Tenkitte kasıt aramayın

Muhalefetin uyuşukluğu üzerine yazdım, hem benimle aynı fikirde olanlardan, her karşı çıkanlardan mektuplar aldım.
Hassasiyet gösterenler MHP’liler. İnsanlarımızın hassasiyeti bizi memnun ediyor. Seçimlere nasıl hazırlanıldığını halkımız adına bilmek hakkımız. Her gün bir parti sözcüsünün açıklamalarını, bir de salı konuşmalarını dinliyoruz. Prof. Özcan Yeniçeri’yi de katmalıyız. Kendisine özgü tavrıyla parti sözcüsünü tamamlıyor, her konuda fikrini söylüyor ve insanlarımızı rahatlatıyor.
Yetmiyor, yetmiyor... Daha fazlası bekleniyor. Türkiye sathında AKP silkelenmelidir. Halkımız bunu beklemese, biz eksikliği görmesek bir sözümüz olabilir mi?!
A. Babaoğlu yazıyor: “Yazınızı hayretle okudum. Âdeta AKP’li yazarlarla yarış içindesiniz intibaını aldım. Merak ettiğim bir şey var: neden Yeniçağ gibi ülkücülerin bir gazetesinde yazıyorsunuz? Gidin ’havuz’medyasına hem daha çok para alırsınız hem de AKP’nin propagandasını daha iyi yaparsınız. Sizin gibi sözde karşıtları olan AKP niye kaybetsin ki? (...) 17 ocak 2015 tarihinde Balgat’ta yapılan 11.dönem siyaset okulu sertifika törenine katıldım. Mevcut katılım ve coşku beni bile şaşırttı. Katılımcılar arasında 80’lik aksakallı dedelerden tutun da 18’lik gençlere kadar her yaşta ve başta insan vardı ve genel başkanın konuşması inanılmaz destek gördü. Anadolu ordaydı ve yaklaşan MHP iktidarının ayak seslerinin duyulduğu çok belliydi.”
N. Öztürk farklı bakıyor: “İstanbul Esenyurt’ta bir toplantıdan yola çıkarak MHP’nin muhalefetteki yetersizliğine değindiniz. MHP’nin muhalefetini şahsımın da bir yurttaş olarak benzer şekilde gördüğümü ve algıladığımı söylemek belki subjektif gelebilir. Ancak toplumda ve ülkede genel algı bu. Elbette, bölücülük ve PKK konusunda da tezleri, çözümleri (gerçek çözüm) olmalı. Hatta en iddialı olunan bu konuda bile toplumun hassasiyeti canlı tutulamadı, başkalarının salgıladığı efzuna karşı panzehir üretilemedi, karşı propaganda geliştirilemedi. Toplumun genelinde sıkıntı yaratan konularda zaten aşırı zayıflık var. Mesela; Akaryakıtta aşırı vergi var, (alternatifiyle)gündeme getirildi mi?...”
N. Öztürk daha başka örnekler de veriyor.
S. Kınıklı daha kızgın: “Makalenizde, durumun vahametini özetleyip parti yöneticilerine ’Kendinize gelin!’demek istiyorsunuz. Hitap ettiğiniz siyasi kadro dün okuldan mezun olup da bugün göreve başlamış değil. Üstelik büyük oranda 60-80 döneminin kavgalarını yaşamış, daha da ötesi, taraf olmuş kişiler. Dolayısıyla neyin tehlike olduğunu gayet iyi bilirler. Bu durumda işi ağırdan almalarını acemilik, durumu kavrayamama olarak açıklamak mümkün değil. Bu, en hafif ifade ile ’Yaa, devlet yönetmek zor ve sorumluluklu iş. Biz iyisi mi bu islere bulaşmayalım. Sadece % 10 barajının üstünde kalmak için mücadele edelim. Böylece hem sorumluk taşımayız, hem de milletvekili olmanın maddî ve manevî nimetlerinden yararlanırız.’demektir.”
Tartışmaktan çekinmeyelim. Kimse tenkitte kasıt aramamalıdır. Tenkit olmazsa parti içine kapanır. Gün gelir etrafına bakınca kimseyi bulamaz.
AKP’nin ne yapmak istediği belli. Türk’ü silmek, Türkiye’yi bölmek... Ellerinde fetvaları da var!
CHP yamalı bohça. Kemal Kılıçdaroğlu’nun çabası da yetmiyor.
Tek MHP kalıyor. Halkı cezbedecek, halka güven verecek iksiri bulması şart.

Yazarın Diğer Yazıları