Şehitlik ve sığıntılık

Rüyada görsem inanmazdım; Mümtaz’er’le aynı noktaya geldim!
“Sivil şehitlik” meselesi...
Tartışmanın çıkması hükûmet üyelerinin ucuz, popülist konuşmaları... Bol keseden “şehitlik” dağıtıyorlar.
Devlet Bahçeli: “Hrant Dink’i ‘şehit’ sayamazsınız. Şehitlik ‘dinî’ bir kavram. Hrant Dink ise Hristiyandı” diyor.
Dink eski bir komünistti. Akıldanesi Etyen’e bakarsanız, sonra aşırılıklarını yontarak revaçta olan sol liberalliğe geçti. Onun içindir ki, örgüt bağlantılı solculara Mehçupyan bayağı bağırdı çağırdı.
Sevgili solcular! Alınmayın ama sizi anlamak çok zor! Çok dal budak salmışsınız; hanginiz “hain”, hanginiz “yurtsever”, hanginiz “ulusalcı”, hanginiz “tam komünist” anlayamıyoruz! Eskiden beri bir düzen tutturamadınız, kafamızı hep karıştırdınız. Meselâ Etyen, niye Dink’in mezarını türbeye çevirenlere kızıyor, onlara “parazit” diyor? Biriniz yazın da şu köşede millet öğrensin, olmaz mı?
Dink’in Kumkapı’daki patrikhaneyle arasının hoş olduğu söylenemezdi. Sonra cenazesi oradan kalktı ama onlar Gregoryan Ermenileri temsil ederler, Dink’in ailesi ise Protestan idi. Dink için şehit değil sadece “mazlum” diyebiliriz.
Sınır kaçakçılarının dramı... 34 can birilerinin hasapsızlığına, beceriksizliğine kurban gitti.
Neticede “kaçakçı” idiler. Kaçakçıdan “şehit” olur mu? Devlet ancak hatasını telâfi edebilir.
Mümtaz’er Türköne çok doğru söylüyor:
“‘Sivil şehit’ olmaz. Bu konudaki itirazlarında Bahçeli baştan sona haklı. ‘Şehitlik makamı’nı kanunla veremezsiniz.(...)
En başta, bu tabir ve makam, dinî bir muhtevaya sahip. ‘Seküler şehitlik’ olamaz mı? Olamaz. Çünkü kavram, etimolojik kökeninden soyutlanamaz. Kavram doğrudan dinî bir hükmü üstünde taşıyor. ‘Allah yolunda ölenler...’ Allah’ın nimetlerine ‘şahit’ oldukları, kıyamet günü Peygamber’in yanında münkirler aleyhine ‘şahitlik’ yaptıkları için ‘şehit’ unvanını alıyorlar. ‘Sivil şehit’ tabiri yerine aynı anlama gelen ‘sivil tanık’ tabirini yerleştirdiğiniz zaman durumun garabeti daha kolay anlaşılıyor.
Meclis, dinî bir referansa dayanan kanun çıkartamaz. Çıkartırsa, laiklik prensibini çiğnemiş olur. Laiklik prensibinin en açık şekilde yorumlanabileceği somut bir durum: Meclis yasa çıkartıp kimseye dinî niteliği olan bir unvan veremez. Tek yetkili makam fetva makamıdır. Otorite Din İşleri Yüksek Kurulu veya Diyanet İşleri Başkanı’dır. Din İşleri Yüksek Kurulu ‘Terör mağdurlarına şehit denebilir mi?’ sorusuna cevap verebilecek yegâne mercidir.” (Zaman, 20 Mart 2012)
“İşte o kadar” diyecektim; baktım Mümtaz’er meseleyi sulandırıvermiş.
Dink “Şehit değildir” demeye getirirken, bir başka yönden kutsamış:
“Hrant Dink, Türkiye’nin karanlıktan aydınlığa geçişini simgeleyen çok değerli bir figür. Farklı olana karşı önyargılar onun mazlum duruşu ile kırıldı.”
Neden bir iki sivri söz söyleyen, hemen öne geçiyor ve hemen, birileri onları kalkan olarak kullanıyor, kendileri için “referans” göstermek istiyor?!
Asıl kırılması gereken bu sığıntılıktır!

Yazarın Diğer Yazıları