Tayyip Bey! Kayseri'yi gör!
“Düşman” Türkiye’nin merkezine girdi; çok özel “alan”ı vurdu.
Cumhurbaşkanı Abdullah Gül Kayserili... Bakmayın siz neredeyse Ak Parti’nin silme götürdüğüne... Kayserilinin mayası sağlamdır. Son sözü yine onlar söyleyeceklerdir.
Türkeş’in de ataları Pınarbaşı’dan Kıbrıs’a gitmeydi...
Kaç gündür İçişleri Bakanı İdris Naim Şahin’e yüklenenler ellerine kına yaksınlar.
Türk bayrağını indirenlere karşı şanlı mücadele veren sekiz Dil ve Tarih-Coğrafya Fakülteli gence ceza kesen Dekan Prof. Dr. Rahmi Er de kına yaksın! Bu cezalar, ileride “ar belgesi” olarak o cezaların altına imza atanların yüzüne haykırılacaktır!
Kayserili YÖK Başkanı Gökhan Çetinsaya da DTCF yönetiminin “şanlı marifet”ini görsün!
Şu mektup, ceza alan sekiz öğrencinin birinin babasından gelmiştir:
“...’Türk Bayrağına Sahip Çıkana Ceza’ başlıklı yazınızı okudum... Yazınızda vatan, millet, bayrak, din gibi kutsal mefhumlara karşı haince saldırıları dile getirdiğiniz için size teşekkür ediyorum. (...) Tabelasında sadece ismi kalmış adeta millî olmaktan çıkmış bir bakanlığın bir üyesi (sınıf öğretmeni) olarak 30 yıldır çalışmaktayım.
DTCF’de yaşananlar, Türkiye’de yaşananlardan farklı değildir. Vatan, millet, bayrak, din, devlet uğrunda çalışanlar hain; devlet malına zarar verenler kahraman ilân edilmişlerdir. 03/04/2012 tarihinde DTCF ’deki olaylar 12 Eylül 1980 öncesi üniversitelerde yaşananlardan farksızdır. O yıllarda sol görüşlüler vatansever ÜLKÜCÜLER hain gösteriliyordu. Şimdi ise son on yıldır hükûmetin ‘açılımlar’ı yüzünden aynı olaylar üniversitelerde tekrarlanıyor. DTCF’de yaşananlara okul yönetimi âdeta çanak tutmuştur. Kamera kayıtlarında devlet malına zarar verenler (okul kantinindeki sandalye ve masaların pencerelerden aşağı kırılarak atılması, bayrağımızın duvardaki yerinden alınması) açık açık görülmesine rağmen bu olayları başlatanlar Rahmi Er ve yönetimi tarafından ödüllendirilmiş; millî değerlere sahip çıkanlar ise cezalandırılmıştır. Bayrağına sahip çıktığı için ceza alanlardan biri de benim evlâdımdır. (...)”
***
Oğul ceza aldı, baba da ceza almasın. Onun için ismini yazmayacağım.
Şu acılı günlerde bu mektubu neden verdim?
Gafletten çıkmadıkça, başımıza daha çok iş
gelecektir.
Uludere ile yatıp kalkıyoruz. Tamam; acı büyük,
34 can gitti. Çocuklardı, gençlerdi, sadece kaçakçılardı. Ama bir yanlışlık oldu... Oluyor yanlışlık. İçlerinde inançlı olanların hepsine rahmet diliyorum.
Eğer birileri Kayseri’yi görmez, birileri şehit babasının naaşını memleketine götüren çocuğun tabut başında hüznünü idrâk edemez ve hâlâ Uludere’yle yatıp kalkarsa, bilin ki maksat başkadır. Bilin ki, ellerine geçen fırsatı sonuna kadar kullanmaktır ve bilin ki asıl bölücülerle mücadele azmini kırmaktır.
Kayseri yüreğimizi yaktı.
Tayyip Bey! Tayyip Bey! Hâlâ PKK/BDP ile görüşüp konuşalım diyecek misiniz!