Tatili bol ama maaşı az!
Geçen haftaki yazımda eğitim sistemimizden bahsettim, bugün gelelim eğitimin olmazsa olmazı öğretmenlere. Nitekim ülkenin sahip olduğu eğitim sistemi ve bu sistem içerisindeki öğretmenlerin öğrencilere katkıları, ülkenin geleceği açısından oldukça önemli bir role sahip. Zira ülkenin geleceği çocuklar ve gençlerin elinde. Bu yüzden de, dünyanın hangi ülkesinde olursanız olun; öğretmenlik son derece kutsal bir meslek.
Fakat ne yazık ki öğretmenler, dünyanın her yerinde emeklerinin karşılıklarını aynı oranda alamıyorlar. Hatta elde ettikleri kazançlar yönünden ciddi bir farklılık söz konusu. Bu konuda bir araştırma yürüten Ekonomik Kalkınma ve İşbirliği Örgütü (OECD), dünya genelinde öğretmenlerin en fazla ve en az maaş aldığı ülkeleri sıralamış.
OECD, ülkelerde öğretmenlerin aldığı maaşları başlangıç maaşı, meslekte 10 yıl çalıştıktan sonra alınan maaş ve genel maaş ölçeği olarak sıralamış. İlginç ki, Türkiye'de bu üç değer hemen hemen aynı!
OECD' nin verilerine göre; ilk ve ortaokul öğretmenlerinin "en fazla" maaş aldığı 10 ülke sırasıyla: Lüksemburg, İsviçre, Almanya, Güney Kore, ABD, Avusturya, Hollanda, Kanada, İrlanda ve Japonya.
İlk ve ortaokul öğretmenlerinin "en az" maaş aldığı 10 ülke sıralamasında ise birinci Çek Cumhuriyeti. Devamında ise onu Macaristan, Polonya, TÜRKİYE, Yunanistan, Şili, İskoçya, İsveç, İtalya ve Yeni Zelanda takip ediyor. Lise öğretmenleri açısından da sıralamada aynı yerdeyiz.
Yani, diğer meslekler tarafından "bol tatilli meslek" denilerek gıpta ile bakılmasına rağmen, öğretmenler, aldıkları maaşla iki ay içerisinde kaç gün yaz tatili için bir yerlere gidebiliyorlar acaba?! Kaldı ki, Türkiye'de öğretmenlik mesleğini icra edenlerin yarıdan fazlası, öğretmenliğin yanı sıra ek bir iş daha yapıyor.
Eğitim sisteminde yaşanan köklü değişiklikler, eğitimde siyasi kadrolaşma ve atama problemleri öğretmenlerin yaşadığı sorunları daha da arttırıyor.
Bugün Türkiye' de öğretmenlerin çoğu, geçim sıkıntısı çekmekte ve bununla birlikte, toplum karşısında mesleki saygınlıklarının giderek azaldığını görerek de umutsuzluğa düşmektedir.
***
Eğitimin temel unsuru, olmazsa olmazı öğretmenlerdir. Bu açıdan Atatürk, öğretmenlere önemli sorumluluklar yüklerken, öğretmenlerin yaşam koşullarını iyileştirmek gerektiğini de unutmamıştır. 1923' de bu konuya yönelik yaptığı bir açıklamasında şunları söylemiştir: "Öğretmene ülkenin en ağır yükünü yükledik, ona en ağır sorumluluğu verdik. Türk milletinin geleceğini emanet ettik. Bu vazifeyi kendine hem bir meslek hem de bir ideal sayacak öğretmenler tarafından yapılmasını sağlamak için biz de bu meslekle ilgili istek ve ihtiyaçları diğer bütün mesleklerden önce sağlamalı ve öncelik sırasını bu mesleğe vermeliyiz. Bu mesleği refah seviyesi yüksek bir meslek haline getirmeli, güvence altına almalı, saygı değer mevkiine oturtmalıyız. Bizlerin yapacağı bu fedakarlık onların yaptıklarının yanında bir hiçtir."
Cumhuriyetin ilk yıllarında Atatürk sayesinde, öğretmenlik mesleği, toplum içinde hem toplumsal saygınlık hem de maddi açıdan altın çağını yaşamıştır. Atatürk' ün milletvekili maaşlarının üst sınırını, öğretmen maaşı olarak belirlediğini de hepimiz biliyoruz artık!
***
5 Ekim günü, 1966 yılında Paris'te yapılan 'Öğretmenlerin Statüsü Hükümetlerarası Özel Konferansı'nın sona erip UNESCO temsilcileri ile ILO tarafından "Öğretmenlerin Statüsü Tavsiyesi" ni oybirliği ile kabul edilişinin yıldönümü. Bunu imzalayan ülkeler, kendi ülkelerinde her alanda öğretmenlerin saygınlığını artırmayı kabul etmişlerdir.
Bu vesileyle, her yıl 5 Ekim günü, yüzü aşkın ülkede 1993'ten beri "Öğretmenler Günü" olarak kutlanmaktadır. Ancak Türkiye için 24 Kasım örneğinde olduğu gibi, başka özel bir tarih belirlenerek yerel çapta kutlamalar yapan birçok ülke de mevcuttur.
24 Kasım 1928, Millet Mektepleri Talimatnamesi gereğince Atatürk 'e, Millet Mektepleri'nin Başöğretmeni ünvanı verildiği tarihtir. Atatürk'ün doğumunun 100. Yılı ve "başöğretmen" oluşunun yıldönümünün kesiştiği tarih olan 24 Kasım 1981 tarihine gelindiğinde ise 24 Kasımın ülke çapında Öğretmenler Günü olarak kutlanmasına karar verildi. Türkiye'de 24 Kasım, yerel Öğretmenler Günü olarak kutlanıyor ama 80 darbesinden bir yıl sonra kabul edilen bugün, kimi öğretmenlerce samimi bulmadıkları sebebiyle sahiplenilmiyor.
***
Öğretmenlik mesleğinin önemi unutulmasın ve bu mesleğin önemi ölçüsünde öğretmenlere değer verilsin diyerek Einstein' ın şu sözü hatırlatıyorum: "Öğretmen ihmal edildiğinde, o ülke intihar ediyor demektir."