'Şehitler ölmez' derken...
Afrin Harekâtı'nda 26. günü geride bıraktık. Şu ana kadarki şehit sayımız 32. Şehitlerimizin cenazesi kalabalıklarla kaldırılıyor. Her cenaze töreninde "Şehitler ölmez, vatan bölünmez!" sloganı atılıyor. PKK saldırıları başladığından beri bu slogan atılır.
"Şehitler ölmez, vatan bölünmez!" sloganı atılmasını tenkit eden bir köşe yazarının mahkemeye verildiğini biliyor musunuz? Onu yazacağım.
Yeni CHP'nin bir Parti Meclisi üyesi Sera Kadıgil'in tivitleri, CHP'nin yeni İstanbul İl Başkanı Canan'ın tivitleri gibi çok tartışıldı. Sera'nın, şehitlerimize dair: "Hayatta hiçbir laftan tiksinmedim 'şehitler ölmez vatan bölünmez'den tiksindiğim kadar." tiviti var ki "Aman Allah'ım!" dedirtiyor.
"Şehitler ölmez" meselesine gelmeden önce bu iki hanıma sormak istiyorum: "Nasıl bir Türkiye istiyorsunuz?" Parti yöneticisi olduğunuza göre, bir fikriniz vardır; açıklamanız gerek. Buyurun, köşemde istediğinizi yazabilirsiniz.
1999'daki İmralı'da, takip ettiğim Abdullah Öcalan'ın duruşmalarında, Türkiye Barolar Birliği'nin tavrının bir kısmını yazmıştım. "Bir kısmını" diyorum... Şehit yakınlarının avukatlarına Barolar Birliği, A. Öcalan'ın avukatlarının şikâyeti üzerine soruşturma da açmıştı. Onun hikâyesini de bir gün yazarım. Şimdi Afrin Harekâtı'nı destekleyen Barolar Birliği'ne bakın, bir de o zamanki Barolar Birliği'ne. Çok şükür, vatan savunmasında beraberiz.
Duruşma salonunda şehit yakınları ara ara "Şehitler ölmez, vatan bölünmez" sloganı attılar. Şehit yakınlarının avukatı, o zamanki Kastamonu Barosu Başkanı olan Mehdi Keskin, "Şehitler ölmez, vatan bölünmez." odaklı bir savunma yapmış ve "Onlara öldü demeyiniz, onlar diridirler..." (Bakara, 2/154) ayetini de hatırlatmıştı.
Duruşma salonunda bazı şehit yakınlarının avukatlarının aşırılıkları vardı. Ancak bu aşırılıklar bütün avukatlara teşmil edilerek yazılıp çizildi. Bunlardan Toktamış Ateş'in (Cumhuriyet), Etyen Mahçupyan'ın (Radikal) ve Baskın Oran'ın (Aydınlık) yazılarını kitaba (İmralı'daki Konuk) aldım.
Av. Fuat Turgut, sanık A. Öcalan'a: "Zamanında Tercüman'da Hilmi Bengi 'Terörist Başı Agop Artunyan' diye yazdı. Bu mesele hiç yalanlanmadı. Şimdi soruyorum: Baban Ermeni mi?" sorusunu sormuştu.
"Ermeni" sözü üzerinden öyle bir yüklendiler ki... Araya "Şehitler ölmez, vatan bölünmez" sloganını da sıkıştırdılar. Etyen Mahçupyan aynen şunları yazmıştır:
"Bu avukatlar 3 binden fazla şehit ailesini, yani kamu vicdanını temsilen orada bulunuyor. Dolayısıyla sadece müvekkillerine değil, tüm topluma karşı sorumlular ve dünya karşısında toplumsal vicdanı seslendirdiklerinin bilincinde olmak durumundalar. (...) Mahkemede 'Şehitler ölmez, vatan bölünmez' veya 'Zalimler, vicdansızlar için yaşasın cehennem' diye bağırarak hamasete sığınmak avukatlık mı?"
Konyalı müdahil avukat Cengiz Erkoyuncu, Etyen Mahçupyan'ı, avukatların bütününü aynı kategoriye koyduğu için mahkemeye vermişti.
Hem şikâyet dilekçesi, hem E. Mahçupyan'ın avukatının savunması kitabımızda. Cengiz Erkoyuncu davayı kazandı ve Mahçupyan'dan tazminat aldı.
Biz hâlâ ülke birliği için mücadele yürütüyoruz ve içimizden birileri hâlâ "şehitlerimiz" üzerinden saldırıyor.