Senin Kızılelma'n var mı?
Kızılelma” deyince “Turancılık”la eş tutmuşlardır. Yakın zamanda bir ara “Kızılelma koalisyonu” diye bir şey uydurmuşlar, hem “milliyetçiler”e, hem “ulusalcılar”a, hem beynelmilelcilerin tuzağından kurtulup “Türk”e dönmüş “solcular”a vurmak istemişlerdir.
Savaş kapımıza geldi... 331 artı 877 km.’lik yüz yüze cephelerin çok gerisinde de cepheler açıldı.
Senin hedefin ne?
Zaman içinde “Kızılelma” anlam kaymalarına uğrasa da “esas”ı değişmemiştir. Cihanşümul bir hedefin yoksa mevzi hamlelerin birer atımlık baruttur. Belki gürültüsü fazladır; ama hemen sonrası belirsizliktir.
Belirsizlik, “yenilgi”dir.
“Kızılelma”nın ayrıntısını çok önce “Bu Vatan Kimin?” şairi, Orhan Şair Gökyay’dan -o da 1944’te Turancılık’tan tutuklanmıştı- ezberlercesine okuyunca, büyük ülkülerin büyük devletler kurdurduğunu bir daha idrak etmiştim.
***
Prof. Dr. İsmet Çetin, bir ilke imza atmış ve “Kızılelma”yı bir kitap hacminde işleyerek, “Türk’ün ülküsü”nü bize hatırlatmıştır.
İsmet Çetin’in, büyük emekle ortaya koyduğu Kızılelma, şu zamanda Cumhurbaşkanı’nın da, Başbakan’ın da, Genelkurmay Başkanı’nın da masasının üzerinde olması gereken bir kitaptır. Hele Dışişleri Bakanı mutlaka çantasında bulundurmalı, her uçağa binişinde önce açıp okumalı ve başkalarına gereksiz komplimanların ne anlama geleceğini bir daha bir daha hatırlamalıdır.
“Yeni Osmanlıcı” hükûmet erkânımız “Kızılelmacı” değilse “Osmanlıcı” da değildir. Osmanlı’nın her zaman bir “Kızılelma”sı olmuştur. Üstü örtülmek istense de Osmanlı “Kızılelma”yı “Türk”ün hedefi görmüştür.
Şimdi İslâmcı geçinenler ve İslâmcılığı tartışanlar, Türk düşmanlarının fazla etkisinde kaldıklarından “Kızılelma” deyince irkilirler ve Osmanlı’nın hedeflerini de görmezden gelirler.
Hak Taâlâ Kur’ân’ı indirmiştir: “Hiç şüphesiz, zikri (Kur’ân’ı) biz indirdik biz; onun koruyucusu da elbette (kesinlikle) biziz.” (Hicr, 15/9).
Ve Hak Taâlâ İslâmiyeti yaymak için “Türk”ü yaratmıştır!
Orhun Âbideleri’nden beri Türk’ün “Kızılelma” sı yazılagelmiştir ve Türkler daha İslâmla müşerref olmadan âdeta İslâma yol açmışlardır. Orhun Âbideleri’nde adı konmamış “Kızılelma”nın tarifini, sonra Kaşgarlı Mahmud’un Divanu Lügati’t-Türk’ü niçin yazdığını açıkladığı ön sözünü okuyunuz. Kaşgarlı’nın verdiği hadisleri “uydurma” desek de, altında yatan mana itibarıyla düşündüğümüzde bilerek, idrak ederek, bütün benliğinde duyarak yazdığını görürüz.
“Türk” adını geriye ittiğini düşündüğümüz, benim de zaman zaman şiddetli tenkit ettiğim Osmanlı, “Kızılelma”yı “Türk”ün adına hedeflemiştir.
Yerimiz müsait olsaydı da Prof. Dr. İsmet Çetin’in “Kızılelma” kitabından geniş alıntılar yapabilseydim...
Millî Eğitim Bakanlığı eğer “millî” hareket edecekse, Kızılelma kitabını yardımcı ders dahi değil, ders olarak okutmalıdır!
(Meraklısı için: Prof. Dr. İsmet Çetin, Kızılelma, Kurgan Edebiyat Yay., Tel. 312 232 62 18)