Şırnak Valisinin hâlleri
Asker, “Beni bırakın, oradaki arkadaşlarıma yardım edin. Ben ambulansa binmeyeceğim, oraya geri gideceğim.” diye çırpınıyor.
Hâdise Varto’da oluyor.
PKK’lılar yolu kapatmışlar, askerleri taşlıyorlar... Bir askere taş geliyor ve yaralanıyor. Arkadaşları ambulansa taşımak istiyorlar.
Türk askeri budur. Arkadaşları bir mücadele içindeler ve onlardan kopmak istemiyor; yaralansa dahi oraya gidecek.
Millî kalemlere daima kulak verilsin... Hiçbir zaman yanılmadılar.
Ülke birliğini, insanların kardeşliğini, “Türk” çatısını isteyen hangi kalem yanlış yazdı? Ama liberali, İslâmcısı, yancısı, döneği hata üzerine hata işlediler. (Ben de ne diyorum! “Döneği” yazdım, “dönek” işte!) AKP yönetimin PKK ile masaya oturmasını “çözüm” diye millete empoze etmeye kalkıştılar.
İşte geldiğimiz nokta...
PKK, çocukları dağa çıkartıyor...
Yollar kesiliyor...
Vasıtalar yakılıyor...
İşçiler, mühendisler, askerler kaçırılıyor.
Korucular katlediliyor.
Çözüm diye bir şey yok; PKK’ya taviz var, demedik mi?
Bir bir çıkıyor.
PKK ile masaya oturulması, saplandıkları yolsuzluk ve rüşvet batağından daha vahimdir ve “vatana ihanet” ten hesap vereceklerdir.
Kaç ay oldu? Bir yazımda “Recep T. Erdoğan kaçar mı?” diye sormuştum. Çok kişinin aklındaki soruya cevap aramıştım.
R. T. Erdoğan kendisini nasıl kurtaracak?
Mahkemeye çıkarsa aklanması mümkün görünmüyor. Bunu çok iyi biliyor. PKK’ya verdiği tavizlerin, halkı bölücülere ezdirmesinin, çocukların kaçırılmasına göz yummasının (veya çocukların kaçırılmasına dolaydan iştirakinin) hesabını vermek zorunda kalacaktır.
Öyleyse ailesini de toplayıp kendisine sığınacağı bir yer arayacaktır.
Böyle olduğu hâlde Şırnak Valisi ne yapıyor:
Adı Hasan İpek... Karabüklüymüş. AKP hükûmeti zamanında bayağı makamlar elde etmiş. Şırnak’ın iki başarılı öğrencisi için düzenlenen törende konuşmuş ve “başarı” yı getirmiş, Abdullah Öcalan’a ve R. T. Erdoğan’a bağlayıvermiş:
“Bu çözüm sürecini bu aşamaya getiren Başbakanımız Tayyip Erdoğan’ı ve bu konuda ciddi gayretleri olan Abdullah Öcalan’ı takdirle karşıladığımı belirtmek istiyorum.”
Hasan Bey’in acaba aklından zoru mu var yoksa vaziyeti tahlil edecek melekeden mi yoksun?
Böyle bir toplantıda, R. T. Erdoğan ve A. Öcalan’ın adının geçmesi şart mıydı?
Şart değildi... Demek ki bir maksat gözetiliyor.
“Sayın PKK’lılar! Otonomi ilân ederseniz sizin de valiniz olurum.” mu demek mi istiyor?
Cumhurbaşkanlığı seçiminden sonra genel seçim var... “Beni vali yaptın Sayın Başbakanım, şu milletvekilliğini de yan cebime koysanız.” mı demek istiyor?
Recep T. Erdoğan’ı övmekle, Abdullah Öcalan’ı övmek arasında zerre kadar fark yoktur. Çünkü bir masanın bir ucunda biri, diğer ucunda öbürü oturuyor. Şırnak Valisi bunun farkında ve ikisini birden övüyor!
Hasan İpek ismini bir tarafa yazın!