'troçki istanbul'da'
Rusya''nın Ukrayna''nın saldırısından sonra da özellikle varlıklı Ruslar Türkiye''ye akın ediyorlar. Putin''in sağı solu belli olmaz, Ukrayna yenilgisini -kazansa bile ölümüne bir galibiyet- bizden çıkarmasın diye okuyan yazan kesim de Türkiye''ye geçiyor.
1917 Bolşevik İhtilâli''nden sonra on binlerce Rus İstanbul''a kaçmış, ülkemizde bir yeni dünya kurmuşlardı. Kaçanların çoğu zengindi. Malını mülkünü bırakıp beş parasız mekân değiştirmişlerdi.
Beyaz Rus diye anılan bu göçkünlerin hikâyeleri çok yazılmıştır. Yer bulamayıp sokaklarda yatmışlar, karın doyurabilmek için gazete, oyuncak, çiçek satmışlar, garsonluk, kasiyerlik, şoförlük, hizmetçilik, tuvaletçilik ve vestiyercilik yapmışlar, eğlence kulüplerinde çalışmışlardı.
Bolşevikler kendi içlerinde çatışmaya girince yenilenler de ülkelerini terk etmişlerdir. Bunlar içinde Troçki''nin yeri ayrıdır.
Ömer Sami Coşar''ın "troçki istanbul''da" kitabının 6. baskısı çıktı. (Türkiye İş Bankası Kültür Yayınları, 207 s.)
Troçki, Kızılordu''nun başındaydı. İsyanları o bastırıyordu.
Lenin''in 1924''te ölümünden sonra Stalin''le iktidar mücadelesine girişti. İkisi de tarihin ender gaddarlarından. Düşünün... Stalin, Troçki''ye göre daha mutedil! Komünizmin önce Rusya sınırları içinde yerleştirilmesini, kuvvetlendirilmesini, sonra dünyada Bolşevik ihtilâllerin çıkarılmasını savunuyordu. Hatta ülkelerinde de mutedil komünizmin tatbikini istiyor, herkesi ısındırdıktan sonra Marksist sisteme geçilmesi gerektiğini söylüyordu.
Troçki sabırsızdı. Hemen, derhal, şimdi devrim! Marksizmden taviz verilmez, diskuru çekiyordu.
Sonunda Stalin galip geldi. Troçki''nin "Troçkistler" diye anılan geniş bir kitlesi vardı. (Türkiye''de hâlâ Troçki''nin yolunu takip edenler var. Şiarları "Sürekli devrim!") Stalin, onu öldürtebilirdi ancak taraftarının isyanından çekindi. Sovyetler içinde sürgüne gönderdi. Ama rahat durmuyordu. İstanbul''a yolladı. Yıl: 1929.
İstanbul''a gelmesinin bir hikâyesi var. Ömer Sami Coşar, kitabında "Stalin''e Karşı İhtilal Türkiye''den Yönetilmişti" başlığı altında şunları yazar:
"Napoleon''dan sonra Avrupa''nın en çok korktuğu ve ''bir numaralı istenmeyen adam" olarak nitelenen Troçki''yi Stalin sürgüne yollamaya karar verdiği zaman, dünyada bu ''baş ihtilalci''yi kabul edecek, vize verecek tek bir devlet çıkmamıştır. Devirdiği rakibini, taraftarları oldukça kalabalık bulunduğundan Rusya sınırları içinde öldürmeye cesaret edemeyen Stalin, onu kabul edecek bir ülke çıkmayınca, o günlerde dostça münasebetler yürüttüğü ve anlaşmalarla bağlı bulunduğu Türkiye''ye başvurmuş ve hasmının ''siyasi mülteci'' olarak kabulünü ısrarla bizden rica etmiştir. / Atatürk devrinin ünlü Dışişleri Bakanı Tevfik Rüştü Aras, 1929 yılının ilk günlerinde Ankara''da Sovyet Sefiri Suriç ile yapılan ve son günlere kadar esrar perdesi altında kalmış olan gizli görüşmeleri 39 yıl sonra açıklanmıştır. / Bu gizli görüşmelerde, Mustafa Kemal Paşa''nın, Troçki''nin Türkiye''ye kabulü için Stalin''e bazı şartlar ileri sürdüğü ve Stalin''in de görüşmeler sonunda bu şartlara boyun eğmek zorunda kaldığı şimdi ortaya çıkmaktadır. " (s. 5)
Bizim ilk Troçkistlerimizden biri de Nâzım Hikmet Ran''dır. Eski kader arkadaşı Vâlâ Nureddin "Bu Dünyadan Nâzım Geçti"de onun nasıl "Bu Dünyada Nâzım Geçti"yaman bir Troçkist olduğunu anlatır.
Troçki 1929-1933 yıllarında İstanbul Büyükada''da yaşadı. Birçok kitabını burada yazdı. Sonra Fransa''ya, Norveç''e ve Meksika''ya gitti. 1940''ta Stalin''in adamlarından biri gazeteci kimliğiyle görüşmesi sırasında baltayla saldırarak öldürdü.
Ömer Sami Coşar, rahat üslûpla kaleme aldığı "troçki istanbul''da" kitabıyla bilinmeyenleri ortaya koyuyor.
Okumak lâzım.