Hep düşünmüşümdür, neden Türk işçisi Almanya'da verimli çalışır, iş süreçlerini geliştirir, ürünlerin gelişmesinde rol oynar ama Türkiye'de bunların hiçbirini yapamaz? Neden Prof. Dr. Uğur Şahin ve Özlem Türeci günümüzün vebası olan Covid'e karşı aşıyı Almanya'da bulmuştur? Neden gençler yurtdışına göçüyor? Türkiye'de tutunmalarına izin verilmeyen, yurtdışına giden ve başarılı olan binlerce insan neyin göstergesi?
Cevap çok basit, Türk insanının bağımsız, eğitimli, çalışkan ve zengin olmasını istemeyen 'Bigot İdiot' virüslerden dolayı. Bu virüs tipi toplumda ilk olarak Osmanlı İmparatorluğu'nda Kanuni döneminde görülmüştür. Virüs etkisi ile medreselerden yani o zaman ki üniversitelerden akli bilimler çıkartılarak nakli bilimler okutulmaya başlanmıştır. Böylece bilimde gerilemeye başlayan Osmanlı teknoloji geliştirememiş, Avrupa ile girdiği askeri, ekonomik yarışta geri kalarak her alanda yenilmiştir.
'Bigot İdiot' yani 'Yobaz Geri Zekalı' virüsler oldukça kurnaz, çıkarcı tiplerden oluşur. Halkın yaptığı üretime tutunan asalaklardır. Aynı Ortaçağ Avrupası'ndaki kilise ve ruhban sınıfı gibi dini değerleri kafalarına göre yorumlayarak, çalışmadan zevk ve sefa içinde bir yaşam sürmeyi amaçlamışlardır.
Halk ne kadar kutsal kitabı okur anlarsa, bu asalakların yorumlarının ne kadar yanlış, hatta küfre kaçtığı görüleceği için kutsal kitapların okunması işini kimseye bırakmak istemezler.
Türk tarihinde koca Osmanlıyı çökerten bu virüslerin amacı, dini değerleri savunur gibi gözükürken, yukarıda da belirttiğimiz gibi çalışmadan, emek sarf etmeden, yaratılan iktisadi değerlerden pay almaktır. Bu nedenle tarihimizde Cumhuriyetin kurulmasına da karşı çıkarak isyanlar çıkartmışlar, ülkenin yönünün bilime dönmesine, gerçek ahlaka, samimi müminlerin yetişmesine karşı çıkmışlardır.
Çeşitli vesilelerle gördüğümüz bu virüsler Türkiye Cumhuriyeti'nin teknolojide ileri giderek İslam'ın gerçek sancaktarı olması yerine, içinde cahil ve beceriksiz bırakılmış bireylerin kendilerine muhtaç halde olmasını, böylece saltanatlarının devamını isterler.
Karanlığı seven bu virüsler ışığın temsilcisi, üniversite, okul, öğretmen, kitap gibi kavramlara düşmandır. Cahil kalacak insanların çok daha iyi sömürüleceğini bilir, bu nedenle laik eğitime kin kusarlar. Özetle dini ve manevi değerleri kullanarak toplumun işleyişini kendilerine prestij, zenginlik ve yaşamın tüm zevklerini getirecek şekilde yönlendirme amacı taşırlar.
'Bigot İdiot' virüsün en büyük düşmanı Türkiye'de Z Kuşağı'dır. Z Kuşağı yani 2000'lerde doğan gençler dünyayı, olanı biteni sorgular, ikna olmadan teslim olmaz, sorun varsa kaynağına iner ve çözmeye çalışır, hakkını hukukunu arar, dünyadan kopuk yaşamaz, amiyane tabirle gaza, dolduruşa gelmez…
Bigot İdiotlar'ın karşısında her denileni yutmayan bağışıklık sistemi güçlü bir Z kuşağı var! Toplumu ve devleti güçlü kılacak, Z Kuşağı'nın merkezi olan üniversitelere küfür edilmesi işte bu nedenledir. Halkın sömürülmesini engelleyen M.Kemal Atatürk de aynı nedenlerle zaman zaman bu küfürlerin hedefi olur.
Siyasal İslamcılar Z Kuşağı'nı sevmez çünkü Z Kuşağı onların değirmenine su taşımak yerine, bireysel ve bağlı olarak toplumsal çıkarlarını düşünür. Z Kuşağı her tür oligarşiye karşıdır. Eğitime önem verirler, önyargıları yoktur, insanları kategorize etmezler, hayvan ve insanları özde severler, rol yapmazlar, ağızlarına geleni söyler, kimseden çekinmezler… Ben bu halleri ile Z Kuşağı'nı seviyorum… İyi ki varlar…
