Şehitlerimizin kemiklerini sızlatıyorlar
Kuzey Irak''ta, Suriye''de, yurt içinde PKK''yla kıyasıya vuruşuyoruz. Yine Şehitler veriyoruz. Çelişkiye bakın ki, yıkıcı/bölücü örgütün TBMM''de temsilcileri var.
HDP''nin TBMM''de varlığını hiçbir surette kabul edemeyiz.
Ne yazık ki, baştakiler, PKK''nın TBMM temsilcisi HDP kapatılırsa oyların nereye gideceğinin hesabını yapıyorlar.
Kaç defa yazdım... Güneydoğu''da âdeta bir devlet kurulmuş. Diyarbakır başşehir. Bu kadîm şehrimize giden kimi siyasîlerimiz, sanki başka ülkeye gitmiş gibi konuşuyorlar.
Hususiyetle Ak Parti''den kopanların kurduğu iki partinin başkanları Diyarbakır''a her gidişlerinde, Türkiye''nin başka bölgelerinde kullandıkları dilden farklı dil kullanıyorlar. Geçen hafta bunlardan biri yine Diyarbakır''daydı. Beyefendi diyor ki:
"Türkiye''de eğer eşit vatandaşlık olsaydı, herkesin iradesine eşit derecede saygı duyulurdu. Eşit vatandaşlık olsaydı, demokrasimizin üstüne kayyumların gölgesi düşmezdi. Eşit vatandaşlık olsaydı, şehirlerimizde seçmen iradesi gasp edilmezdi. Eşit vatandaşlık olsaydı, bu topraklarda konuşulan hiçbir dil yok sayılmazdı. Hiçbir dile ''bilinmeyen dil'' muamelesi yapılmazdı. Hedefimiz, ülkemizde eşit vatandaşlık ilkesini hâkim kılmaktır. Herkesin kendi kimliğiyle, olduğu gibi kabul edildiği bir Türkiye''yi inşa etmektir."
Eski bakanlarımızdan, Doğru Partisi''nin genel başkanı Rifat Serdaroğlu, dikkat çekici yazılar yazıyor. Bu Ak Parti''den kopuk zatın "Eşit vatandaşlık olsaydı, bu topraklarda konuşulan hiçbir dil yok sayılmazdı." sözüne karşı o da bu ülkenin bir partisinin başkanı olarak eşit vatandaşlığın asıl ne olduğunu ortaya koyuyor:
"Aziz Türk Milleti, izninizle, PKK Narko-Terör örgütünün tüm kongrelerinde T.C. Devletinden talep ettiği ve HDP''nin sürekli kullandığı ''Eşit Vatandaşlık'' ne demektir ve bundan ne istenir? Açıklayalım;
''Türk Vatandaşlığından vazgeçilmesi ve halkın etnik topluluklara bölünme isteğidir. Eşit Vatandaşlık, bireyler arasında eşitlik, yurttaşların eşitliği demek değildir. İstenen etnik toplulukların Anayasamızda kimlik olarak tanınması, etnik anadillerin ulusal ve bölgesel RESMÎ DİL haline gelmesi, tüm devlet ve toplum hizmetlerinde (ÇOKLU RESMÎ DİL) kullanılması, seçimlerde parlamentonun ve belediye meclislerinin etnik topluluk kotaları temelinde oluşturulmasıdır.
Bosna-Hersek''te Dayton Antlaşmasıyla kurulmuş olan ''Milliyetler Sistemine'' geçilsin demektir. Elbette bu talebin olmazsa olmaz şartı, Anayasamızdan Türk Vatandaşlığının silinmesidir." (Rifat Serdaroğlu, "Çoklu İhanet", 25 Nisan 2022)
Kendilerini bilmez siyasîlerimiz PKK''ya böyle yılışırlarsa oyların kendilerine geleceğini mi sanıyorlar? Bu yılışma nedir biliyor musunuz? Etnisitenin de yok olmasıdır. Yaptıkları Müslümanlığın hangi kitabında yazıyor?! Hiçbir surette oy gelmeyeceğini bilmeliler.
PKK aynı zamanda Taşnakçıların da taşeronu. Hâliyle HDP de. Garo Paylan nam milletvekilinin ABD Başkanı Biden gibi, Taşnakçı Ermeniler gibi "soykırım"ın kabul edilmesi için TBMM''ye teklif verecek kadar şuursuzlaşması bizi hiç yadırgatmıyor.
HDP''nin önceki yan başkanlarından Sezai Temelli, 2019''da, Mardin Kızıltepe''de partisinin mitinginde "Bugün Türkiye''nin en bereketli toprakları burası. Buralar vaat edilmiş topraklar. Musa bütün ömrünü bu toprakları arayarak geçirdi. Geldiler bu toprakları da kuruttular." diyecek kadar kendinden geçmişti.
Sapkın ideolojisinin aklını dumura uğrattığı Sezai "Bu toprakları da kuruttular" derken kimleri kastettiği belli: Bu ülkeyi vatan edinenler.
Diyarbakır''a gelince dillerini değiştirenler, giderek Sezai gibi konuşurlarsa hiç şaşırmayalım.