerde, başka özgürlüklerin vuku bulması da mümkün değildir.

MÖ 399 yılında düşüncelerinden dolayı yargılanan Sokrates, Atina' daki devleti kocaman bir ata, kendisini ise bir at sineğine benzeterek, görevinin bu atı dürterek uyandırmak olduğunu ifade etmiştir. İşte basının da devlet karşındaki rolü budur!

Basın, bağımsız bir yargıdan sonra devlet faaliyetlerini denetim aracıdır. Bu denetimi ise ancak ve ancak 'ekonomik' ve 'siyasi' açıdan bağımsız bir basın yerine getirebilir.

Basın, kişi ve makam farkı gözetmeden görevini sürdürmelidir.

Ancak bugün gelinen noktada görüyoruz ki, Türkiye'de basın özgürlüğünü kısıtlayan gelişmeler artarak devam ediyor.

Ülkece hür ve bağımsız bir basına ivedilikle ihtiyacımız var. Yancı ve alkışçı basının olmadığı, düşüncelerin ve ifadelerin yargılama konusu yapılmadığı, muhalif olanın sesinin kısılmaya çalışılmadığı özgür bir basın için mücadele eden Sözcü Gazetesi ve çalışanları, yalnız değildir!

Yazarın Diğer Yazıları