Serez’de şimdi ne kaldı?

Serez deyince aklınıza ne gelir? Herhâlde bir Şeyh Bedreddin’i hatırlarsınız. Doç. Dr. Kemal Üçüncü, bu sıra Mehmet Esat Serezli’nin Serez ve havalisiyle ilgili hatırat ve notlarından oluşan beş defteri yayına hazırlıyor.
Kemal Üçüncü KTÜ Türk Halk Bilimi öğretim üyesidir. “Alpamış Destanı”nın Kazak varyantını yayınladı. Alpamış, Orta Asya’da en yaygın epik destanlarından biridir. Alpamış, Köroğlu gibi Türk boyları arısında yaygınca bilinen bir “alp”, bir halk kahramanıdır.
Kemal Üçüncü’nün doktora tezi de dikkat çekicidir. 19. yüzyıl Bektaşî şairlerinden Edip Harabî’nin divanı üzerine çalışmıştır.
Harabî’nin şu nefesi Alevî Bektaşî geleneğinde çok okunur:
“Ey zâhit şaraba eyle ihtiram / Ehline helâldir nâ-ehle haram”
Bu şiir bâtınî geleneğinin en bilinen metinlerinden biridir.
Harabî “zâhir”i “bâtın”a köprü görmüş, bu manada “şarab”ı bâtınî geleneğin kadim sembolizmine uygun olarak kullanmıştır.
Sonra “şarab”a ihtiram sırf lafzî manasıyla anlaşılmasın!

***


“Mehmet Esat Serezli kim?” diyeceksiniz...
Mehmet Esat Serezli, 1877’de Serez’de doğdu, 1963’te İstanbul’da vefat etti. Son görevi Eskişehir Vakıflar Bölge Müdürlüğü idi.
“Serezli” soyadı, size bir şey ifade ediyordur, sanırım. Ünlü tiyatro sanatçısı Metin Serezli’nin babasıdır.
Serez, bugün Yunanistan sınırları içindedir. Osmanlı idarî taksimatında Selanik vilâyetine bağlı idi.
Mehmet Esat Bey, Serez ve havalisinin bir kanaat önderidir. Bulgar ve Yunan çetelerine karşı sivil direnişi örgütlemiş, Serez’de çıkan “Hançer” gazetesinde halkı aydınlatıcı yazılar yazmıştır.
Batı Trakya elden çıktıktan sonra 1913’te ailesiyle beraber İstanbul’a göçtü ve İstanbul’da Meşihat Dairesinde (Şeyhülislamlık) işe başladı. Kendisine şeyhülislâmın özel kalemi müdürlüğü pozisyonundaki bir makam verildi.
Sonra Müessesât-ı Diniye Dairesine geçen Mehmet Esat Bey kurumun Vakıflar Umum Müdürlüğüne dönüşmesi üzerine 1943’te emekliliğine kadar burada görev yaptı.
Mehmet Esat Bey cemiyet hayatında da çok faaldir.
Turing Otomobil Kurumu, Fetih Cemiyeti, Şehit Mezarlarını Tamir Cemiyeti gibi cemiyetlerde kendisini göstermiş,1940’lı yıllarda İkdam, Tanin ve Vatan gazetelerinde özellikle vakıf eserleri üzerine yazılar kaleme almıştır.

***


Mehmet Esat Serezli, titiz, devlet malını koruyan bir kişi... Ne yapmışsa hepsini tek tek not etmiş ve beş defterde toplamış.
Bu defterler bir hazine değerindedir. Çünkü, bir Batı Trakyalı olan Mehmet Esat Bey, kendi yöresinin eserlerinin envanterini ve kültür hayatını ayrıntılı bir şekilde kaydetmiştir.
Nice terekeler vardır ki, sahaflarda, şunun bunun elinde kalır ve sonra kaybolup gider.
Mehmet Esat Bey’in çocukları babalarının mirasını titizlikle korumuşlardır.
Defterler Ankara’da Millî Kütüphane’ye intikal ediyor, Kemal Üçüncü, edebiyatçı Prof. Dr. İsmail Görkem vasıtasıyla bu defterlerden haberdar oluyor ve büyük bir heyecanla defterler üzerinde çalışmaya başlıyor. Kitap, yakında Yapı Kredi Yayınları arasında çıkacak.
Defterlerde Serez camileri, mektepleri, medreseleri, türbeleri, tekkeleri, eski düğün-dernekleri, âlimleri, tanınmış Serezliler hakkında, kimsenin bilmediği bilgiler yer alıyor.
Mehmet Esat Bey, bu bilgileri derleyip kaydederken bir ilim adamı titizliği göstermiştir.
Hem gözlemlediklerini ayrıntılı yazmış, hem de kaynak şahısların adını vermiş; camilerden bahsederken mimarî özelliklerini bir bir sıralamıştır.
Şu gerçek ki, Yunanlılar, Serez’de, Mehmet Esat Bey’in ayrıntılı bahsettiği camilerden, medreselerden, türbelerden, tekkelerden eser bırakmamışlar.
Bir kültür soykırımıyla karşı karşıya olduğumuzun müşahhas belgesi Mehmet Esat Beyin notlarıdır.
Serez’in Türk tarihinde ayrı bir yeri olduğunu belirtmiştik.

Yazarın Diğer Yazıları