Sonraki sokağa çıkma yasağı için…
Covid-19 kapsamında karşılaştığımız ilk sokağa çıkma yasağını geride bıraktık. Gerekli bir tedbirin yanlış uygulanmasının nasıl telafisi imkansız sonuçlara yol açtığını hep birlikte gördük, ne yazık ki önümüzdeki günlerde açıklanacak vaka sayılarında da bunun etkilerini görmeye devam edeceğiz. Şimdi bu yaşananların tekrarlanmaması için önümüze bakmakta, yaşananlardan ders çıkarıp "Yasağı doğru bir şekilde nasıl uygulayabiliriz?" sorusuna yönelmekte fayda var. Neticede bu yasağın tekrarlanması kaçınılmaz…
Bu kötü tecrübe sonrası ise akla ilk gelen dikkat edilmesi elzem olan 5 husus şunlar:
1.) Öncelikle dikkat edilmesi gereken ilk şey pek tabi zamanlama. Herkesin temel ihtiyaçlarını kargaşa ve yoğunluk yaşanmadan giderebileceği bir süre öncesinden haber verilmek suretiyle açıklanacak bir sokağa çıkma yasağının virüsün yayılmasını önlemedeki faydası oldukça büyük olacaktır.
2.) Salgınla mücadele açısından hafta sonu insanların oluşturabileceği kalabalıkları engelleme fikri güzel ancak etkili bir mücadele açısından elbette ki yetersiz. Sokağa çıkma yasağının süresini bir hatta iki hafta olarak uygulanmak çok daha faydalı olacaktır.
İktisatçılar da tedbirleri zamana yaymanın süreci uzattığı ve maliyeti arttırdığını söylüyor. Bu açıdan radikal karar almak kaçınılmaz.
Üstelik yasağa maruz kalan biz vatandaşlar da belirsiz süre evde kalmaktansa, evde geçecek süreyi bilip ona göre hayatımızı planlayabiliriz. Yasağın uzaması elbet mümkün ancak yine de belirli süre, "sayılı gün çabuk geçer" mantığı ile evde yaşamayı psikolojik açıdan kolaylaştıracaktır.
3.) Yöntem açısından önemli noktalardan birincisi yasakla eşzamanlı olarak istisnalarının da detaylıca belirlenmesi. Olmayan bir şey de yaratmaya gerek yok üstelik! Dünya devletlerinin mevcut uygulamalarına bakıp Türkiye açısından uygun model benimsenebilir.
Bu açıdan, istisnaların detaylıca belirlenmesi, buradaki inisiyatifin uygulayıcılara bırakılmaması gerekir. Mesela, evcil hayvanlar meselesi. Maslakta köpeğini site içerisinde dolaştıramayan da var, Nişantaşı'da sokak arasında dolaştırabilen de… Sokak hayvanları, gazete dağıtımı, gıda ve ilaç yardımlarının da yine nasıl, kimler tarafından yapılacağının detaylandırılması önemli.
4.) Yasağa hukuki dayanak oluşturmak… Uygulanan sokağa çıkma yasağının neden hukuki zeminden yoksun olduğunu pazar günkü yazımda detaylıca açıkladım. Dileyen oradan okuyabilir. Yasağın hukuka uygun olarak nasıl uygulanabileceğini de en kısa şekli ile Anayasa hukuku profesörü Prof. Dr. Süheyl Batum şöyle açıklıyor:
"Peki bu yasak nasıl getirilebilirdi? Çok basit! Anayasa'nın maddelerine (13-15-19-23-104-119) bakın. Bunlara uyun. Bu kadar!
Yani ya bu yasalarda, Anayasaya uygun bir "değişiklik" yapın. Ya da yine Anayasanın 15 ve 119. maddelerine uygun davranın.
Tabii HUKUKU önemsiyorsanız!!!"
5.) Yerel yönetimleri bu mücadeleye dahil etmek, particiliği bırakmak.
Gıda yardımlarının dağıtımı, sokak hayvanların beslenmesi gibi pek çok meselede yerel yönetimlerle işbirliği içinde olarak hareket etmek gerekir. Neticede "il, belediye veya köy halkının mahalli müşterek ihtiyaçlarını karşılamak" yerel yönetimlerin görev tanımında yer alıyor. Belediyeleri görmezden gelerek başarılı bir mücadele gerçekleştirmek mümkün değil.
Sıhhi meseleyi siyasileştirmenin kimseye faydası yok.
Sokağa çıkma yasağı gibi, temel hak ve özgürlükleri durduracak boyuttaki önemli bir tedbiri uygulamak için verilecek kararın üzerinde detaylıca düşünülmüş, alanında uzman kişilerin tavsiyeleri doğrultusunda verilmiş olması gerekir.
***
Son olarak…
"Hukuk kaldı mı ki hukuka uygun karar verilmesini bekliyorsunuz" görüşünde olup, sokağa çıkma yasağının hukuki dayanaktan yoksun olmasını umursamayanlar için şunu da eklemek isterim:
Yanlışlığı kanıksamak bizlere daha çok kaybettirir. Yapılan tüm yanlışlara rağmen kalan minicik bir hukuk kırıntısı bile insanın insanca yaşayabilmesi için umuttur. Kaldı ki, iyi uygulandığı takdirde bu ülkenin bireylerini koruyacak pek çok yasası vardır ve nefes aldığımız müddetçe hak ve özgürlüklerimizi koruyan bu yasaların doğru uygulanması için mücadele etmeliyiz. Çünkü hukuk devleti ilkesi, hepimiz için bir güvencedir.