Bugünkü Yazarlar Tüm Yazarlar
Evren Devrim ZELYUT
Evren Devrim ZELYUT

Türk ekonomisi irtifa ve istikamet kaybediyor!

Uçaklara baktığınızda mutlaka dikkatinizi çekmiştir. Gövdenin sonunda kuyruk olarak adlandırdığımız bölümde sağ ve sol yana uzanan kanat benzeri küçük çıkıntılar vardır. Bu çıkıntıların görevi (irtifa) yükseklik dümeni olmasıdır. Pilot bu kanatçıkları aşağı yukarı oynatarak altından geçen hava akımı ile uçağın yüksekliğini belirler. Bu iki çıkıntının arasında, yukarı doğru olanına da (istikamet) yön dümeni adı verilir. Kuyruğun bu parçası da sağa ve sola oynatılır, böylece uçak sağa ya da sola gideceği yolu seçer. Pilot kokpitten levyeyi çekerek, pedallara basarak bahsettiğimiz kuyruk dümen takımını oynatarak uçağı uçurur. Verilen bu komutlar hidrolik bir sistemle kuyruğa iletilir. Eğer hidrolik kaybederseniz, komut iletiminde kesinti olursa ya da pilot yüksekliği, yönü iyi seçemezse çakılırsınız…

Türk ekonomi politikasının kokpitinde sayın bakanımız Berat Albayrak var. Onun açıklamalarına ve mevcut verilere bakarak ekonominin uçuşa geçip geçmediğini, yükseklik kaybedip kaybetmediğini, ne yöne gittiğini rahatlıkla görebiliriz.

Berat beyin geçtiğimiz günlerde Bloomberg'e verdiği röportajdan yola çıkalım. Kritik sorulardan birisi kısaca şuydu: V tipi toparlanma nasıl olacak?

Berat bey normalde Türkiye'deki potansiyelin %5'lik büyümeyi yakalayacağını belirterek şunları söylüyor: "Yeni dönemde, ihracatı ve turizm gelirlerimizi artırmaya ve ithalatı azaltmaya yönelik olarak oluşturduğumuz yeni ekonomik model, rekabetçi kur seviyemizin de verdiği katkıyla hem sabit sermaye yatırımları kanalıyla hem de net ihracat ve turizm kanalıyla büyümemize destek verecek ve onu daha dengeli ve sürdürülebilir kılacak."

Sayın bakanın belirttiği yeni ekonomik model nedir? Bu model için hangi reform paketleri açıklanmıştır? Türkiye'nin cari açığı ithal edilen yarı mamul, yüksek teknoloji içeren mallar ve enerji iken hangisinin üretimi ülkede başlamıştır?

Takıldığımız diğer nokta 'rekabetçi kur' tanımıdır. Kurun 7,40 seviyesine çıkarak Brunson Krizi dönemindeki 7,21 rekorunun bile üzerinde olduğunu görüyoruz. Kur artışına bağlı olarak artan maliyetler, üretilen mamullerin satılmasını zorlaştıracak. Bu da kış aylarında yeni bir durgunluk dalgası getirecek. Bu durumda ekonomin durması, üretimin azalması nedeni ile dışarıdan daha az yarı mamul ithal edilmesi acaba iyi midir? Yani üretim düştüğü için ithalat düşüyor, cari açık azalıyorsa, bu övünülecek bir konu olur mu? Firmalarınız daha az üretecekse, işsizlik artacak, gelirler azalacak demektir…

Bu açıklamaya baktığımızda ekonominin uçtuğunu ama (istikametini) yönünü kaybettiğini üzülerek görüyoruz. İrtifa yani yüksekliğe geldiğimizde büyüme rakamlarındaki -%9,9'luk gerileme ekonomin nasıl düştüğünün somut kanıtı olmuştur.

Önemli bir konunun altını tekrar çizelim, ekonomideki V tipi toparlanma denilen olay 2018 Brunson Krizi şartlarına dönmeye çalışmaktır. Geniş halk kitlelerinin işsizlik ve enflasyondan kurtulmadığı bir duruma 'toparlanma' demek mümkün müdür?

İrtifa kaybına dair size son bir rakam daha verelim. Türkiye'de resmi rakamlarda işsizlik Haziran ayında %13,4 olarak gerçekleşti. 4 milyon 101 bin kişinin işsiz olduğu belirtiliyor. Ancak detaylara baktığımızda iş bulma umudunu kaybettiği için İŞKUR'a başvurmayan milyonlar bu rakama dahil değil.

Ayrıca işten çıkarma yasakları nedeni ile henüz işten çıkarılmamış insanları da unutmamak gerek. Bütün bunları topladığımızda geniş tanımlı işsizlik rakamının aslında 8-10 milyon kişi arasında olduğunu söyleyebiliriz. Ancak en kritik konu ise geleceğe dair olanı. Yani gençlerin durumu.

Genç işsizliğine baktığımızda oranın 2019'da %24,8'den 2020'de %26,1'e yükseldiğini görüyoruz.

En kötüsü ise ne işte ne okulda olan gençler. 2019'da bu oran %26,2 iken 2020'de %29,3 olmuş. Peki gençlerin yaklaşık %30'u ne okula ne işe giderken, bu ekonomi o meşhur 2023 hedeflerine nasıl ulaşacak?

V tipi toparlanma iş olmadan, üretim olmadan nasıl oluşacak? Teknoloji içeren mallar üretmeden gelirler nasıl artacak? Kalifiye personel olmadan teknolojik mallar nasıl üretilecek? Eğitim reformu olmadan kalifiye personel nasıl yetişecek?

Çok net bir gerçek var: Geleceğe yönelik soruların artması Türk ekonomisinin irtifa ve istikamet kaybettiğini göstermektedir.

Yazarın Diğer Yazıları