Türkiye'nin uzun bir aradan sonra gerçekleştirdiği seçimler, birçok anket şirketinin öngördüğünün aksine sonuçlar ortaya çıkardı. Seçimleri kazanan ve kaybedenleriyle ele alırsak gözlemlerim açısından tablo aşağıdaki gibi.
Milliyetçiler: Seçimler, kentli, seküler, orta sınıf milliyetçiliğin net bir şekilde yükseldiğine işaret ediyor. Milliyetçi partiler, seçmenin kabaca %30'unu oluşturuyor. Milliyetçilerin dağınık olması siyasi ağırlığını azaltsa da, gelecekte etkili bir liderlik altında milliyetçilerin siyasi sahnedeki ağırlığının giderek artacağı öngörülüyor. İktidarın daha önceki yazılarımızda da belirttiğimiz üzere, özellikle uluslararası alandaki İslami ağırlıklı politikalar yerine Türkçülük ağırlıklı politikalar benimsemesi de, yükselen milliyetçiliğin iktidar üzerindeki etkisini gösteriyor. Sinan Oğan'ın gelecekte Türk siyasetine yön verecek 3-4 önemli figürden birisi olması da bu seçimde kesinleşen hususlardan.
AKP: Ekonomik kriz ve depremle hırpalanan iktidarın savunma sanayi ve yerli otomobil gibi projelerle yoğurduğu kimlik siyasetinin seçmende karşılık bulduğu anlaşıldı. AKP, mecliste bir miktar güç kaybetse de, hâkim parti konumunu sürdürmeye devam ediyor.
CHP: Seçimin en net kaybedeni CHP. Yeni kesimlere açılma iddiası başarısız olmuş durumda. Listelerde ittifak adı altında birçok sağ unsuru parlamentoya sokması da içeride çokça küskün yaratmaya aday. CHP'nin yeni dönemde önemli çalkantılara gebe olacağı kuşkusuz. İYİ Parti'nin aday tartışmalarındaki aldığı pozisyonun ne kadar doğru olduğu da, şimdi anlaşılıyor. Başka bir adayla daha farklı sonuç alınır mıydı sorusu önümüzdeki dönemde oldukça tartışılacak. Ekrem İmamoğlu, kampanya dönemindeki performansıyla göz doldurarak gelecekte CHP'nin başına geçebilecek en önemli aday olduğunu ispatlamıştır...
Yeşil ve Sol Gelecek: Kürt oylarının yükselişi beklenirken önemli oy kayıplarıyla karşılaşan bir parti. Ülkedeki Suriyeli ve Afganların durumu gibi hususlar, giderek Kürt kimliğinin karşılaştığı sorunların daha da geri planda kalmasına yol açıyor. Cengiz Çandar, Hasan Cemal gibi Kürtlerin benimsemediği adayların Kürt seçmene dikte edilmesi de ters tepmiş görünüyor. Yeşil ve Sol Gelecek'in önceki seçimlerde kentli orta sınıf sol eğilimli kişilerden aldığı oyu da alamadığı görülüyor.
Seçimlerin kazanımları...
TİP, HÜDA PAR ve Yeniden Refah Partisi gibi unsurların Meclis'e girmesi ise, önümüzdeki Meclis'in oldukça renkli olacağını gösteriyor. Her ne kadar tasvip etmediğimiz unsurlar olsa da, herkesin sesinin Meclis'te duyulabilmesi ve koltukların ısıtıcılığı ve yumuşatıcılığına güvenmek önemli. Uçlardaki unsurların yavaş yavaş bu şekilde sistemin içine çekilebilmesi de yine önemli bir avantaj.
Seçimin güzel yanlarına gelirsek. Alevi tartışmaları içinde Kılıçdaroğlu'nun aday gösterilmesi ve neredeyse her iki kişiden birinin oyunu alabilmesi, Türkiye'de bir kalıbın yıkılmasını sağladı.
Seçimlerin her ne kadar seçim öncesinde tansiyonu yüksek olsa da, önemli bir sorun olmadan seçimin bitmiş olması Türkiye'nin demokrasi hanesine yazılacak hususlardan.
Seçimlerin ülkemize hayırlı olmasını diliyorum.
