Şıracının şahidi bozacı

Biri tutmuş, biri pişirmiş...Tutan kim: Cengiz Çandar. Pişiren kim: Etyen Mahçupyan. Bize de yedirmeye kalkıyorlar... Yemezler!..
TESEV adına Cengiz Çandar Güneydoğu’yla ilgili rapor hazırlamış. TESEV neci? Karen Fogg’un çocuklarının yuvalandığı Türk düşmanlarının ana beslenme kanalı!
Bakın Etyen Bey nasıl takdim ediyor:
“Cengiz Çandar’ın on aylık meşakkatli çalışmasının sonucunda, devlet ve hükümet yetkililerinden bürokratlara, Kürt siyasetinin yurtiçindeki önde gelen isimlerinden Kandil’e, Avrupa’ya ve Irak’a uzanan elliye yakın temel görüşmenin ürettiği çerçeve, PKK’nın nasıl silah bırakacağı ve dağdan iniş koşullarının nasıl sağlanacağı üzerinde duruyor.” (Zaman, 29 Haziran 2011)
Şıracının şahidi bozacı...
Meşakkatli çalışmaymış... Yalan! Kandil’in taleplerinde, Abdullah Öcalan’ın aklı sıra çizdiği yol haritasında hepsi var. Zaten 30 yıldır PKK’nın avukatlığını yapıyor ikisi de... Onun için kimseyi kandırmayın! TESEV’in bir yöneticisi Etyen Mahçupyan’dı... Şimdi yine onlarla beraber mi? Bilmiyorum. Bakmaya da lüzum görmüyorum. Zihniyet aynı, çanak aynı!
Erdoğan’ın “PKK açılımı”nın en büyük destekçisi bir gazetenin yazarından okuyalım:
“... rapor, PKK’nın dağdan inmesi için gerekli şartları şöyle sıralıyor:
1) Güven ortamı yaratmak için KCK sanığı belediye başkanları serbest bırakılmalı... 2) PKK eylemsizliği sürekli hale getirmeli, TSK da operasyonları eş zamanlı durdurmalı... 3) Seçim barajı yüzde 10’un altına düşürülüp temsilde adalet sağlanmalı... 4) Yeni Anayasa’da Kürtler için vatandaşlık tanımı yapılmalı... 5) Avrupa Yerel Yönetimler Özerklik Şartı kabul edilmeli... 6) Abdullah Öcalan’ın şartları iyileştirilmeli. (Faraza cezası ’ev hapsine’ dönüştürülebilir)... 7) Dağ kadrosu için aşamalı af çıkartılmalı...

***


Dikkatlice okursanız, bu 7 maddenin esas olarak PKK-BDP çizgisi tarafından öne sürülen talepler olduğunu görürsünüz. O zaman ortaya sanki şöyle bir durum çıkıyor: “Hadi PKK’nın taleplerini karşılayın da bu iş bitsin.” (Emre Aköz, Sabah, 28 Haziran 2011)
Mesele bu.
Cengiz Çandar, gibi birine rapor hazırlatılıyorsa bunda bir maksat var demektir. Hele bu raporu Etyen Bey “olağanüstü” görüyorsa mutlaka bir bit yeniği arayacaksın. Cengiz Çandar seçimden önce MHP baraj altında kalsın diye özel gayret göstermiş ve: “BDP-PKK mutlaka Meclis’e girmeli bundan müthiş haz alacağım” mealinde yazabilmiştir. Adam Türkiye’nin bir tarafını görmüyor, at gözlüğünün tek gözüyle bile bakamıyor! Öcalan daha Beaa’dayken, Galatasaray yarenliği ediyordu. Dilini Öcalan’ın Karayılan’ın Mekap’ı altına uzatmaktan bir an tereddüt etmemiştir! Etyen’in yaptığına ise, Öcalan’ın Mekap’ını dolaydan yalama derler!
Öcalan’ın Mekap’ını huşuyla okşayanlardan biri de Şahin Alpay, Cengiz Bey’in Maocu eski yol arkadaşı...Yazdıkları yaptıkları tiksinti veriyor insana... Kimsenin inancını tartışmam; Cengiz Bey, Şahin Bey, Etyen Bey neye ne kadar inanıyorlar bilmem ama sözde “inanmış” “İslâmcı” kesimin de onların bir yerlerini yalamalarından açıkçası çok rahatsızım. Rahatsız olan bir ben değilim:
Ali Ünal da Etyen Mahçupyan ve Şahin Alpay gibi gibi Zaman gazetesinin yazarı... Ali Ünal çok farklı bir zeminde yazıyor:
“Kürt sorunu” denilen problemi, en son Yeni Şafak’ta bir bayan yazarın KCK tutuklamalarını ve güya polis şiddetini BDP’nin yükselmesine sebep olarak göstermesinin de ortaya koyduğu üzere, aynı şekilde düşünen bazı liberal kalemlerle, onların çizgisinde kalem oynatan bazı “İslâmcı’ aydınların anlamadıkları ortadadır.” (Zaman, 20 Haziran 2011)
Demek ki akıl için yol birmiş.

Yazarın Diğer Yazıları