Siz ne davasının adamısınız?

MHP delegesinin önünü bir türlü açamayıp tıkadıkça tıkayanlar, birdenbire demokrasi havarisi haline gelmiş ve güya "halkın önünü açmışlar."

Vay canına!

Halkın önü açık mı?

İktidar ve adamları tek tabanca. Bütün televizyon ve gazetelerde hep aynı adamlar. Salladıkça sallıyor, attıkça atıyor… Bunlar halkın önünü açmışlar..

Bu mu halkın önünü açmak?

Halkın önünü açmak, muhalifleri yok saymak ve iktidar yanlılarını alabildiğine serbest bırakmak mı?

Daha dün CHP'li gençlere silahlı saldırı yapıldı.

Geçen gün içinde "hayır" kavramı bulunan şarkı söyleyen gençlerin üzerine polis yürüdü.

Çok değil bir iki gün önce iktidarın çizgisinde yürümediği söylenen bir muhtar, attığı tivit yüzünden tutuklandı.

Bunlar iyi günlerimiz..

MHP'yi ele geçirip bir daha delege huzuruna çıkamayanlar son görevlerini eğer başarı ile tamamlarlarsa kendileri dâhil, çoluk çocuklarının gelecekte hiç bir garantisinin olmayacağını herkes biliyor.

Çünkü öncelikle MHP diye bir parti kalmayacak.

Son açıklamalara bakılırsa, "dar bölge sistemi" ile MHP gibi partiler dibe vurdurularak, AKP kendi kuracağı sisteminin temellerini daha da sağlamlaştıracak.

İkincisi, tek adamın ne yapacağı, bugünkü yetkiler içinde neler yaptığından belli değil mi? Bugün, iki kelam edenlerin hemen hepsi baskı altına alınıyor.

Gazeteciler gazetecileri jurnalliyor. İktidar etkisi, ticaretten, sanayiye, oradan bütün ekonominin içine sızmış durumda. Mahkemelerin bile nitelikli, adil kararlar alamadığı her gün yazılıp çiziliyor.

MHP tüzel kişiliğini elinde tutunlar gelmiş, Anayasayı "halkın görüşlerine sunduk bunda ne var" diyor?

Görmüyor musun ne olduğunu?

İçinde yaşadığınız Türkiye'den bihaber misiniz?

Bu ülkede olması gerektiği gibi adil seçimler mi yapıldı?

Seçim boyunca, bütün medya kanallarını tek kişi istediği kadar, muhalefetse müsaade edildiği kadar kullanıyor.

Şimdi iktidardakiler, devletin imkânları ile devletin düzenini değiştirmek için elinden geleni yapıyor... Halkın parası ile halka propaganda yapıyor.

Peki, biz ne ile yapacağız propagandayı? Hangi kanal bizi konuşturuyor? Tarafsız olması kanunla belirlenen TRT bile muhalefete yasal sınırlara uygun yer vermiyor. Hangi seçim otobüsünü hizmetimize veriyorlar?

Hangi gazeteleri biz yönetiyoruz?

Hiçbirini.

Birkaç muhalif var onlara da saldırıyorlar.

Neden Bahçeli ve MHP'nin kurumsal yöneticileri saldıranların ardına düşmüyor? Ülküdaş değil miyiz yoksa? Neden parti içi muhalefeti anlayışla, hoşgörüyle, demokrasinin gereği olarak karşılamıyor?

Niye demiyorlar ki "arkadaş, eğer biz şimdi burada oturuyor, bu arkadaşlara hakaret eden sözler söyleyebiliyor ve AKP'nin ardına tıkılabiliyorsak, bu gücü hakaret ettiklerimizin de içinde bulunduğu arkadaşlara borçluyuz… Aha şu koltuğumda keyifle istediğim tarafa dönebiliyor, parlamentoda oturabiliyorsam, şu imkânlara, şu maaşa, şu statüye sahipsem, bunda onların da hakkı var" diye neden söylemiyorsunuz?

Size oy verirken, baş tacı ederken, tepelere taşırken iyiyiz, "yapamadınız, böyle olmaz, yanlış yapıyorsunuz" deyince alçak, şerefsiz ve hain oluyoruz oluyoruz öyle mi?

Dokuz Işık'ın "ahlakçılığı" nerede peki? Türk milliyetçiliğini AKP ideolojisine ve rejim değişikliğine, dahası tek partici yönetime teslim etmek ülkücülüğün hangi kitabında yazıyor?

Neymiş "dava adamıymışlar?" Siz ne davasının adamısınız? Sizin davanız ne? Tek adam yönetimi mi? Affedersiniz ama bizim böyle bir davamız olduğunu hiç hatırlamıyorum… Zaten olmadı, yok ve hiçbir zaman da olmayacak…

Yazarın Diğer Yazıları