Tarihin Sessiz Dili (1)
7 Haziran genel seçimlerine kadar AKP PKK’yı, PKK AKP’yi idare edecek. Güneydoğu PKK’ya teslim.
Benim anlamadığım bu işte! Hayır, anlamadığım PKK’ya teslim değil; AKP bile bile teslim ediyor... PKK’ya hani diyesim geliyor, -Cemil mekteptaşlığın hatırına âmiyâne konuşacağım- rahatlık batıyor mu?! İstediğinizi çatır çatır alıyorsunuz. Arkanızda koca ABD var. (ABD varsa, İsrail de vardır!) Hâdise çıkarmadan, silâh kullanmadan -göstererek tabiî- istediğinizi alabilecek durumdasınız. İkide bir bomba patlatma, yok “Kobani” , yok bilmem ne diyerek yol kesme, hendek kazma neyin nesi!
Neo İslâmcı zihniyetle PKK arasında zerre kadar fark yok. PKK’nın, Marxist kuruluş olması, din-iman hak getire demesi Neo İslâmcıları hiç ırgalamaz; yeter ki Türk düşmanlığında birlik olunsun.
PKK’nın tercihi de, Neo İslâmcıların tercihi de siyasîdir ve birilerinin maşası olmaktır. Maksat ülkemizin bir kısmına kendisini farklı hissettirip Türk devletini zayıflatmak ve tabiî bölmek!
Geçenlerde Rişvan aşiretinde söz sahibi bir kişiyle konuşuyordum. Rişvan aşireti kimi yerde “Kürt”, kim yerde “Türkmen” bilinir. Üstelik bir kısmı Sünnî, bir kısmı Alevî...
Ben Türkiye’de “Kürt” olduğuna inanmıyorum. Birilerine “Sen Kürt’sün!” dendiği için, “Kürt’üm!” diyenler var. Tartışma da buradan çıkıyor.
Dr. Mustafa Aksoy’un “Tarihin Sessiz Dili: Damgalar” çalışmasını kim gördü; kim biliyor?
PKK’lıların da, Siyasî İslâmcıların da tezlerini çürütecek en önemli eser. Büyük boy, ciltli 440 sayfalık eserin bir sayfası Türkçe bir sayfası İngilizce... Gerçekler, kendilerinin bildikleri dille de, Şark Meselesi çıkarmak için hiçbir fırsatı kaçırmayan Batılıların gözlerinin içine sokuluyor.
Mustafa Aksoy, bir akademisyen olduğu hâlde, gerçekleri araştırdığı için kimseden burs almamış, alamamıştır. Eğer niyeti Türk düşmanlığı olsaydı, “Aslında Türk de yok!” demek için yola çıksaydı, Batılıların her bir kuruluşu, her bir üniversitesi ona burs vermek için sıraya girerdi.
Bir ilim adamı hakikate ulaşmak için çalışmalıdır.
Dr. Mustafa Aksoy, Kürtlerin, Zazaların Türklüğünü ispat için yola çıkmamıştır; gerçekleri bulabilmek için yola çıkmıştır ve bulmuştur da...
Nasıl mı? Tarihin sessiz dili “damgalar” sayesinde!
“Damga”ne demektir? Önemi nedir? Onu anlatacağım.
Dr. Mustafa Aksoy, bu eserinin ortaya konuş serüvenini şöyle açıklıyor:
“Bu eser 1996 yılında Kazakistan’la başlayıp Özbekistan, Kırgızistan, Türkmenistan, Azerbaycan, İran, Türkiye, Tuva, Hakasya, Altay, Ukrayna, Moldova, Romanya, Makedonya ve Kosova’da sürdürülen saha araştırmalarını kapsayan uzun soluklu bir araştırmanın neticesi ortaya çıkmıştır.”
Gerçeğin peşinde aşkla koşanlar ancak kalıcı eserler verebilirler. Mustafa Aksoy, bu kalıcı eserine bile “Daha başlangıç” diyor.
Damgaların ayrıntısına girmeden önce Mustafa Aksoy’un verdiği şu bilgiyi paylaşmak istiyorum:
“Damgalar, Bozkır Türk kültürünün temel unsurlarından biridir. Anavatanları tarihi Türk coğrafyasıdır.” (Devam edeceğiz.)