AKP iktidarlarının Suriye politikası hüsranla bitti... Onların bu yanlışı Türkiye'yi zor duruma soktu. "Biz Osmanlıyız. Osmanlı'nın torunlarıyız..." diyorlardı.
Geldikleri yere bakar mısınız?
"Osmanlıcıyız" diyenler, Osmanlı'yı yıkan Vehhabîliğin köküne teslim oldu.
"Suudi uçakları İncirlik'te" haberinin anlattığı şey bu.
Peki, buraya neden geldiler?
Çünkü "öküz öldü ortaklık bitti" de ondan. ABD, Türkiye ve AB koalisyon güçleri; Rusya, Suriye'ye konuşlanana kadar el ele, Esad rejimine karşı muhalif güçleri desteklemekteydi. Uzun çatışmalar sonunda İran'ın desteği ile Esad rejimi yıkılmayınca ve Rus desteği de Esad'a silahlı güce dönüşünce dengeler değişti.
PYD, Rusya'nın desteği ile onların kontrolüne girseydi, ABD, Kuzey koridorunda en başından bu tarafa asıl hedefini kayıp etmiş olacaktı. ABD, PYD'ye sarıldı. Güya IŞİD'e karşı savaşıyor... PYD, ABD'nin kontrolünde, Rusya'nın desteği ile Suriye'nin kuzeyinden Hatay'a kadar süren bölgeyi ele geçiriyor; aynı zamanda da etnik temizlik yapıyor. Amerika'nın istediği şeyi yapıyor. Bu göç dalgasını, Halep tarafından da Rusya-İran ikilisinin bombardımanı destekleyince Suriye, yer yer toprak ve nüfus hareketliliklerine sahne oldu.
Bir çeşit coğrafyanın el değiştirip, eski sahiplerinin kovulması süreci başladı...
Özellikle bölgenin ezeli sahipleri olan Araplar ve Türkler yerlerinden sökülüp atıldı. İşte tam bu noktada BM'nin sesi duyuldu: "Göç geliyor, Türkiye kapılarını açsın..."
Yani "Türkiye, boşaltılan coğrafyayı sahiplensin. Biz de rahat edelim. O bölge, Esad güçlerinin istediği nüfusunun olsun... Ama Türkiye'nin nüfus yapısı bozulsun. Türkiye, ekonomik baskı altına alınsın. Aynı zamanda da Türkiye'nin sosyal düzeni değişsin ve Türkiye, çorbaya dönsün" demek bu.
ABD, işte bu sonuçları doğuran süreçte Türkiye'yi dışarıda bıraktı. Türkiye ise tam da en çok lazım olduğu sırada Rusya ile olan uçak krizi nedeniyle bölgede uçak uçuramıyor.
Stratejik hedefleri tehlikeye düştü; ama lazım olan hava gücünü kullanamıyor.
Ne yaptı bu sefer?
Suudi uçaklarını İncirlik'e çağırdı...
"Suudi Arabistan'la Suriye'de kara operasyonuna girebiliriz" dedi...
Kısacası Türkiye (AKP iktidarı), sıkıştığı durumdan kurtulmak için çıkış arıyor...
ABD ve AB ile ortaklaşa destekledikleri koalisyon güçleri Rus bombardımanları ile Halep'te yara alıp, Ruslar Türkiye'nin sınırına 40 mil kadar yaklaşınca ABD tarafından terk edilmenin hüznü ile içine hapsolduğu tünelden kurtulacak bir delik bulmaya çabalıyor.
Bu arada dikkatlerden kaçmayan bir gelişme de eş zamanlı olarak yaşanmaya devam ediyor. Nedense kimse IŞİD'e dokunmuyor...
Peki, çıkış?
PYD'yi sınır içinden top atışlarıyla vurmak mı?
Değil elbette...
Suudilerle ortak bir savaş başlatmak mı?
O da zor...
Belki Suudiler müsaade ederse, ABD'liler de göz yumarsa Suudi uçaklarıyla bir iki atış yapılabilir...
Aslında önemli bir çıkış kapısı var: Mısır, Suudi Arabistan, Türkiye ve İran ortak hareket ederek, bölgeden yabancı güçleri çıkarabilirlerse etkili olabilirler... Bu durum, aynı zamanda kriz durumunda İslam ülkelerinin mezhep gözetmeksizin sorunları çözebilme iradesini göstermeleri anlamına gelir ki başarması en zor ve fakat en etkili güçtür.
Türkiye, kendisine düşman olan Osmanlı'yı vuran Vehhabî anlayışla, "ortak hareket edeceğiz" zafiyetine düşse de bir hamle yapmıştır. Suudilere ne kadar güvenilir bekleyip göreceğiz...
