TKP'li 'Mavi Gözlü Dev'
"Bayrak" şairi Arif Nihat Asya 5 Ocak''ta vefat etti. Kim andı? Onun için toplantılar yapıldı mı? Birkaç haber o kadar.
İstanbul''un fethine dair bu şiiri daha önce de verdim:
İslâmın beklediği en şerefli gündür bu
Rum Konstantiniyye''si oldu Türk İstanbul''u
Cihana karşı koyan bir ordunun sahibi
Türk''ün genç padişahı, bir gök yarılır gibi
Girdi Eğrikapı''dan kır atının üstünde
Fethetti İstanbul''u sekiz hafta üç günde
O ne mutlu, mübarek bir kuluymuş Allah''ın!
Belde-i Tayyibe''yi fetheden padişahın,
Hak yerine getirdi en büyük niyazını
Kıldı Ayasofya''da ikindi namazını!
İşte o günden beri Türk''ün malı İstanbul,
Başkasının olursa, yıkılmalı İstanbul!
Hemen aklınıza Arif Nihat Asya geliyor. Hayır... Nâzım Hikmet Ran''ın. Şiirin adı "Sekiz Yüz Elli Yedi". İstanbul Hicrî 857''de fethedildi. Moskova''ya ilk kaçışından önce, daha 20 yaşında yazmıştı.
Nâzım Hikmet Ran 15 Ocak''ta doğmuş. Aman ne anmalar ne anmalar. Belediyeler bile seferber oldu. "Mavi Gözlü Dev"den geçilmiyor.
Onun komünistliği saklanırdı. Kimse "komünist" demezdi, diyemezdi. Sadece 141., 142. maddeler meselesi değil. (Bu maddelerin ne zaman konduğunu da bilmeliyiz.… 1936''da. Mustafa Kemal Atatürk hayatta. Onun izni olmadan bu maddeler konamaz. İstiklal Harbi''nde Bolşeviklerle sıkı bağ kuran Mustafa Kemal, hiçbir surette, komünizme yanaşmamıştır. Moskova güdümlü eski Turancı Mustafa Suphi''nin başını çektiği Türkiye Komünist Fırkası (Partisi)''nı fonksiyonsuz bırakmak için, bu partinin kuruluşundan bir ay sonra Ekim 1920''de, kendisi yakın arkadaşlarına Komünist Fırkası''nı kurdurdu. Mustafa Suphi ve 14 arkadaşının Trabzon açıklarında 28 Ocak 1921''de, boğdurulduğunu yine hatırlatacağım. Hikâyesi ayrı. Mustafa Kemal Atatürk''e dair kitabımızı da epey ilerlettik. Bu meseleye ayrıntılı girdim.)
Anadolu''da "komünist" sözü küfürdü. Kavga edilen kişiye söylenecek en ağır sözlerden biri "komünist"ti. "Komünist" demek aynı zamanda "Sovyet uşağı" demekti. Halkın şuuraltına böyle yerleşmişti.
TKP gerçekten de Sovyetler''in uydusuydu. Uydusu olmasa Nâzım Hikmet Ran nasıl Moskova''da el üstünde tutulabilir ve nasıl "kullanışlı" hâle getirilebilirdi?! (Sofya''da, TKP yöneticisiyle bizzat görüştüğümü ve nereye bağlı olduklarını, iç çekişmelerini bizzat dinlediğimi arada hatırlatırım.)
Sovyetler dağıldı. Komünist partiler bağlanacak yer bulamadılar. Kendi başlarına kaldılar. Türkiye için varlar, desem o da şüphe uyandırıyor. Adı "komünist" veya değil; aynı inancı paylaşan minik minik çok parti var. Hiçbir ideolojik yapı "komünistler" kadar birbirleriyle kavgalı değillerdir. Biri diğerinin sözüne kızsa, etrafına birkaç kişiyi topluyor, bir parti kuruveriyor. Cirmlerine bakıyorsunuz bir damla, sayılarına bakıyorsunuz gani!.. Hemen hepsi eski TKP''nin mirasına sahip çıkmak istiyor. Bağımsız düşünen, fikir üreten, ülke birliğini isteyen parti adı veya inancı komünist, fark etmez, elbette itibar görmelidir.
Birkaç gün daha "Mavi Gözlü Dev" anmaları karşınıza çıkar. Ananlar gerçekçi olsunlar. N. Hikmet''i anlatırlarken, ölümüne kadar TKP''ye bağlı kaldığını, iç çekişmelerinde nasıl yer aldığını söylesinler, yazsınlar.
Gerçekçi bir yazı Zeynep Oral''dan. Ama eksik:
"Nâzım Hikmet komünistti. Sömürüsüz, baskısız, adil, eşitlikçi, özgürlükçü, daha güzel, daha iyi, daha doğru bir dünya istiyor, sınıfsız bir toplum özlemiyle yanıp tutuşuyordu. İdeal bir gelecek inancından hiç vazgeçmedi. Marksist Leninistti. Ve kendi deyişiyle ''canı, kanı, eti, sinirleri, kafası ve yüreği olan toplumsal bir insandı.''" ("Nâzım Hikmet 121 yaşında", Cumhuriyet, 15 Ocak 2023).
Türkiye Komünist Partisi''nin eski genel başkanı, hâlen İstanbul İl Başkanı Aydemir Güler (Mehmet Âkif''in de torunu) daha gerçekçi. Dün Sol gazetesinde çıkan yazısından:
"Nâzım Sovyet pratiklerine yönelik eleştirilerde bulunmuştur. Ancak bu eleştirilerinin anti-sovyetizme vardığı iddia edilemez. Nâzım aynı zamanda Anayurt Savaşının da şairidir. Tanya şiirini savaşta öldürülen bir Sovyet kadın partizan için Bursa cezaevinde yazmıştır.
Yaşamının son döneminde komünizmden koptuğu ve bir ''aşk şairine'' dönüştüğü yolunda bir imaj yaratılmak istenmiştir. Bu kampanya Türkiye''de 1990''larda çok abartılı biçimde yürütülmüş, Nâzım''ın örgütlü bir komünist olarak kimliği örtülmek istenmiş, haksızlığa uğrayan hümanist bir şair olarak resmedilmek istenmiştir.
Oysa şairin kendi yanıtı ortada durmaktadır: Sevdalınız komünisttir." (Aydemir Güler, "Nâzım Hikmet''in siyasi konumlanışı hakkındaki iddialar üstüne: ''Sevdalınız komünisttir''", Sol, 16 Ocak 2022 (2023)?)
CHP''li belediyeler nedense Nâzım Hikmet''i anmakta yarıştalar. Anan ansın ama onun TKP''li olduğunu gizlemesinler ve onun "Sevdalınız komünisttir." mısrasını mutlaka söylesinler.
Kapiş!