Türkler, Ermenistan işgalindeki toprakların yüzde 70'ini kurtardı.
Herkes biliyor ki, Rus politikası, Ermenileri gözetmiş ve Kafkaslarda denge olarak yerleşmelerini ve yayılmalarını sağlamıştır. En basit örneği... Ermenilerin Zengezur'la ne bağı var? Türkiye ile Orta Asya'nın arasına çekilen bir set. Nahçivan'ı Ermenistan'a veremediler, bari araya bir kol uzatalım, ta İran sınırına kadar gitsin, Azerbaycan'la bağ kesilsin, dediler. Sovyet döneminde, hele Lenin istedikten sonra, ara bölge Azerbaycan'la bütünleşemez miydi?
Sovyetler'de Rusların politikasıdır... Her "cumhuriyet" bir birine muhtaç olsun. Hiçbiri onmasın!
Bilmiyorum, aşağıda ismini vereceğim "Rusçu" yazarımız Sovyetler'in eski cumhuriyetlerine gidip yerinde inceledi mi? Oraların ilim, fikir ve siyaset adamlarıyla bir araya gelip değerlendirme yaptı mı? Bu satırların yazarı Çeçenistan da dâhil birçok eski Sovyet sahalarında Rus tahakkümünün ne getirdiğini ve ne götürdüğünü araştırmıştır.
Bu "Rusçu" yazarımız, Türk birliği hedefi gözetilmesini, bunun adına "Turan" denmesini kabullenemiyor.
Putin nihayet, devreye girdi, Azerbaycan'ı durdurdu, Ermenistan'ın daha fazla kaybının önüne geçti. Yazarımız diyor ki:
"Türkiye'den anlaşmaya ve bu sonuca iki sorunlu yaklaşım var. / Birincisi, tabloyu sadece Rusya'nın başarısı olarak okuyan ve Azerbaycan'ın tam topraklarının tamamını kurtaracakken Moskova'nın araya girdiğini ve bölgeye yerleşerek Azerbaycan'ı da kendine bağımlı hale getireceğini savunan sağcı yaklaşım. Azerbaycan'ın topraklarının tamamını kurtarabilmesi maalesef gerçekçi politikaya uymuyor. 25 yıl sonra Azerbaycan'ın topraklarının yüzde 70'ini kurtarması, bugünün gerçekleştirilebilir en azami hedefiydi ve gerçekleşti."
Yazarımızın bu dediği "hafif sağcı yaklaşım". Bir de "aşırı sağcı yaklaşım" adlandırması var:
"İkincisi, Azerbaycan ile Nahçıvan arasında ulaşım koridoru kurulmasıyla bunun 'Turan kapısı' olarak artık Türkiye'ye kesintisiz Orta Asya kapısı açtığını savunan daha sağcı yaklaşım. Irkçı Turancılığın gerici bir anlayış ve hayal olduğu ortadayken bunu zorlamak, 'Asya Yüzyılı'na girildiği şu şartlarda Türkiye'yi Rusya ve Çin'le karşı karşıya getirmekten başka bir şeye yaramaz."(Mehmet Ali Güller, Cumhuriyet, 12 Kasım 2020).
"Irkçı", "gerici" ifadelerini bir yerlerden hatırlarsınız değil mi? 12 Eylül öncesinden kalma kalıplaşmış suçlamalardır. O vakitler bir kesim Sovyetler'e, bir kesim Çin'e ve hatta Enver Hoca Rejimi'ne toz kondurmazdı. Yugoslavya'da da komünist rejim vardı ama, Tito, Sovyetler'e ve Çin'e sırt çevirdiği, kendisine göre bir "öz yönetim" kurduğu için bizimkiler itibar etmediler! (Öz yönetim fikrini Tito'nun yakın arkadaşı -sonra arası açılacaktır- Milovan Cilas ortaya atmıştır. Cilas'ı, "Yeni Sınıf", "Stalin'le Konuşmalar" kitaplarından hatırlarsınız. Talebeliğimizde okurduk. "Öz yönetim", Ecevit'in de aklına yatmış ve bir ara bu kavramı dilinden düşürmemişti.)
Sovyetler dağıldı ama Rusların yayılmacı fikri değişmedi. Kafkaslarda güttüğü politikayı takip edin sadece... Hem Ermenistan'ı, hem Azerbaycan'ı kendisine bağımlı kılmak istediği gibi, Türkiye'yi de bir dengede tutuyor. Daha ileri adım atmasına izin vermiyor. Suriye'de, Libya'da, Azerbaycan'da görüldüğü gibi...
Şu kesin: Turancılığa ırkçılık, gericilik diyenler birilerinin emir eridir!
