Soner Yalçın’dan 'dönek' tarifi

Soner Yalçın Samizdat’ı, yazarak büyük cesaret göstermiş. Herhâlde mahpus kalmaya ahdetmiş! Kitap üzerinde duracağım... Öyle iddialar var ki, ya “Ergenekon”u ve mütemmim cüzünü muhâkeme edenler suçlu, ya da Samizdat’ı yazan gazeteci.
Çok merak ediyorum Samizdat’ta anlatılanları birileri çürütecek mi/çürütebilecek mi?
Soner Yalçın keşke elinde maddî delil yokken “cemaatçi” gibi, “dinci” gibi sıfatları kullanmasaydı. Kişiyi, kendisinin kabul etmediği sıfatla anmamalı... Ben de bazı sıfatlar kullanıyorum “sol liberal”, “neo İslâmcı” gibi... Bu sıfatla andığım kişilerin bir itirazları yok; “değilim” demiyorlar.
Kitap kalın; 549 sayfa... Biraz ağır okuyorum. Bu sıra Osmanlı Arşivi’ne gidip geliyorum, belge topluyorum. Zaman darlığı var. Kitabın sonuna gelmeden de tartışmaya girmek istemiyorum. Karşı iddiaları da ele alacağım.
Ama iddianameleri az-çok bildiğim için, diyebilirim ki, Soner Yalçın gibi araştırıcı, tecrübeli bir gazeteci kolaylıkla bu iddianameleri didikler. Onun için çok evvelden yazdım... İddianameler ihtimalleri değil, delilleri ortaya koymalı ve cümleler açık yazılmalıdır. Maalesef son yıllarda iddianameler ve her yönüyle hâkimlerin gerekçeleri ile ilgili şikayet ve eleştiriler arttı... Hepsi dökülüyor.... Bir kere yazım tekniği hakikaten çok zayıf. Bunu “Ergenekon” için söylemiyorum, hangisini açsanız, üzülüyorsunuz.

***


“Ergenekon” ve diğer iddianameler meselesine sonra geleceğiz... Samizdat’ta Soner Yalçın bir dönek gazeteci tipini anlatıyor... Tam bugüne uygun... 28 Şubat tutuklamaları başladı, bazı “dönek/liberal” gazeteciler, alanı boş görünce meydana çıktılar, “Heyyyt!” çekiyorlar! Madrabazın biri “komutan” karşısında telefonu nasıl duvara çalıp kırdığını yazıyor! Soner Yalçın’ın şu “dönek” tarifi zamana çok uygun:
“Kişinin, ideolojik-siyasi değişimine/dönüşümüne kim ne diyebilir? İnsan hayat içinde farklı fikirlere savrulabilir. Bunlar ‘dönek’ değildir.
Peki kimdir ‘dönek’?
‘Döneklik’ kariyer-statü planlamasıyla ortaya çıkar.
Ama kişi bu gerçeği kendisinden gizler.
Hiç olur mu; para, pul ün/şöhret, koltuk, yeni sınıfa kabul edilmek için ‘döndüm’ denir mi? Kusuru meziyete dönüştürür. Kurnazlık yapar; dönekliğini fikirle taçlandırmak ister. Tamam, güzel, buna da eyvallah! Fakat döneklik dönmekle sona ermez. Bu kez bir türlü yok olmayan ‘çağdışı dinozorlara’ kızar. Çünkü bunlar onu, kendisinden bile sakladığı ‘döneklik gerekçesiyle’ yüzleşmek zorunda bırakır.
Dönek bu etkiden kurtulmak için vicdanını tenekeleştirmeye çalışır. Bunun reçetesi ise nefret duygusudur. Döndüğü yere, fikre ve insanlarına kin kusar. ‘Zayıf anını’gösterenlere karşı despot olur. Konuşmalarına, yazılarına kötülük, mutsuzluk hâkim olur.” (Samizdat-Hakikatlere Dayanacak Gücün Var mı, 2012, s. 204-205.)
Soner bravo!.. (“Soner” deyince, tanıdığımı, “dostum” olduğunu sanmayın... Dünya görüşlerimiz de çok farklı. Bu samimî anlatışına karşı samimiyet gösterdim.) Daha yazacağız.

Yazarın Diğer Yazıları