Türk'e 'münasebetsiz' diyenlere…
Gün geçmiyor ki Yunanistan'ın, Ege'deki adalarımızda yaptığı tahrik edici eylemlere ilişkin bir haber okumayalım…
Her gün yeni bir gelişme, her gün yeni bir pişkinlik…
Bildiğiniz gibi, Yunanistan Ege'de Türkiye'nin egemenliğindeki 18 ada ve kayalığı 2004 yılından beri işgal ediyor. Türkiye duruma sessiz kaldıkça da, günden güne cesaretlendi, vaziyet "de facto" bir olağanlık kazandı.
Kardak'a yarım mil uzaklıktaki Kalimnos Adası'nda askeri tatbikatlar yaptı… Yunan Genelkurmay Başkanı, uçakla Kardak Kayalıkları'nın üzerinde sanal hava taarruzu yaptı. Türk hava sahası 2 Yunan savaş uçağı tarafından 3 mil ihlal edildi… Yunan Savunma Bakanı'nın Kardak kayalıklarına çelenk bırakma girişiminin Deniz Kuvvetleri Komutanlığı ve Sahil Güvenlik tarafından engellenmesinden sonra, 'Machitis' adlı Yunan karakol gemisi 'Bizans bayrağı' ile Karaburun açıklarında gövde gösterisi yaptı… Yunanistan İstanbul Konsolosluğu'nda gerçekleştirilen 'Bizans' adlı sergide dahi provokasyonlar sürdürülerek, Türkiye'nin Kos Adası, İstanbul limanları, adaları ve Kıbrıs'ın tamamını Bizans toprakları olarak gösterildi…
Bunlar yalnızca, henüz daha yeni başlayan, 2018 yılı içerisinde yaşananlar… Peki, Türkiye bu hareketlere karşı ne yaptı? Tabiri caizse 'gıkını' çıkarmadı. Siyasi bir "nota" verilmedi. Bu da Yunanistan'ı iyiden iyiye cesaretlendirdi.
Ancak bu hafta, nihayet, Cumhurbaşkanı Erdoğan, AKP grubuna yaptığı konuşmada sert bir çıkış yaptı ve "Bizim için Afrin neyse Ege'deki, Kıbrıs'taki haklarımız da odur. Savaş gemilerimiz, Hava Kuvvetlerimiz, gerektiğinde her türlü müdahaleyi yapmak için yakın takipteler" dedi.
Bu çıkış önemli elbet, ancak yalnızca lafta kalması, hiçbir anlam ifade etmediği gibi, 'sadece sözde esip gürleyen fiiliyatta tepkisiz Türkiye' imajını arttırarak, Türkiye'nin uluslararası alandaki ciddiyetinin daha da azalmasına sebebiyet verecektir. Bu yüzden, Erdoğan'ın çıkışının, kesinlikle devamı gelmelidir.
Peki, ne oldu da yıllar süren tepkisizlik lafla da olsa sona erdi derseniz… En son, geçtiğimiz hafta içi, Yunan ve Türk sahil güvenlik botları Kardak yakınlarında çarpıştıktan sonra, Yunan hükümeti Türkiye'yi provokasyonla suçladı! Yetmedi, Yunanistan Dışişleri Bakanı Nikos Kocyas, bu 'kriz' için "Türkiye bu hareketleriyle kırmızıçizgileri aşmıştır. Türkiye iyi bilmelidir ki, Yunanistan ne Suriye'dir ne de Irak'tır" şeklinde tehditkâr bir açıklama yaptı.
Hatta bir de, çarpışmada zarar gören Yunan sahil güvenlik botu "Gavdos" için Türkiye'ye tazminat davası açılmasına karar verilmesi halinde bundan memnuniyet duyacağını dile getirdi.
Ege'de gemisinin su almasına alışkın olan Yunan, tarihi unutmuş gibi…
Kocyas'ın kışkırtıcı ifadeleri bunlarla da sınırlı değil…
Kardak kayalıklarının Türkiye'ye ait olduğu iddiasını, "Türk münasebetsizliği" olarak tanımladı.
Bu ifadeler "Türküm" diyen herkesi çileden çıkaracak, tarih bilen herkes tarafından kınanacak ifadeler…
Ve tarih bilen herkes bilir ki, Lozan Barış Anlaşması'nın 12'nci maddesi şu ifadelerle sonlanır: "Asya sahilinden 3 milden az mesafede bulunan adalar, işbu anlaşmada tersine açıklık bulunmadıkça Türkiye egemenliği altında kalacaklardır." Yani, Türkiye-Yunan ilişkilerinde devamlı bahsi geçen 'Asya sahilinin 3 mil sınırı içinde' yer alan 18 ada ve kayalık Lozan Anlaşması'nın 12'nci maddesi ile Türkiye'nin egemenliğine bırakılan yerler.
Peki, Lozan'dan kaynaklanan haklarımızı ne kadar savunabiliyoruz? Hiç… Aksine kaybedilen adalar için Lozan'ı suçluyoruz… Lozan'ı revize etmekten bahsediyoruz… Henüz daha, içte Lozan'ı benimsemiyorken, Yunanistan'ın Lozan'ı tanımasını bekliyoruz…
İşgal altında olan adalarımız için Lozan'ı suçlamak, Lozan'ın da Cumhuriyet tarihinin de bilinmemesinden kaynaklanıyor. 24 Temmuz 1923'te Lozan imzalandıktan yalnızca üç ay sonra Cumhuriyet ilan edildi. Bağımsız varlığımızın uluslararası hukuktaki başlıca argümanı olan Lozan'ı tartışma konusu yapmanın Türkiye'ye hiçbir faydası yoktur. Görüyorsunuz ki biz içte bu tartışmalarla meşgul olurken, dışta 'atı alan adaları geçiyor' bile.
***
"Bilelim ki, milli benliğini bilmeyen milletler başka milletlerin avıdır." Atatürk