Siyaset bir sanat… Ama ne sanat!..

Şu sıralar, siyaset yenileniyor…

Değişiyor…

Sıcak görüntüler ortaya konuyor.

Ne hoş ne güzel, öyle değil mi?

*

Güzel de “Sonrası ne olur?” derseniz, “Beklemek gerek!” derim.

Beklemek gerek, çünkü sonuçta yenilenen siyaset…

Yenileten ise vatandaş, yani seçmen!

*

Nedir SİYASET?

Türk Dil Kurumu Türkçe Sözlüğe göre siyaset:

Birinci anlamı ‘POLİTİKA’ demekmiş.

İkinci anlamı ise: “Devlet işlerini düzenleme ve yürütme sanatıyla ilgili özel görüş veya anlayış.” imiş.

*

Sonra eş anlamlısı olan ‘POLİTİKA nedir?’ diye yine aynı sözlükte sorguluyorum, o da bana sözcüğün kökeninin İtalyancadan geldiğini söylüyor ve:

Birinci anlamı olarak; ‘Devletin etkinliklerini amaç, yöntem ve içerik olarak düzenleme ve gerçekleştirme esaslarının bütünü; siyaset, siyasa.” diyor.

İkinci anlamı: “Davranış biçimi, düşünce yapısı” diyor ve örneklemede de şuna yer vermiş TDK:

“Bir mirasyedi politikasıyla, birikmiş altını, el sürülmedik kaynaklarını har vurup harman savurdular.”-Necati Cumalı.-

(Sanki bugünü anlatıyor Necati Cumalı.)

Üçüncü anlamı: “Bir hedefe varmak için karşısındakilerin duygularını okşama, zayıf noktalarından veya aralarındaki uyuşmazlıklardan yararlanma vb. yollarla işini yürütme.” diyor.

*

Anladığım kadarıyla bizim politikacılar da en çok da üçüncü anlamı kullanıyorlar.

Yani bir hedefe varmak için karşısındakileri kandırabiliyorlar.

Duygularını okşayıp, onların samimi düşüncelerini suistimal edebiliyorlar.

Zayıf noktalarını kullanabiliyorlar.

Aralarındaki uyuşmazlıklardan yararlanabiliyorlar.

Velhasıl siyaset denilen şey, anlıyorum ki bir kandırma sanatıymış meğer.

Hatta tehdit etme sanatı da…

Biraz ikna, en çok da “Şov sanatı” diyelim.

Dereyi geçerken …..’ya …. deme sanatıdır belki de!

Yani bir anlamda ‘Sanat’mış(!), siyaset ya da politika.

*

Ne var ki bu sanat bizim ülkemizde, en basitinden “Topal ördek” olarak da adlandırılabiliyormuş demek ki!

*

Niye?

Çoğunluk iktidarda da ondan?

Ne zamana kadar?

Seçim mahalline girildiğinde kim vatandaşı düşünüyor, ya da düşünmüyor…

Kim vatandaşı tehdit ediyor, ya da etmiyor…

Kim vatandaşa karşı siyaset ya da politika sanatını samimi, inandırıcı kullanıyor ya da kullanmıyor.

İşte bütün mesele vatandaşın bunu fark edebilmesinde!

Fark ettiğinde iş hemen tersine dönüyor.

Çünkü siyaset ‘Ders verme sanatıdır.’ da aynı zamanda.

*

Vatandaş da 31 Mart’ta mevcut iktidara ilk dersini verdi.

Anlayana sivrisinek saz…

*

Bu sefer vatandaş yapılan şovlara -hatta tehditlere- pabuç bırakmadı ve birinci engeli aştı.

Sıra kendisi için ikinci engelde.

Vatandaş, İktidarın sanatını çözmüş.

Yeni yerel iktidar, vatandaşa umduğunu verirse, inanın tam da o zaman yolcudur Abbas!

Sahi söylüyorum!..

Ya veremezse!..

O zaman da muhalefet bir daha zor iktidarı görür.

Yazarın Diğer Yazıları